Aslıhan Erkişi - Sev, bu bir emirdir!
Oysa kimse gibi sevmek zorunda değillerdi..
Herkes Ferhat gibi sevmek zorunda olsaydı, herkes Şirin’e âşık olur, delinmedik dağ kalmaz, bütün sular Amasya’ya akardı. İnsan tabiatı gönlünün güzelini aramak üzere yaratılmış. Yaradan onu serbest bırakmış seçmede, sevmede. Gayrı ne ve kim oluyor ki?
Herkes Ferhat gibi sevmek zorunda olsaydı, herkes Şirin’e âşık olur, delinmedik dağ kalmaz, bütün sular Amasya’ya akardı. İnsan tabiatı gönlünün güzelini aramak üzere yaratılmış. Yaradan onu serbest bırakmış seçmede, sevmede. Gayrı ne ve kim oluyor ki?
Adeta serenat ifadelerinde Akif Dede aşkını şöyle ifade ediyor:
On dört asır evvel yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi,
Lakin, o ne hüsrandı ki, hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir, halbuki bekleşmedelerdi” diyor ve sevdiğinin gelişini resmediyordu..
O böyle seviyordu, Siz onun gibi sevmeye mecbur değilsiniz..
Nazım Hikmet uzaklardan İstanbulu özlerken;
“Martılar ah eder, çırparlar kanat,
Deryalar açılır, kat, kat,
Gayrı beklemeye kalmadı takat,
Görünsün karşıdan, İstanbul şehri” diyordu..
O öyle seviyordu İstanbulu.. Siz onun gibi de sevmek zorunda değilsiniz..
İnsanız.. Doğduğumuz, doyduğumuz, sevdiğimiz, koşup oynadığımız yeri, vatanımızı sevmez miyiz hiç!
Uzaklarda dahi olsak, ona ait bir esinti, bir şey, bir şarkı, bir türkü bize sevdiklerimizi hatırlatmaz mı? O hasret her gönülde başka renkte tüllenir. Kimine beyazdır hasret, kimine kahve. Özlem kırmızıdır kimi için, aşk simsiyah kara sevda. Kimi kırmızıdır gülde, karanfilde, kiminin rüyalarında sarı papatya... İnsanız hepimiz...
Sevdalarımızın, hasretlerimizin, sevgilerimizin, nefretlerimizin, aşklarımızın rengi de gönüllerimiz, zevklerimiz gibi renk renk.
O öyle seviyordu İstanbulu.. Siz onun gibi de sevmek zorunda değilsiniz..
İnsanız.. Doğduğumuz, doyduğumuz, sevdiğimiz, koşup oynadığımız yeri, vatanımızı sevmez miyiz hiç!
Uzaklarda dahi olsak, ona ait bir esinti, bir şey, bir şarkı, bir türkü bize sevdiklerimizi hatırlatmaz mı? O hasret her gönülde başka renkte tüllenir. Kimine beyazdır hasret, kimine kahve. Özlem kırmızıdır kimi için, aşk simsiyah kara sevda. Kimi kırmızıdır gülde, karanfilde, kiminin rüyalarında sarı papatya... İnsanız hepimiz...
Sevdalarımızın, hasretlerimizin, sevgilerimizin, nefretlerimizin, aşklarımızın rengi de gönüllerimiz, zevklerimiz gibi renk renk.
Senin gönlünün bir rengi var, başkasının rengini sevmek zorunda değilsin.
Kimi Siyah-Beyaza, kimi Sarı-Laciverte, kimi Sarı- Kırmızıya, kimi Bordo-Maviye gönül verir belki. Benim renklerim Yeşil-Beyaz mesela..
Ey kıymetli okuyucum, bil ki;
“Benim rengimde de sevmek zorunda değilsin.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder