Tevazu Nedir ?
İnsanda bulunması güzel olan iyi huylardan bâzısı vardır ki, az olunca iyi sayılır. Aşırı, çok olunca, kötülüğü belli olur. Tevâzu böyledir.
İnsanda bulunması güzel olan iyi huylardan bâzısı vardır ki, az olunca iyi sayılır. Aşırı, çok olunca, kötülüğü belli olur. Tevâzu böyledir.
İnsanda kibrin, başkalarına büyüklük taslamanın bulunmaması demektir.
Tevâzunun zıddı, tersi kibirdir. Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Dînimiz tevâzuyu emretmekte, kibirlenmeyi yasaklamaktadır.
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet’e gitmez.” buyurdu.
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet’e gitmez.” buyurdu.
Ve yine buyurdu ki: “Allahü teala, tevazu üzere olmayı bana emr eyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmeyiniz, büyüklük taslamayınız”.
Zımmî denilen gayri müslim vatandaşlara ve izinle, pasaportla gelmiş olan yabancı tüccarlara, ecnebî iş adamlarına ve turistlere de kibirlenmemek lazım olduğu bu hadîs-i şerîften anlaşılmaktadır.
Her insana tevazu yapmak lazım olunca, onlara hıyanet yapmak, incitmek hiç uygun değildir. Kibrin aksi olan tevazu, kendini başkalarıyla bir görmektir. Tevazu, insan için çok iyi bir huydur. Hadîs-i şerîfte; “Tevazu edene müjdeler olsun!” buyuruldu.
Tevazu sahibi, kendini başkalarından aşağı görmez. Zelil ve miskin olmaz. Fakirlere merhamet eder. Hadis-i şerifte; “Tevazu eden, helal kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak olan ve kimseye kötülük yapmayan, çok iyi bir insandır.”
Tevazu sahibi, kendini başkalarından aşağı görmez. Zelil ve miskin olmaz. Fakirlere merhamet eder. Hadis-i şerifte; “Tevazu eden, helal kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak olan ve kimseye kötülük yapmayan, çok iyi bir insandır.”
“Allah için tevazu edeni, Allahü teala yükseltir.” buyuruldu. Tekebbür edene, yani kibir sahibi olana karşı tekebbür edilebilir. Kibir sahibine tekebbür etmek, sadaka vermek gibi sevaptır. Kibir sahibine karşı tevazu eden kimse, kendisine zulüm etmiş olur. Kendinden aşağı olanlara karşı tevazu göstermek iyi ise de, bunun ifrata kaçmaması, yani aşırı olmaması lazımdır. Harpte düşmanlara karşı, bozuk inançları yayanlara ve kibirli olan zenginlere karşı tevazu gösterilmez.
İnsanın tevazu sahibi olabilmesi için, dünyaya nereden geldiğini, nereye gideceğini bilmesi lazımdır. Hiç yoktu. Önce bir şey yapamayan, hareket edemeyen bebek oldu. Şimdi de, her an hasta olmak, ölmek korkusundadır.
İnsanın tevazu sahibi olabilmesi için, dünyaya nereden geldiğini, nereye gideceğini bilmesi lazımdır. Hiç yoktu. Önce bir şey yapamayan, hareket edemeyen bebek oldu. Şimdi de, her an hasta olmak, ölmek korkusundadır.
Nihayet ölecek, çürüyecek ve toprak olacaktır. Hayvanlara, böceklere gıda olacaktır. Kabir azabı çekecek, sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir. Bunu düşünen insana tekebbür değil, tevazu gerektiği kolayca anlaşılmaktadır.
İnsanların yaratıcısı, yetiştiricisi, her an tehlikelerden koruyucusu olan ve kıyamette hesaba çekecek, sonsuz azap yapacak olan, sonsuz kuvvet, kudret sahibi, benzeri, ortağı olmayan tek hakim ve kadir, yüce Allah; “Tekebbür edenleri (kibirlenenleri) sevmem, tevazu edenleri severim”. buyuruyor.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
-- ,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder