1 Temmuz 2014 Salı

Hikaye: Gençlerin Duası

Hikaye: Gençlerin Duası

 
 
 
 
Bir zamanlar üç genç adam yolculuğa çıkışlar. Yolları aynı tarafa olduğu için yol arkadaşı olmaya karar vermişler. Bir süre gündüzleri yürüyüp geceleri mağaralarda dinlenerek ilerlemişler.

Bir gece yine mağaraya girmiş, uykuya dalmışlar. Fakat gecenin ilerleyen saatlerinde bir deprem olmuş. Gençler hemen mağaradan çıkmak için koşmuşlar ama ne görsünler? Mağaranın kapısına yukardan kocaman bir kaya düşmüş.

Gençler kayayı ne kadar yerinden oynatmak istedilerse de bir türlü oynatamamışlar. Gençler yardım istemek için bağırmışlar ama orada onların sesini duyacak hiç kimse yokmuş.

Aradan zaman geçtikçe mağaradaki hava azalıyormuş. Gençler bu mağarada onların sesini duyup yardım edecek biricik Varlığa dua etmeye karar vermişler. Sırayla hepsi ellerini açıp dua etmeye başlamış. Dualarının kabul olması için de hayatta yaptıkları güzel bir ameli düşünüp onunla Allah'a yalvarmak istemişler.

Birinci genç:

- Ya Rabbi! Senin yardımına muhtacız, ne olur bize yardım et. Zaten biliyorsun ya, biz zamanlar ben yaşlı anneme babama hizmet ediyordum. Her akşam onların yemeğini vermeden kendim yemeğimi yemiyordum. Bir akşam işten eve döndüğümde annemle babamın aç karnına uyuyakaldığını gördüm. Onları uyandırmak da istemedim, onları doyurmadan kendi karnımı doyurmak da istemedim. Bu yüzden yemeği hazırlayıp başucunda bekledim. Onlar sabaha karşı uyandıklarında beni böyle beklerken görünce çok memnun ettiler ve bana dua ettiler. işte Ya rabbi o duaları hürmetine senden niyaz ediyorum, bize şu çaresiz zamanımızda yardım et.

Gencin duası bitince birden kaya sarsıldı ve biraz boşluk açıldı. Gençler hemen koştular ama hala geçemeyecekleri kadar dar idi.

Bu sefer ikinci genç elini açtı. Onun fazla bir iyiliği yoktu. Ne diyeceğini düşündü. Birden aklına geldi:

- Ya Rabbi, sen bana bol rızık vermiştin. Benim amcamın kızı ise çok fakirdi. Benim de onda gözüm vardı. Kıtlık zamanında bizden yardım istemeye geldiğinde ona “Eğer benim olmayı kabul edersen sana yardım ederim” dedim. O da çaresizlikten kabul etti. Ama ben onun evine vardığım zaman gördüm ki korkuyla titriyor. Ben de ona ilişmedim ve senden korkarak onu rahat bıraktım. O da bana hayır dua etti. işte onun dua duası hürmetine senden yardım istiyorum bize yardım et, dedi.

Genç duasını yeni bitirmişti ki kaya sarsıldı ve yerinden oynadı. Gençler koştular kaya biraz daha açılmıştı ama hala geçecek kadar geniş değildi. Bu sefer üçüncü genç ellerini açtı:

- Ya rabbi sen biliyorsun ya, benim bir çobanım vardı. Bir gün aniden memleketine gitmesi gerekti ve ben ücretini hazırlayamadan yola çıktı. Ben de onun ücretiyle bir koyun alıp diğer koyunlarla beraber besledim. Onun yavruları oldu, derken birkaç sene sonra ufak bir sürü peyda oldu. Çoban da bir gün çıkageldi ve benden alacağını istedi. Ben de ona “Al götür, bu sürünün hepsi senindir. Senin ücretin böyle çoğaldı” diye yaptıklarımı anlattım. Fakir çoban buna çok memnun oldu ve bana dua etti. Ne olur Rabbim o gencin duası hürmetine bugün bize yardım et! Dedi.

Derken kaya bir kere sarsıldı ve gençlerin geçeceği kadar yer açıldı. Gençler Allah'a şükrederek oradan çıktılar. Yaptıkları iyiliğin mükâfatını dünyadayken görmüşlerdi. Bundan sonra hep iyilik yaptılar.
 
 
ASLINDA BU HİKAYE PEYGAMBERİMİZİN SAV HUTBEDE ANLATTIĞI BİR OLAYDIR. MAĞARA HADİSİ OLARAK BİLİNİR...
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder