Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(O muttakîler, geceleri namaz kılmak ve istiğfar etmek için) yanlarını (tatlı) yataklarından ayırırlar. Rablerinin azâbından korkarak ve rahmetini umarak duâ ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da hayır yollarına infâk ederler.” (Secde, 16)
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allâh’tan, dünyâ veya âhiretle alâkalı bir hayır talebi o saate rastlarsa, Allâh dilediğini ona mutlakâ verir. Bu saat her gecede vardır.” (Müslim, Müsâfirîn, 166)
Allâh Rasûlü (sav), mânevî terakkînin en mühim vâsıtlarından biri olan teheccüdün bütün ümmeti tarafından hassâsiyetle edâ edilmesini istemiştir. Bu husustaki telkinlerine öncelikle yakınlarından başlamış ve bir gece Hz. Ali ile Fâtımâ’nın kapısını çalarak:
“Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o, sizden önceki sâlih kimselerin âdeti ve Allâh’a yakınlık vesîlesidir. (Bu ibâdet) günahlardan alıkoyar, hatâlara keffâret olur ve bedenden dertleri giderir.” buyurarak onları seherlerde uyanık olmaya dâvet etmiştir. (Tirmizî, Deavât, 101/3549)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder