19 Ağustos 2017 Cumartesi

Sorumluluğumuzun ve Hatalarımızın Farkında Olalım (Kader ve Tevekkülü Doğru Anlayalım)-2

Sorumluluğumuzun ve Hatalarımızın Farkında Olalım (Kader ve Tevekkülü Doğru Anlayalım)-2
 
-Doğruyu devam ettirmek, çalışmayı bırakmamak, günaha sebep aramamak
 
İnsanoğlu için ancak yaptığının karşılığı vardır. Dünyalık elde etmek için çalışana karşılık verilmektedir. Ahiret için hazırlık yapanlara da karşılıkları verilecektir. Günaha mazeret üretmeden hatayı kendimizden bilmemiz gerekmektedir. Bu sebeple kader inancı ataletin (tembelliğin) sebebi değil, tam aksine çalışmanın kaynağıdır. Günaha kılıf bulmanın değil günaha af dilemenin sebebidir. Hiç kimse nasıl olsa her şey yazılmıştır, günahları istemesem de yapacağım, çalışmama gerek yok diyerek ve suçu kadere yükleyerek sorumluluktan kurtulamaz. Zaten alışma konusunda hiç kimse böyle bir yanlışlığın peşine düşmemektedir, düşmemelidir. Tarlasını ekmeden ürün elde etmek isteyene herkes güler. Dükkânını açmayana müşteri gelmez. Bu sebeple İnsana verilen iradeden mutlaka insan hesaba çekilecektir.
 
Bu hususlarla ilgili Kur’an-ı Kerimde bildirilen birkaç ayeti sizlerle paylaşmak isterim.
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى {} وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى {} وَأَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرَى {} ثُمَّ يُجْزَاهُ الْجَزَاء الْأَوْفَى
 
“Hiç bir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez; İnsan ancak çalıştığına erişir. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı eksiksiz verilecektir.”[8]
 
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ عِندَ رَبِّهِمْ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الكَبِيرُ
 
“Yaptıkları şeyler başlarına gelirken, zalimlerin korkudan titrediklerini görürsün. İnanıp yararlı işler işleyenler cennet bahçelerindedirler. Rablerinin katında, onlara diledikleri verilir. İşte büyük lütuf budur.” Şura, 42/22
 
مَن جَاء بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِّنْهَا وَهُم مِّن فَزَعٍ يَوْمَئِذٍ آمِنُونَ {} وَمَن جَاء بِالسَّيِّئَةِ فَكُبَّتْ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
 
“Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Onlar o günün korkusundan güvendedirler. Kötülük getiren kimseler, yüzükoyun ateşe atılırlar. "Yaptıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?" denir.” [9]
 
-Sıkıntılara göğüs germek, umudu kaybetmemek
 
Kader inancımızın bize getirdiği bir yarar ise Rabbimizin imtihanlarının farkında olarak, başımıza gelenlere sabır göstermek, böylelikle umudu kaybetmeden, isyankâr olmadan dünyamızı ve ahretimizi kazanmaktır. Nitekim başa türlü türlü şeyler gelmekte ve imtihana tabi tutulmaktayız. Hayatımızda yaşadığımız bu gerçeği Kur’an şöyle beyan etmektedir.
 
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ {} الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ {} أُولَـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَـئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ
 
“Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet geldiğinde: "Biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz" derler. Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. O'nun yolunda olanlar da onlardır.” [10]
 
Ahmet ÜNAL
Vaiz
 
[8] Necm, 53/38-41
[9] Neml, 27/89-90
[10] Bakara, 2/155-157
 
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
 

--


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder