2 Temmuz 2014 Çarşamba

Rızık Genişliği İçin

Rızık Genişliği İçin

 
 
 
Allah-u Teâlâ’nın âleme koyduğu bir nizam vardır. Allah-u Zülcelâlin dilemesi ile bazı sebepler bazı sonuçları doğurur. Buna sünnetullah denir.

Her insanın rızkı Allah'ın takdiri ile belirlenmiştir. Ancak kişinin ihtiyaçlarına yeterli gelip gelmemesi, hayırlı olup olmaması, bereketlenmesine bağlıdır. Bazen kişi çok kazanır ama hesapta olmayan bir sürü masraf çıkar, kazancını siler süpürür. Bazen de kısıtlı bir kazancın bereketi olur, ihtiyacı karşıladığı gibi artar bile…

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem rızkın bollaşıp, bereketlenmesine vesile olan sebepleri şöyle bildirmiştir:

1- Nimetlere şükretmek.

Ayet-i kerimede“…Eğer nimetime şükrederseniz onu elbette ve elbette çoğaltırım…” (İbrahim; 7) buyruluyor.

 Cenab-ı Hak nimetlerine şükredenler için o nimetlere bereket verir, onu onlar hakkında hayırlı kılar. Elindeki nimetleri hor görenler ise o nimetin hayrını göremez.

Şükür hem dil ile hem de amel ile olur. Nimetleri, Cenab-ı Hakkın emirlerine uygun bir şekilde, yerli yerince kullanmak da şükrün bir parçasıdır.

2-İsraf etmemek.

İsraf, hem maddî hem manevî bereketsizlik kaynağıdır. İnsanların çoğu israf sebebiyle maddi sıkıntı çekmektedir. Rabbimiz her türlü nimeti bol bol verdiği halde, israf alışkanlıkları yüzünden imkanlar yeterli gelmemektedir.

 Allah Kur’an-ı Kerim’de kâmil bir Müslüman’ın sıfatlarını açıklarken;
‘’Onlar harcadıklarında, ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar. Onların harcamaları ikisi arasında dengeli bir harcamadır.’’ (Furkân; 67) buyurmuştur.

Peygamberimiz -sallallahu aleyhi vesellem;
‘’ İktisat (tasarruf) eden fakir olmaz, yoksulluk yüzü görmez, hesabı kolay olur.” (Ahmet b. Hanbel, müsned 1/447, 198) buyurmuştur.

4- Sıla-ı Rahmi, Yani Akrabaları Ziyareti Kesmemek.

Anne baba, kardeşler ve akrabalarla ilişkilerini kesmemek rızkı bollaştırır. Peygamber Efendimiz:
“Kim rızkının bol, ömrünün uzun olmasını arzu ederse, akrabalarına iyi muamelede bulunsun.” buyurmuştur. (Buhari, Edep: 13)

Akrabasına iyilik eden, mükâfatını bu dünyada görmeye başlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

“Sevabı (karşılığı) en çabuk verilen ibadet sıla-i rahimdir. Hatta aile efradı fasık ve facir olmasına rağmen bazı hanelerin malları artar ve sayıları çoğalır. Çünkü onlar sıla-i rahim yaparlar.” (Beyhâkî, Harâkî, İbn Hibban)

Akrabalık bağını hiçbir surette kesmemelidir. Bizimle ilişkisini kesenlere de ziyaret etmeye devam etmek gerekir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:

“Yapılan sılaya, aynı ile mukabelede bulunan, sıla-i rahim eden değildir. Fakat sıla yapan o kimsedir ki, akrabalık bağları kesildiği zaman, sıla-i rahimi yerine getirmiştir.” (Buhârî, Edeb 78 -15)

Bir adam Peygamberimiz sallallahu aleyhi veselleme gelerek dedi ki:

“Ya Rasûlallah, dedi, benim akrabalarım var, ben onları ziyaret ediyorum; onlar beni ziyaret etmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum; onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara yumuşak davranıyorum; onlar bana câhil (öfkeli, kaba) davranıyorlar”

Allah’ın Rasûlü buyurdu ki:

“Eğer dediğin gibiyse, sen onlara sıcak kül yedirir gibi olursun. Sen böyle devam ettiğin sürece Allah, onlara karşı sana yardım eder.” (Müslim, Birr 22)

5- Günahlardan kaçınmak, takva ile amel etmek

Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

“…Kim Allâh’a karşı takvâ sahibi olursa, Allah ona bir çıkış (kurtuluş) yolu gösterir ve hiç beklemediği yerden onu rızıklandırır...” (Talâk, 2-3)

İnsanlar rızık endişesi ile helal haram ayırt etmeden dünyaya tamah ederler. Hâlbuki haramlar bereketi giderir. Helal ile yetinenlere ise ummadığı rızık kapıları açılır ve bereket verilir.

Ebu Hureyre’ den rivayet edilen bir hadis-i şerife göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
“Allah Teâlâ, Âdemoğlunun rızıkları ile vazîfeli olan meleklere şöyle buyurur:

Herhangi bir kulu, bütün tasa ve düşüncesini tek bir şeye (yani Rabbine) vermiş bir hâlde bulursanız, ona göklerin ve yerin rızkını garanti edin! Herhangi bir kulu da adâletle (istikâmetten ayrılmayarak) rızık ararken bulursanız, ona iyi davranın ve (yolunu) kolaylaştırın.”

6- Misafir ağırlamak, hayır yapmak.

Şeytan insanı yoksullukla korkutarak hayra harcamasına mani olmak ister. Hâlbuki hayırlı işlere harcamak malı korur ve bereketlendirir.
“De ki, Rabbim kullarından dilediğine bol rızık verir; dilediğinden de kısar. Siz başkalarına yardım için ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’, 39)

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
“Hayır ve bereket, misâfir ağırlanan bir eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha çabuk gelir.” (İbn-i Mâce, Et'ime, 55)

Bilhassa bayram günlerini vesile bilerek akrabalarımızı ziyaret edelim, misafir ağırlayalım ki;
 
Rabbimiz bize rahmet nazarıyla baksın ve işlerimizi hakkımızda hayırlı eylesin.
Nesima Betül Yıldız
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder