Hekimoğlu İsmail
AİLE-SAĞLIK
Not defterime düşenler…
İnsan nefsinin avukatı olmamalıdır. Hakkın hakikatin avukatı olmalıdır. “Suç bende.” demek büyük bir fazilettir. Yalan yanlış kendini temize çıkarmak, İslam’a ihanettir.
İnsan ene’sini ön planda tutup “Benim mesleğim, benim yolum, benim sözüm…” diyerek kendini övmeye kalkınca karşısındakinin gururu ayaklanır. Bu sebepten insanları tahrik etmemek lazım.
Dünya kıymetli bir şey değil ki onun için münakaşa edelim… Her şeyin fani olduğunu, geçici olduğunu düşünüp, kabristanı gezmeye gitmeli. Burada yatan insanların çok büyük hedefleri vardı. Servet istiyorlardı. Mevki-makam istiyorlardı. Şöhret istiyorlardı. İşte geldiler, mezarda yatıyorlar.
Üstad Bediüzzaman, “Amelinizde rıza-yı İlahi olmalı.” diyor. Ben bu cümleden şunu anlıyorum: Allah için yapılan işin dünyada ve ahirette bir değeri vardır amma bu niyetle yapılmayan iş ancak malayanidir. Mesela Allah kuluna makam verir, imtihan eder. O makamın hakkını verir şükrederse ne âlâ, şükretmezse berbat olur. Allah insana mal mülk verir, kulunu zenginlikle imtihan eder; parayı nerede harcayacak diye. Fakirlik verir imtihan eder; ne kadar sabredecek diye. Allah ev verir, bakar kulum evinde ne yapıyor? Çocuk verir, çocuğu nasıl yetiştiriyor? İlim verir, ilmini nerede kullanıyor? Diploma verir, diplomasını İslam’a hizmette kullanıyor mu? Akıl verir, aklını nerede kullanıyor? Göz verir, gözleriyle nereye bakıyor? Midesine neler doldurdu? Elleriyle ne işler gördü? Yani görüldüğü gibi Allah verdikleriyle de vermedikleriyle de imtihan ediyor; kulum benim rızamı gözetiyor mu?
Mesela konferansta gençlerden biri sordu: “Edison, lambaları yaptı, dünyayı aydınlattı. Cennete gider mi?” Ben de dedim ki: “Acaba Edison cennete gitmek istiyor muydu? Cennete iman ile gidilir.” Efendimiz (sas) buyurmuş ki: “Besmeleyle başlanmayan her işin sonu kesiktir.” Yani Allah için yapılan iş küçük de olsa, kıymeti büyüktür. Başkası beğensin, nefsimiz beğensin diye yapılan iş büyük de olsa hakikatte bir kıymeti yoktur. Mesela imanımızın yakıldığı devirlerde o yangına bir kova su dökmeye koşuyordum. Beni hapse attılar. Amma şimdi o günleri arıyorum. Çünkü o günlerde menfaat yoktu, makam yoktu. Sadece Allah rızası vardı. Gerek mahkemelerde gerek hapishanede diyordum ki: “Kaderde hapis yatmak varsa, Allah için hapis yatmak çok iyi.” Her zaman söylerim; çilesini çekmediğimiz şey bizim değildir!..
Hırs duygusunu içimize koyan Allah’tır. Demek ki o yönden de imtihan olacağız. Hırslı olup da küçük düşmeyen kimseyi görmedim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder