13 Haziran 2017 Salı

Amel olunmayan ilim

Amel olunmayan ilim
 

Aydın vilayetinde yetişen Velilerden Şeyh Kemal Efendi ”rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, Resulullah efendimiz aleyhisselama uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan ayrılanları din adamı sanmayınız! buyurdu. Onların yaldızlı sözlerine ve ateşli yazılarına aldanmayınız!

Ve ekledi:
- Kendisiyle amel olunmayan ilmin, sahibine zararı, faydasından daha çoktur. Bütün saadetlerin yolu İslamiyet’tir. Kurtuluş yolu, Resulullah efendimizin izinde olmaktır.

Sordular:
- Doğru ile yalancıyı ayıran alamet nedir efendim?
- Resulullaha uymaktır, buyurdu. Onun dinine uymayanın her sözü, her yazısı ve her işi kıymetsizdir.

- Ya keramet gösteriyorsa hocam?
- Olsun. Harika ve keramet, açlıkla ve riyazet çekmekle hasıl olur ki, bu, yalnız Müslümanlara mahsus değildir. Böyle şeyler, kâfirlerde de görülüyor.

Şöyle devam etti:
- Müstehabları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri yapmakta gevşeklik de, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da, Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz.

Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Günah işlemek, insanı küfre sürükler) buyuruldu.

Huzurlu olmak istiyorum
Biri sordu bu zata:
- Huzurlu olmak istiyorum hocam. Ne yapayım?

Cevaben;
- Günah işleme, buyurdu.

- O zaman huzurlu olur muyum?
- Evet. Huzursuzluk “günah işlemek”ten olur. Ayağımız taşa takılsa, evde tabak kırılsa, işlediğimiz bir günah sebebiyledir.

- Huzurlu olmak için başka ne tavsiye edersiniz efendim?

Buyurdu ki:
- Kendini beğenme. Kendini beğenen huzurlu olamaz.

- Başka hocam?
- Şikayetçi olma. “Toprak” gibi ol. Görmez misin toprak, ayaklar altında çiğnenir de yine ses çıkarmaz, şikayet etmez.
 
 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder