Ben bu Rabbimizin eserlerine şaşırıyorum.
Toprağa küçücük bir fidan ekiyorsunuz.
Üzerine de hayvan pisliği gübre atıyorsunuz...
Ortaya harikulade renklerde güller ve enfes bir koku çıkıyor.
Toprağa küçücük bir fidan ekiyorsunuz.
Üzerine de hayvan pisliği gübre atıyorsunuz...
Ortaya harikulade renklerde güller ve enfes bir koku çıkıyor.
Herşeye madde gözüyle bakanlar şöyle demesi gerekmez mi?...
Acaba bu renkler ve kokular topraktan mı, gübreden mi?
Acaba bu renkler ve kokular topraktan mı, gübreden mi?
Bilim adamları koku hakkında yeni keşfededursunlar, biz Evliya Çelebi’ye kulak verelim.
Meşhur seyyahımızın seyahat macerasına nasıl başladığını bilmeyenimiz yoktur.
“Seyahatname” adlı eserinde, o meşhur rüyasını naklederken anlattıkları ise oldukça ilginç.
Rüyasında Eminönü, Zindankapı’daki Ahi Çelebi Camii’ndedir. Reisi, Rasulullah s.a.v. olan ruhani bir meclistedir.
“Hz. Peygamber aleyhissalatu vesse-lam’ın eli zağferen ve gül gibi kokardı. Fakat diğer peygamberlerin elleri ayva gibi kokardı. Hz. Ebubekir’in elleri kavun gibi kokardı. Hz. Ömer’in elleri amber kokusu gibiydi. Hz. Osman’ın menekşe gibi kokusu vardı. Hz. Ali’nin kokusu yasemin gibiydi. İmam Hasan, karanfil gibi; İmam Hüseyin, beyaz gül yaprağı gibi kokardı. Allah onların hepsinden razı olsun. Bu hal üzere mecliste bulunanların hepsinin mübarek ellerini öptüm.”
Ne zaman ne de mekan uzaklığı manidir sevilenlerin kendilerine has kokularını duymaya. Rasulullah s.a.v.’in, Yemen’de olan Veysel Karanî’nin kokusunu duyduğunu haber verdiğini biliriz. Kur’an-ı Kerim’de ifade edildiği üzere Hz. Yakub’un, oğlu Hz. Yusuf’un gömleğini getiren kafile henüz Mısır’dan ayrılmaya başlar başlamaz Hz. Yusuf’un kokusunu 80 fersah uzaklıktan duyduğunu da...
Terlese, güller olurdu terleri
Süleyman Çelebi, Mevlid’inde böyle tavsif ediyor Nebiy-yi Zişan Efendimiz’i ve hakikat de öyle idi. Hiçbir güzel koku sürmese dahi kâinatın en güzel kokusu yayılırdı O’ndan. Medine sokaklarından geçtiğinde halk O’nun güzel kokusundan oradan Peygamber s.a.v.’in geçtiğini anlardı.
Hz. Enes b. Malik r.a., Rasulullah s.a.v.’in mübarek kokusu hakkında; “Rasulullah aleyhissalatu vesselam‘ın güzel kokusundan daha güzel ne misk ne de amber kokladım.” demiştir.
Bugün Medine-i Münevvere’de, Ravza-i Mutahhara’da Efendimiz’i ziyaret edenler de aynı şeyleri söylemiyorlar mı? “Biz orada duyduğumuz kokudan daha güzelini bugüne kadar hiç koklamadık.”
Fahr-i Kâinat s.a.v., bir çocuğun başını okşadığında o çocuk diğerleri arasında hemen fark edilirdi. Ashap’tan bu şerefe mazhar olup da o mübarek kokunun bir ömür kendilerinden gitmediğini bildirenler olmuştur.
Allah'ım SÜBHANALLAH deyip sana secde edilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder