İman ilk önce kalbe yerleşir, sonra kalbe sıkı sıkı yerleşen iman amellere akseder. Biz kendimize sürekli sorarız; acaba neden kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, verdiğimiz sadakalar, okuduğumuz Kur’an’lar bizlerin amellerini değiştirmiyor?
Bu sorunun cevabı çok zor görünse de aslında çok basittir.
O her biri yıldız olan sahabelerin imanları çok güçlüydü. Olayı içlerinde bitirmişlerdi. İman konusunda şüpheleri kalmamıştı. Hz. Bilal daha kaç ayet biliyordu ki onca işkenceye maruz kaldı.
Söylediği tek şey vardı لا إِله إِلاَّ اللَّهُ Bu cümleyi söyleye söyleye takati kalmamış artık ancak “Ehad” diyebiliyor, sesinin tükendiği anlarda da şahadet parmağıyla Allah’ı birliyordu.
Çevresindeki kâfirlere o haliyle bile korku salıyordu.
Neden korkuyorlardı onun bu halinden? Korkuyorlardı çünkü bu kadar işkence, eziyet, dayak, açlık, susuzluk onu inandığı davadan vazgeçiremiyordu.
Nasıl bir davaydı ki bu, bunca çileye karşın vazgeçilmiyor ve aksine daha da sıkı sıkı bağlanmaya sebep oluyordu. Bunları yanındaki müşrikler anlayamadılar ve anlayamazlar da.
Demek ki bu iş ilk önce kalpte başlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder