4 Ağustos 2017 Cuma

GÖRGÜ KURALLARI-3

GÖRGÜ KURALLARI-3

               7. Büyüklere hürmet ve saygı; küçüklere, düşkünlere şefkat ve merhamet; özellikle aile arasındaki fertlere iyi muamele etmek.
Peygamberimiz (a.s.); büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyi istemektedir.
من لم يرحم صغيرنا و يعرف حق كبيرنا فليس منا
“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir (bizim sünnetimi terk etmiştir)”[10]
لا يرحم الله من لا يرحم الناس “İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez”[11]
Yüce Allah, Özellikle ana babaya saygısızlık bir tarafa, onlara "öf " denilmesini bile yasaklamıştır (İsra, 17/23).
8. Selâmlaşmak
İnsanların karşılaşmaları veya ayrılmaları durumlarında birbirlerine güzel söz ve temennilerle mukabele etmeleri diğer bir ifadeyle “tahiyye” de bulunmalarıdır. Yüce Allah müminlerin selamlaşmasını istemektedir:
فَاِذَا حُيِّيْتُمْ بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّوا بِاَحْسَنَ مِنْهَا اَوْ رُدُّوها
"Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle mukabele edin veya aynıyla selam verin..." (Nisa 4/ 86)
Şu hadis-i şerif de kimin kime selam  vereceğinin esaslarını ortaya koymaktadır.
يُسَلِّمُ الرَّاكِبُ عَلى المَاشِي، وَالمَاشِي عَلى القَاعِدِ، وَالْقَلِيلُ عَلى الكَثِيرِ.:
"Binekte olan yürüyene, yürüyen oturana, az çok'a selam verir." [12]
Selâm, müslümanlar arasında sevgi bağlarının kurulmasında önemli bir araçtır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Peygamberimiz (s.a.s.) selâmı yaymamızı, tanısak da tanımasak da her müslümana selâm vermemiz gerektiğini bununla da imanımız olgunluğa erdiği için Cennet'e gireceğimizi müjdelemiştir. Bu nedenle gençler ihtiyarlara, binek üzerinde olanlar yürüyenlere, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere, bir kişi çok kişiye selâm vermelidir. Selâma daha güzel bir şekil de karşılık vermek gerekir  Verilen selâmı alma durumunda olmayana selâm vermek mekruhtur. Yemek yiyene, namaz kılana, Kur'an okuyana, hutbe dinleyene selâm verilmemelidir.Topluma verilen selâma bir kişi karşılık verirse, diğerlerinin selâm alma sorumluluğu kalkar. Selâm getiren birinden selâmı almak, mektupta yazılı selâma ya mektupla ya da o anda sözle karşılık vermek gerekir. Eve girerken ev halkına selâm verildiği gibi ayrılırken de selâm vererek ayrılmak güzel bir iştir.
9. Tokalaşmak ve hal hatır sormak
Peygamberimiz müslümanların karşılaşınca tokalaşmalarını tavsiye etmektedir:
مَا مِنْ مُسْلِمَيْنِ يَلْتَقِيَانِ فَيَتَصَافَحَانِ َّ اﻻغُفِرَ لَهمَا قَبْلَ أنْ يََفتَرَّقاَّ
"İki müslüman karşılaşıp musâfahada bulununca, ayrılmalarından önce (küçük günahları)  mutlaka affedilir."[13]
10. Temiz giyinmek
            Temizlik İslam'ın üzerinde önemli durduğu hususlardan biridir.
"Oku" emrinden sora ikinci sırada gelen emir elbiselerin temizlenmesidir.
وَثِيَابَكَ فَطَهِّر
"Elbiselerini temiz tut” (Müddessir 74/4)
Yüce Allah Kur'an'da temizlenenleri sevdiğini bildirmektedir:
ان الله يحب المطهرين
"Şüphesiz Allah temizlenenleri sever” (Tevbe,9/108)
Peygamberimiz beyanı ile الطهور نصف الايمان   "Temizlik imanın yarısıdır.”[14]
            11. Sıla-i rahim"e riayet etmek
Müslümanlar uygun zamanlarda mümin kardeşlerini, büyüklerini ve  yakınlarını ziyaret etmeli, onların gönüllerini hoş etmeye çalışmalıdır. Ancak ziyâretin, çok uzun ve usandırıcı olmamasına özen göstermelidir. Ziyârete gelenlere imkân nispetinde ikram etmelidir. Allah'a ve âhirete inanan, misâfirine izzet ve ikramda bulunmalıdır.Kur'an'da bir çok âyette sıla-i rahim emredilmektedir. Peygamberimiz (a.s.)
صل من قطعك واعط من حرمك واعف عمن ظلمك
"Senin ile ilişkiyi kesen kimse ile ilişkini sürdür,  seni mahrum edene ver, sana zulmedeni bağışla"[15] buyurmuştur.
12. Evlere girerken kurallara uymak.
Evlere girmeden önce zil çalarak veya kapı tıklatılarak izin istenir, buyurun edilince girilir ve selam verilir. Bu hususu yüce Allah şöyle ifade etmektedir:
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
“Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu sizin için daha iyidir” (Nur 24/27).
İzin verilmez ise girilmemeli ve eve kabul etmedi diye de alınmamalıdır. Çünkü gitmek istediğimiz kimse müsait olmayabilir, bir mazereti bulunabilir. Bu husus Kur'an'da şöyle bildirilmektedir:
   فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّى يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِنْ قِيلَ لَكُمْ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَى لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ
                “Eğer evde kimseyi bulamazsanız, yine de size izin verilmedikçe içeriye girmeyiniz. Size "Dönün" denirse dönün. Bu, sizi daha çok temize çıkarır. Allah yaptıklarınızı bilir" ( Nur 24/28).
            Aynı şekilde, erginlik çağına erişmemiş çocuklarla hizmetçilerin başkalarının odalarına girerken izin almaları yolunda eğitilmeleri ve öğretilmeleri gerekir. Bu husus Nur suresinin 58. âyetinde bildirilmektedir.
(Bu bölüm Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Rüstem Beşler tarafından hazırlanıştır.)
[10] Ebu Dâvud, Edeb, 66, V, 233.
[11] Buhârî, Tevhît, 2. VIII, 165.
[12]Müslim, Selam 1. II, 1703.
[13] Tirmizî, İsti'zân 31. V,74.
[14] Ahmed, V, 342, Tirmizî, Deavât, 87ظ  V, 536.
[15] Ahmed, IV, 158.

BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
http://www.guncelvaaz.com/index.php/vaaz-bolumu/52-vaaz/155-gorgu-kurallari.html
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder