İnanan insan Allaha iman etmiş,Allah ve Rasülnün getirdiği ve tebliğ ettiği herşeye iman etmiş kabul etmiş demektir.Artık o insanın inancının gerektirdiği gibi yaşaması ve kendine yaraşır şekilde davranması gerekir.İnanan insana yakışan çeşitli davranışlar vardır ki, bunlardan bazıları: Dürüst olmak, çalışmak ve üretmek, insanlara yardımda bulunmak, Allah'a şükretmek, sabırlı olmak, Allah'a güvenmek bunlardan bazılarıdır. Şimdi bu davranışları ayrı ayrı ele alalım:
1. Dürüst Olmak"Dürüst olmak'' doğruluğu benimsemek ve doğru olmak demektir. Dürüstlük, özde, sözde, yaşayışta doğru ve tutarlı olmayı gerektirir. Özde, sözde ve yaşamda dürüstlük insanın içinin ve dışının bir olmasıdır. Kişi, düşündüğü ve inandığı neyse, onu söylemeli, onu yapmalıdır.Dürüst olmak, İslam dininin öğütlediği en güzel ahlak davranışlarındandır. Kuran'da Allah Hz.
Peygamber'e "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol !'' buyurmuştur. Hz. Peygamber dürüstlüğün en büyük örneğidir. Dürüst olmak için uğraşan kimseler onu örnek alabilirler.
2. Çalışmak ve Üretmek inanan insana yakışan davranışlardan biri de çalışmak ve üretmektir. Çalışmanın bir çok faydası vardır: Çalışma, insanı diri ve canlı tutar. iradeyi kuvvetlendirir. insanın moralini düzeltir. Stresten kurtarır. Bunalıma girmesini önler. Tabiatı, hayvanları ve insanları sevimli gösterir. Kötülükten korur. Çünkü eli boş insanlar kötülük düşünürler. Alın teri ile kazanmanın zevkini tattırır. Çalışanların emeğini takdir ettirir. Dostluğu, sevgiyi,
yardımlaşmayı, insan ilişkilerini geliştirir. Topluma uyumu, sosyalleşmeyi kolaylaştırır.Her ülke yapıcı ve üretici kişilerin emekleriyle yükselir. Çalışmak, bir şeyler üretmektir. Üretken insan, verimli ve faydalı insandır. Atatürk ülkemizi kurtarınca, ülkenin geleceğini gençlere emanet etmiştir. Niçin? Dünyanın en gelişmiş ve refah düzeyi yüksek ülkesi haline gelmemiz için. Ülkemizi çağdaş (muasır) medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak için.İslam dini yapıcı ve üretici olmayı emreder. Üretici olmanın en güzel örneğini yine Hz. Muhammed vermiştir. 0, gençliğinde ticaret yapmış, kimseye muhtaç olmadan
geçimini sağlamıştır. Hendek savaşından önce derin hendeklerin kazılmasında kendisi de bir işçi gibi çalışmıştır.
3. İnsanlara Yardımda Bulunmak insanları en çok mutlu eden davranışlardan birisi de başkalarına yardımda bulunmaktır. Ödevini yetiştiremeyen bir arkadaşımıza yardım etmek, komşularımızın acı ve tatlı günlerinde acılarını, neşelerini paylaşmak; fakiri, yoksulu, kimsesizi gözetmek en güzel yardım örnekleridir.Yardım, her zaman para, mal, mülk şeklinde olmaz. Bazen bir selam, bazen güzel bir söz bazen de bir alet vermek çok makbule geçer. Yardımlaşma
sayesinde, barış gelişir, dargınlıklar, düşmanlıklar azalır; kin ve nefret, yerini sevgi ve şefkate bırakır. Bizim başımıza bir şey gelince de yalnız olmadığımızı görürüz.
4. Allah'a Şükretmek Allah'a şükretmek, ona Teşekkür etmektir. Şükretmek, inanan insana yakışan en güzel davranıştır Çünkü Allah bizi yaratmış ve çeşitli nimetler vermiştir. Her çeşit iyilik ve nimetlerle bizi donattığı için, doğadaki bütün nimetleri, varlıkları emrimize verdiği için, Allah'a teşekkür ederiz.Demek ki, şükür yapılan iyiliklerin, verilen nimetlerin değerini bilmektir. Şükür Allah'a yapılır.
insanlara şükredilmez. Ama Allah'a hem şükredilir hem de Teşekkür edilir. Nasıl ki biz birisinin yardımına, iyiliğine hemen Teşekkür ederiz; hem de ''ayıp olmasın'' diye acele ederiz. Bunun gibi Allah'ın sonsuz ilişiklerine ve yardımlarına karşı da daima şükretmeliyiz Allah, bizden nimetlerin değerini inkar etmememizi istiyor Kuran'da Allah, ''Beni anınız, ben de sizi anayım; bana şükredesiniz, inkar etmeyiniz''buyuruyor Çünkü Yüce Allah hiç bir iyiliğin göz ardı edilmesini istemez insanların nankör olmasından hoşlanmaz
5. Sabırlı Olmak Dinimiz sabırlı olmaya çok önem vermiştir. Kuran'da sabrı öğütleyen bir çok ayet vardır. Bunların yanında sabredenlerin mutlu sona ulaşmalarıyla ilgili örnekler vardır.Sabırlı olmanın ve sabrın sonunda başarmanın güzel örneklerini Hz. Muhammed’in hayatında da görürüz Muhammed, Mekke'de müşriklerin zulümlerine, işkencelerine tam on üç sene sabretti. Tarif’te başına taş attılar, ayağını yaraladılar; ama
onlara beddua etmedi Çünkü 0, insanları seviyordu. Cahilliklerinden dolayı yapılan yanlışları düzeltiyordu Ders alıyorlarsa onları bağışlıyordu Hayatın acıları, üzüntüleri karşısında aceleci davranmamak gerekir işin aslını sormadan, öğrenmeden yapılan acele bir hareket, çoğu kez zarar getirir Nitekim ''öfkeyle kalkan, zararla oturur'' atasözü boşuna söylenmemiştir ''Sabır acıdır, ama meyvesi tatlıdır.'', ''Sabreden derviş muradına ermiş.'' gibi atasözleri de aynı amaçla söylenmiştir.
KAYNAK:http://www.fetvalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder