8 Temmuz 2014 Salı

Ahmed Şahin - Orucu bozan ve bozmayan önemli alışkanlıklarımız

Ahmed Şahin - Orucu bozan ve bozmayan önemli alışkanlıklarımız



RAMAZAN2014 Yazarlar Ahmed Şahin

Orucu bozan ve bozmayan önemli alışkanlıklarımız

 
 
Soru: Tiryakinin sigara dumanı yutması orucunu bozar mı? Oruçlunun maruz kaldığı sıcağın şiddetini azaltmak için başına su döküp ıslak mendil sarması tuttuğu orucuna zarar verir mi?
 
 
Cevap: Ramazan’da tiryakinin sigara dumanı yutması orucu bozar mı sorusuna iki şekilde bakmak gerekiyor: Sigara dumanı ya kasti olarak yutulur, yahut da istemeyerek... İstemeyerek yutulursa orucu bozma söz konusu olmaz. Ama isteyerek ve kasten sigara dumanını kendine doğru çekip yutan kimsenin orucu bozulur. Bu sebeple tiryakilerin böyle dumanlı yerlerden uzak durmalarında mecburiyet derecesinde isabet vardır.
 
 
- ‘Oruçlunun sıcaklarda su ile serinleme’ tedbirine gelince: Siyerdeki kayıtlarda görüyoruz ki, Resûl-i Ekrem (sas) Efendimiz, bir oruç gününde sıcakların şiddetlenmesinden dolayı başına su döktürmüş, maruz kaldığı şiddetli sıcağın tesirini azaltmayı mahzurlu görmemiştir.
 
 
Hazreti Ömer Efendimiz’in oğlu Abdullah da başına ıslak mendil sarmış, yakıcı sıcakların meydana getirdiği şiddetli hararetin etkisini azaltmaya çalışmıştır.
 
 
Bunlar da gösteriyor ki, sıcakların şiddetlendiği anlarda başa su dökmek, yahut ıslak mendil sarmak ya da başı akan musluğun altına tutup serinlemek caizdir, hatta mekruh da değildir.
 
 
Nitekim güneş altında ağır işlerde çalışan işçiler zorlandıkları anlarda başlarına su dökerler, ıslak şeyler sarınıp serinlemeye çalışır, dayanma gücü elde etmeye gayret ederler. Bu sırada su yutmak gibi bir hata meydana gelmedikçe bir mahzur da söz konusu olmaz.
 
 
Ancak Ebû Hanîfe Hazretleri’nin bir uyarısı var burada. Şöyle demiştir:
 
 
- Bu gibi serinleme tedbirlerinde oruçtan şikâyet mânâsı kastedilmediği takdirde mekruh dahi olmaz. Şayet oruçtan şikâyet gibi bir tavra girilirse bu görüntüler mekruh hale gelir.
 
 
Soru: Ramazan’da iftar yemeği hazırlayan hanımların yemeğin tadına tuzuna dil ucuyla bakmaları orucu bozar mı? Bazı hassas hanımlar bu konuda şüpheye düşüp “Orucumuza bir zarar geliyor mu acaba?” diye ısrarla sorma gereği duyuyorlar.
 
 
Cevap: Bu konuda kısaca denebilir ki, dil ucuyla yemeğin tadına tuzuna bakılması halinde, dil ucundaki bulaşığın ağız içine dağılmasına fırsat vermeden, hemen anında dışarıya tükürülerek atılması gerekir ki, orucu bozma tehlikesi meydana gelmesin. Demek oluyor ki, bu gibi dil ucuyla tada bakmalarda boğazdan aşağıya, mideye doğru bir kırıntı ve bulaşığının gitmemesi şarttır.
 
 
Bununla beraber, iftar sofrasındakilerin yemeğin tadında, tuzunda bir eksiklik hissetmeleri halinde, bunu yemeği hazırlayanın oruçlu olmasının makul ve meşru bir sonucu olarak görmeleri gerekir, bir kusur saymamaları icap eder İslam terbiyesi gereğince.
 
 
Soru: Gündüz acıkmamak için sahurda ihtiyaçtan fazla yemek, tıka basa mideyi doldurmak da mekruh bir tedbir sayılmaz mı?
 
 
Cevap: Sayılır elbette. Çünkü orucun bir hikmeti de acıkmak, susamak, acıkanların, susayanların hâlini anlamaktır. Sahurda tıka basa yemek, gündüz de acıkma, susama gibi mahrumiyetlerden tümüyle kendini korumaya almak caiz olsa bile mekruh sayılır. Kaldı ki en sevaplı oruç, en çok acıkılıp susanılan oruçtur!
 
 
Soru: Tükürüğü ağzında biriktirip yutma alışkanlığına girmek doğru bir tedbir midir? Bunu devamlı yapmak da mekruh sayılmaz mı?
 
 
Cevap: Evet, sayılır. Hatta sakız çiğnemek de aynı şekilde mekruhlardan sayılır. Ancak çiğnenen sakızdan boğazdan aşağıya parçacıklar kaçarsa, yahut sakızda var olan şeker ve diğer tat mideye akar da içeriye gıda gitmiş olursa, oruç mekruh olmakla kalmaz, bozulur. Demek ki, tadı olmayan, parçaya bölünmeyen sakızı çiğnemek mekrûh olur. Tadı olan, yahut bölünüp içeriye parçası giden sakızı çiğnemek ise orucu bozar. Çünkü boğazdan aşağıya oruç bozucu bir şeylerin gitmesi söz konusudur bu çiğnemede.
 
 
- Bir mecburiyet olmadan oruca dayanma gücünü azaltacak derecede kan vermek, zor işlerde çalışmak da mekruhlardan sayılır. Çünkü kan aldırarak enerjiden kayba uğrayacak ölçüde zayıflamak, zor işlerde çalışarak oruca dayanıklılığı yok etmek de mekrûh işlerden sayılmıştır. Şayet mecburiyet yoksa tabii.
 
 
( MEKRUH NE DEMEKTİR?
 
Mekruh; yapılması dinen doğru bulunmayan, terk edilmesi istenen, yapılmaması yapılmasından daha uygun olan davranışlardır.
 
Hanefi mezhebine göre mekruh; tahrimen mekruh ve tenzihen mekruh olmak üzere iki kısma ayrılır.
Tahrimen mekruh; harama yakın olan mekruhtur. Vacip olan bir şeyi terketmek gibi. Tahrimen mekruh olan bir şeyi işlememek sevaptır, işleyenin ise azaba uğrama ihtimali vardır.
 
Tenzihen mekruh; helâle yakın olan mekruhtur. Namazın sünnet ve adabını terk etmek gibi. Tenzihen mekruh olan bir şeyi terkedene sevap, yapana da azab yoktur, kınama vardır.  )
.
.
.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder