“Cenab” kelimesi lûgât mânâsı itibariyle “taraf, cânip ve cihet” demektir. Fakat, dilimizde bu mânâsıyla kullanılmamaktadır.
Dilimizdeki ifadesi, “Hazret” gibi, tâzim, hürmet ve bir saygıdan ibarettir. Bu kelime genellikle “Allah” için kullanılmaktadır: “Cenab-ı Hak, Cenab-ı Allah” gibi.
Bununla beraber, hürmete layık olan başta peygamberler olmak üzere, sahabî, evliya, ulemâ ve İslâm büyükleri için de kullanılabilir. “Cenab-ı Peygamber, Cenab-ı Ömer” gibi.
Osmanlı devrinde bu sıfat sıkça kullanılırdı. Meselâ Peygamberimiz'den (a.s.m.) bahsederken “Cenab-ı Risâletpenâhî”, bir elçiden bahsederken “sefir cenapları” ifadeleri de kullanılırdı.
Aynı kelimenin “âli, ulvî” kelimeleri ile birlikte kullanılması hâlinde ise bu terkip, “şeref ve haysiyetini muhafaza eden, kötü şeylere tenezzül etmeyen, cömert ve eli açık kimseler” mânâsını ifade etmektedir: “uluvv-i cenap, âl-i cenab” gibi...
Fakat, bugünkü dilimizde “Cenab” sıfatı sadece “Allah” lafz-ı Celâlinin başına gelmektedir. Diğer büyük zatlar için sadece “Hazret” sıfatı kullanılmaktadır.
Dilimizdeki ifadesi, “Hazret” gibi, tâzim, hürmet ve bir saygıdan ibarettir. Bu kelime genellikle “Allah” için kullanılmaktadır: “Cenab-ı Hak, Cenab-ı Allah” gibi.
Bununla beraber, hürmete layık olan başta peygamberler olmak üzere, sahabî, evliya, ulemâ ve İslâm büyükleri için de kullanılabilir. “Cenab-ı Peygamber, Cenab-ı Ömer” gibi.
Osmanlı devrinde bu sıfat sıkça kullanılırdı. Meselâ Peygamberimiz'den (a.s.m.) bahsederken “Cenab-ı Risâletpenâhî”, bir elçiden bahsederken “sefir cenapları” ifadeleri de kullanılırdı.
Aynı kelimenin “âli, ulvî” kelimeleri ile birlikte kullanılması hâlinde ise bu terkip, “şeref ve haysiyetini muhafaza eden, kötü şeylere tenezzül etmeyen, cömert ve eli açık kimseler” mânâsını ifade etmektedir: “uluvv-i cenap, âl-i cenab” gibi...
Fakat, bugünkü dilimizde “Cenab” sıfatı sadece “Allah” lafz-ı Celâlinin başına gelmektedir. Diğer büyük zatlar için sadece “Hazret” sıfatı kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder