Kendi Kalbine Ameliyat Yapan Adam
Kendi Kalbine Ameliyat Yapan Adam
Zarife Candan
Yağmurlu bir gündü, işten eve dönüyordu. Sıkışık trafik bu aralar içinde bulunduğu buhranlı anları iyice arttırmıştı. Uzaklardan duyulan cılız akşam ezanı Fatih'i düşüncelerden sıyırdı ve kendine getirdi.
Yemekten sonra içinde bulunduğu durumu düşünmeye başladı. Bir huzursuzluk vardı sebebini bilmediği. Hayalen geçmişe gitti bir an. Okul yılları, evliliği, iş hayatı derken kendine hiç zaman ayırmadığını fark etti. Bu muydu yani hayat. Çalış, kazan, ye, iç. Parasını harcarken bile yoruluyordu.
Monoton bir hayat, daha nereye kadar böyle gidecekti ki. Bir önceki yaz tatilini hatırladı, gittikleri tatil köyünü, eğlendiği anları hatta bir ara İngiliz olsa gerek bir turistle sohbet etmişlerdi. Adam ona iki arada bir derede Hristiyanlığı anlatmış ve övmüştü sonra da ona Müslümanlığın kendi dinlerinden bir üstünlüğü olmadığından bahsetmiş Fatih de ikna edici bir cevap verememişti.
"Al işte dinimi bile bilmiyorum ben nasıl bir adamım "
diye kendine kızdı. Halbuki okuyup araştırmayı seven biriydi hiç mi dini eser çıkmadı karşısına yoksa çıktı da o mu fark etmedi? düşünceler düşünceler... Kafasını kaldırdı ve kitaplığına doğru gitti, Kuran meali kitabını aldı ve rastgele ayetler okudu.
Sanki Allah bilakis onunla konuşuyordu. Zira sayılan niteliklerin hepsi kendinde vardı. Sahi dünyaya talip olduğu için mi lezzet alamıyordu, içi sıkılıp daralıyordu. İsraf ettiği sevgisini, üç oda bir salon kalbine dünyaları sığdırmaya çalıştığı anları düşündü.
Üzerine fani mührü vurulmuş içi çürük sevgilerin ondan neleri götürdüğünü, arabasının farını, jantını, çizilmesin diye her gün kontrol edişini, renkli kravatlarını, en sevdiği saatini, giymeye kıyamadığı pahalı spor ayakkabılarını, işini, statüsünü, sonra bir gün kendinden ayrılacağını hiç düşünmediği annesini, evladını, eşini düşündü.
Evet Fatih kalbine narkozsuz bir ameliyat yapmıştı ve çok acımıştı. Meğer ‘benim’ dediği şeyler onun değilmiş bir gün ölüm varmış ve ansızınmış, meğer tat alamayışı bundanmış. Sonsuz sevme kabiliyetini üçte beşte aramasındanmış.
"Dünya hayatı, aldatıcı bir menfaatten başka bir şey değildir." (Al-i İmran, 3/185)
Ayetiyle devam eden kitap onu sarıp sarmalamıştı, dertlerine Kuran'dan çareler sunuyor gerçeği net bir şekilde anlatıyordu bırakamadı elinden okudu okudu ve okudu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder