Aslıhan Erkişi - Dönence
Bir çiçekle bahar olmaz
Kişi kendini bilip sağa sola sormalı
Can pazarı bu oyun olmaz
E tabii dikkat etmek lazım ama gelin görün ki ben bizim ufaklıklara dinletemedim. Güneşi görünce kısa kollularla kaçıverdiler sokağa. Sonra burnumuz akmaya başladı. Ne diyordu Barış Abi devamında:
Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın,
İçine hatmi çiçeği biraz tere otu katasın
Hatta biraz tarçın, bir tutam zencefil
BİN DERDE DEVA BARIŞ!
Bin derde deva geliyor… Sen de bin derde devasın Barış Abi. Biz kan ter içinde sokakta yakan top oynayan çocuklarken, bu şarkıyı naneli limonlu bir tekerleme zanneder, dilimizden düşürmezdik.
Anlayamazdık ne anlattığını bize. Meğer sen, naneyi limonu, kimi şarkında da bir eşeği bahane edip, koca koca adamların anlayacağı dersler veriyormuşsun. Bazen keşke şu dönem aramızda olsaydın diyorum. Öyle işte…
SİYAH-BEYAZ FAVORİ PROGRAMIM
Son dönem arabamda neredeyse açık olan tek radyo kanalı Dünya Radyo’da aşağı yukarı 8-10 eserden biri Barış Manço’ya ait. Bu arada Dünya Radyo demişken, Cuma hariç hafta içi her gün saat 13.15 – 16.00 arası, eskinin sanat kokan, kaliteli, sesleri stüdyo ortamında düzeltilmemiş gerçek sanatçıların nostaljik eserlerinin yer aldığı, müzik zevkine hayran kaldığım Emre Başer’in hazırlayıp sunduğu Siyah-Beyaz, benim favori programım. Hani bazı kitaplar vardır dönüp dönüp okursunuz, dün başka yorumladığınızı yarın başka yorumlarsınız. Barış Manço şarkıları da öyle. Dün başka anlardık, bugün başka. Dönüp dönüp dinlemek, dinletmek, çocuklarımıza anlatmak lazım.
Şarkıyı yarıda kesmeyip sonlandıralım. Ne diyordu Barış Abi sonunda:
Barış iğneyi kendine batırır çuvaldızı başkasına
Bol keseden aklı ona buna dağıtır darısı kendi başına…
Bu gün ne anlıyoruz acaba? Şöyle ama’lı fakatlı cümleler kurmadan, elimizi vicdanımıza koyarak söyleyelim bugün ne anlıyoruz?
Allah rahmet eylesin kendine has çizgisi olan kıymetli bir sanatçıydı. Çok güzel eserler bıraktı… Bal Sultan, Anahtar, Gül Pembe, Zehra, Ahmet Bey’in Ceketi…..
İşte onlardan biri:
Halat gibi bileğiyle, yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun, siz de buyurun
Buyurun dostlar, buyurun
Halil İbrahim Sofrasına…
Yine onun sözleriyle veda ediyorum ve bir gün dönecek Dönence… Biliyorum.
Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor
Duyuyorum biliyorum görüyorum dönence
Bir gün gelecek dönence biliyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder