مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللّهَ وَمَن تَوَلَّى فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا
“Kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisa, 4/80)
Günümüzde Efendimiz hakkında dile getirilen edepsizce sözler var ki; hiçbir insanın Sevgili Peygamberimize (s.a.s) edepsizce sözleri söylemeye ne hakkı ne de haddi vardır. Şu hususu özellikle aktarmakta fayda görüyorum ki; Tertemiz bir aynanın karşısında bulunan pisliğin aynaya yansımış olması aynaya zarar vermez, veremez.
Bu hadsizlikler sadece bugün yapılmadı ki. Cahiliye döneminde Ebu Cehil, Ebu Lehebler vardı da günümüzde yok mu? Arif Nihat Asya natında ne güzel dile getirir.
Yeryüzünde riya, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor…
Diller, sayfalar, satırlar
(Ebu Leheb öldü) diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
Dünde dünyasını ve ahiretini cennet etmek istemeyenler vardı, bugünde var ve yarınlarda da olacak. Buhari’de yer alan bir hadiste Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyruluyor: “Girmemekte direten müstesna, ümmetimden herkes Cennet'e girer." buyurmuşlar. Ashab-ı kiramın: "Girmemekte direten kimdir, yâ Resûlallah?" diye sorması üzerine de: "Bana itaat eden Cennet'e girer; bana isyan edense Cennet'e girmemek için inat ediyor demektir.” (Buhârî, İ'tisâm 2)
Allah ve melekleri Peygamberimize salât ve selam getiriyor. Bizlerde O’na (s.a.s) sonsuz salât ve selam getiriyoruz.
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.” (Ahzab, 33/56)
Günümüzün hadsizleri ancak kendi edepsizliklerini artırırlar ve kendi dünya ve ahretlerini perişan ederler. Araf süresinde şöyle buyruluyor.
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِّنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لاَّ يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لاَّ يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لاَّ يَسْمَعُونَ بِهَا أُوْلَئِكَ كَالأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُوْلَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
“Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” (Araf, 7/179)
Şu hususu tüm yüreğimizle seslendiriyoruz ki; “Kişi sevdiğiyle beraberdir” Müslüman kimi sevdiğine dikkat etmelidir.
عن أبي ذر رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قُلْتُ يَا رَسُولَ اللّهِ، الرَّجُلُ يُحِبُّ الْقَوْمَ وَ يَسْتَطِيعُ أنْ يَعْمَلَ عَمَلَهُمْ؟ قالَ: أنْتَ يَا أبَا ذَرٍّ مَعَ مَنْ أحْبَبْتُ. وفي لفظ الترمذي: المَرْءُ مَعَ مَنْ أحَبَّ.
Hz. Ebû Zerr (r.a) anlatıyor: “Ey Allah'ın Resûlü! dedim. Kişi, bir kavmi sever, fakat onların amelini işleyemezse, (sonu ne olacak)?" "Ey Ebû Zerr, buyurdu, sen sevdiğinle berabersin!” (Buhari, Edep 96)
Biz Efendimiz (s.a.s.)’e Alvarlı Muhammet Lütfi Efe Hz. Natıyla sesleniyoruz.
Âlemlere rahmet olan
Ahmed Muhhammed Mustafa
Hak’tan bize devlet olan
Ahmed Muhammed Mustafa
Burc-u hidayet hurşidi (güneşi)
iki cihanın mürşidi
Enbiyaların irşadı
Ahmed Muhammed Mustafa.
Mahbub-u Mevla’dır ezel
Muhtar idüp o lemyezel
İki cihanda bir güzel
Ahmed Muhammed Mustafa.
Alemlere vermiş şeref
Nur-u Muhammed’ her taraf
Neşir eylemiş ders-i aref
Ahmed Muhammed Mustafa
Oldur imam'ü-l enbiya
Hem rehnümay-ı evliya
Alemlere vermiş ziya
Ahmed Muhammed Mustafa.
Bin can olsa Efendimizin (s.a.s) yoluna fedadır. Bu ramazan Efendimizin sünnetlerine tüm gücümüzle sarılarak, neslimizi imanla, Kur’anla, Sünnetle buluşturarak en iyi davranış modelini benimsemiş olacağız. Biz küfreden değil, biz ıslaha (İslama) davet edeniz. Kendimizi ve neslimizi ıslah etmemiz ise hadsizlere en güzel cevap sadedindendir. Çünkü hadsizler neslimizin imanla, irfanla buluşmaması için çaba göstermektedir.
Ahmet ÜNAL
Uzman Vaiz
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
http://www.guncelvaaz.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder