6 Nisan 2016 Çarşamba

Aslıhan Erkişi - Unutmadım seni ben

Aslıhan Erkişi - Unutmadım seni ben

 
Aslıhan Erkişi

a.erkisi@meydangazetesi.com.tr
06 Nisan 2016, 08:00


Bir konser için Anadolu’nun küçük şehirlerinden birine gitmiştik. Bizi ağırlayan dostlardan biri, bir yerden geçerken “Rüzgar söylüyor o yerlerde, bizim eski şarkımızı” diye mırıldandı. Gayr-i ihtiyari “Özür dilerim, anlamadım” deyivermiştim. Eliyle karşıdaki kabristanı göstererek, “Rahmetli eşim” dediğinde, şaşırmıştım. Mahcubiyetle “Allah rahmet eylesin” diyebilmiştim. Halindeki hüzün ve özlem yüzünden, sözlerinden anlaşılıyordu. Birkaç ayrıntı anlattı sonra…

Türk müziğinin önde gelen kadın güfte yazarı ve bestekarlarından Müzehher Güyer’i 18 yıl önce yine böyle bir Nisan ayının dördünde ebediyete uğurlamışız, 78 yaşında…

Yine kendisi gibi Türk müziği bestecisi ve ses sanatçısı Ekrem Güyer’le 1944’te evlenmiş. Ekrem Bey, şu Nihavend makamındaki güzel şarkının bestekarı;

“Ayrılmak ne kadar zor, unutulmak ne acı,

Dün gülen bakışların, bugün bana yabancı,

O kadar zalim olma, bu mahzun kalbe karşı,

Dün gülen bakışların, bugün bana yabancı”

SANATÇILAR HASTALIKLARI ÇAĞIRIYOR

Sanatçılar duygusal olduğundan, psikolojik ve bedensel olarak hastalıkları çağırır sanki. Ekrem Güyer gibi, Müzehher Güyer gibi hüzün dolu kalpler daha bir fazla…

    Ekrem Güyer 21 Şubat 1954’de mide kanamasından Ankara’da vefat etmiş. Üstelik henüz 33 yaşında. Herhalde o gün isim manası “çiçek açmış” olan Müzehher için bir sonbahar, eskimeyen tabirle hazana dönmüştür. Rastlantı mı bilmem ama karı-koca Güyer’lerin güftelerinde sanki yaşayacakları dramların izleri var.

  O Ekrem Güyer ki, bugün dillerde olan birçok güzel şarkının bestekarı. Birazdan isimlerini zikrettiğimde “33 yaşa, bu kadar güzel eser nasıl sığdırmış? Takdir-i İlahi amenna... Keşke daha uzun bir ömür nasip olsaymış” dedirtiyor şarkıları:

Hançer-i aşkınla ey Yâr, sinem üzre vurma hiç,

Canan bilirim sen beni nalan edeceksin,

Başını göğsüme koy, gönlümdeki derdi dinle,

Sensiz âlem bahtiyar etmez beni

 Ekrem Güyer’den alınan türküler de var. “İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları” diye başlayan o meşhur türküyü o ulaştırmış bizlere.

 Bir bestesi var ki, Müzehher Güyer’i o öldükten sonra, eşinin hasretiyle bir içli şiir yazmaya sevk etmişti yıllar sonra… Ekrem Güyer’in o meşhuuuuur şarkısı:

“Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben,

Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem,

Bir sisli hazan kesilir ruhum, eğer görmesem,

Neşemde sen, hüznümde sen, bilmem ki nasıl söylesem”…

MÜZEHHER’İN CEVABI

 Yıllar geçmiştir… Aynı, yazının girişindeki dostumun o hali gibi. Gönlüne diline özlem dolanır Müzehher Güyer’in. Eşinin “Unutturamaz seni hiç bir şey” diye başlayan bu şarkısına cevap olarak şu şiiri yazar:

“Unutmadım seni ben, her zaman kalbimdesin,

Aylar, yıllar geçti, söyle, sen neredesin?

Anlaşıldı… Sen, geri dönülmeyen yerdesin,

Anlaşıldı… Sen geri gelmeyeceksin,

Unutmadım seni ben… Her zaman bendesin”

 Şöyle bir ahhh çektiğinizi görür gibiyim. Unutulmamak, unutmamak, sevdiklerini hep kalbinin bir köşesinde tutmak… Öyle ya, aslında bizi tamamlayan onlar.

Sonra ne mi olmuş? Yazımın girişindeki bestekar Şekip Ayhan Özışık almış bu şiiri, Karcığar makamında nefis bir şarkı yapmış.

4 Nisan Müzehher Güyer’in vefat yıldönümüydü. Bu güzel gönlü ve özel hatıralarını bilin istedim.

Gönlünüz Nisan gibi Müzehher olsun…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder