30 Ekim 2014 Perşembe

Haftanın Esma'ül Hüsna'sı: Adl

Haftanın Esma'ül Hüsna'sı: Adl



El-Adl: Çok adil olan, asla zulmetmeyen, hak ile hükmeden, adalet sahibi manalarına gelmektedir.

El-Adl ismi hem Hz. Ali’nin hem de İmam-ı Azam Hazretleri’nin İsm-i Azam olarak gördükleri isimler arasındadır.

Allah-u Teâlâ adalet sahibidir. Haksızlık ve zulüm yapmaz. Zaten zulüm başkasının mülküne tecavüzdür. Bütün mülk ise Allah’ındır. Bu cihetle Cenab-ı Hak hakkında -hâşâ- zulüm düşünülemez.

O her işinde adaletle hükmeder. Ne hesabında, ne takdirinde, ne kahrında, ne gazabında ve ne de icraatlarında zerre miskal zulüm yoktur. Her işinde ve her fiilinde mutlak adalet sahibidir.
Şimdi El-Adl isminin âlemdeki tecellilerini tefekkür edelim:

1. Zalimlere gelen bütün semavi tokatlar El-Adl isminin bir tecellisidir.

Zalimlere gelen bütün semavi tokatlar El-Adl isminin bir tecellisidir. Nuh kavminin, Ad kavminin, Semud kavminin, Firavunların, Nemrutların, Karunların helakı hep bu ismin tecellisiyledir. Nerede bir zalim varsa ve ona semavi bir tokat inmişse, onda El-Adl ismi tecelli etmiştir. Şimdi bu ismin tecellisine Kur’an’ın beyanıyla bakalım:

“Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Hâlbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi. Nitekim onlardan her birini günahları sebebiyle suçüstü yakaladık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik. Kimini korkunç bir ses yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlar. (Ankebut 39-40)

İşte bu ayetlerle beyan buyrulan bütün azaplar El-Adl isminin tecellisiyle inmiş ve zalimler bu ismin tecellisiyle helak edilmiştir.

Ya Rab! El-Adl isminin bu manasıyla bizlerde tecelli etmesinden sana sığınırız.

Ya Rab! Gazabından rızana, azabından affına, adaletinden rahmetine sığınırız. Affın cömertliğindir, azabın ise adaletindir. Bize adaletinle değil, kereminle muamele eyle. Âmin!

2. Kâinattaki mizan, denge ve ölçü El-Adl isminin bir tecellisidir.

Kâinattaki mizan, denge ve ölçü El-Adl isminin bir tecellisidir. Şimdi El-Adl isminin bu manasını âlem sayfasında tefekkür edelim: Şu âlemdeki her varlık, mikroorganizmalardan bitki ve hayvanlara varıncaya kadar her şey bu dünyayı istila etmek istemektedir. Hâlbuki onların bu istila meyli ve arzusu bir kuvvetin setti ile önlenmekte ve her biri bir limiti geçememektedir.

Mesela bir mikroorganizma uygun şartları bulduğunda 44 saat içinde 5000 dünya ağırlığında bir büyüklüğe ulaşabilme özelliğine sahiptir. Eğer bu mikroorganizma dilediği gibi büyüyebilseydi, tek başına şu âlemi istila edebilirdi. Ancak diğer canlıların hayat haklarının korunması için bu mikroorganizmaya müsaade edilmemiş ve çeşitli düşmanlarla mücadele etmek zorunda bırakılarak dünyayı istilasının önüne geçilmiştir. İşte bu organizmanın büyümesini önleyen El-Adl isminin tecellisidir.

Denizlerde milyonlarca yumurta yumurtlayan balıklara da bir sınır getirilmiştir. Eğer bir sınırlama getirilmeseydi, her bir balık türü denizleri kendi cinsiyle istila ederdi ve denge de yerle bir olurdu.
Mesela ıstakoz bir yılda yedi milyon yumurta yumurtlar. Eğer bunların hepsi ıstakoz olsaydı, birkaç senede denizler ıstakozla dolar taşardı.

Mezgit balığı da senede altı milyon yumurta yumurtlar. Eğer bütün mezgitler yaşasaydı, bir seneye kalmaz denizler mezgitle dolardı. Oysa altı milyon mezgitten ancak bir düzinesi hayatta kalabilmekte ve diğerleri hayvanlara yem olmaktadır.

Eğer balıklar ve diğer deniz canlıları diledikleri gibi çoğalsalardı, bir sene içinde denizlerin dörtte üçünün canlılarla dolup taşacağını, karaları da suların istila edeceğini kestirmek herhâlde güç olmaz. Ancak buna müsaade edilmemekte ve denizlerde muhteşem bir denge hâkim olmaktadır. İşte bu denge El-Adl isminin bir tecellisidir.

Bir cins ev faresinin bir sene içerisinde 400’e, ikinci senede ise 65.000’e ulaşabileceği tespit edilmiştir. Eğer farelerin üremesi ve çoğalmasının önüne geçilmeseydi, iki sene içerisinde yeryüzünü iki karış fare kaplardı. Bu farenin de dilediği gibi çoğalamaması El-Adl isminin bir tecellisidir.

Ya dünya atmosferindeki oksijen dengesine ne demeli? Atmosferde % 21 oksijen, % 77 azot ve %2 oranında da diğer gazlar vardır. Eğer oksijen %21 oranında değil de biraz daha fazla olsaydı, ocağı yakmak için kibriti çaktığınızda dünyayı yakabilirdiniz. Ya da biraz daha az olsaydı, boğazımıza bir ip geçirilmiş gibi nefessiz kalırdık. İşte bu denge ve ölçü de El-Adl isminin bir tecellisidir.

Misalleri çoğaltmak hatta kâinattaki denge ile ilgili bir kitap yazmak mümkündür. Zaten her fennin konusu bu denge olup her fen bu dengenin varlığına sadık bir şahittir. İşte âlemdeki bütün bu dengeler, mizanlar ve ölçüler El-Adl isminin bir tecellisidir. Demek, bu ism-i şerif bir an âlemdeki tecellisini çekse, âlem karmakarışık bir hâl alıp her şey birbirine girecektir. El-Adl isminin bu manadaki tecellisi sebebiyle Rabb’imize sonsuz hamd ve sena olsun.

3. Her şeye hassas ölçülerle vücut vermek, suret giydirmek ve her azayı yerli yerine koymak El-Adl isminin bir tecellisidir.

Her şeye hassas ölçülerle vücut vermek, suret giydirmek ve her azayı yerli yerine koymak El-Adl isminin bir tecellisidir. Şimdi El-Adl isminin bu manadaki tecellisini insan aynasında tefekkür edelim:

Vücudumuzda altmışa yakın element bulunmaktadır. Bu elementlerin hepsi bir ölçüye ve dengeye göre vücudumuzda bulunmaktadır. Vücudumuzda belli ölçülerde demir, magnezyum, krom gibi elementler vardır. Bunların azlık veya çokluğu hastalıklara sebep olur. Mesela bakır kan yapıcı özelliğe sahiptir. Eksikliğinde sinir hastalıkları baş gösterir. Mangan beyin fonksiyonlarını işlettirir.

Eksikliği davranış bozukluklarına sebep olur. Kadminyumun görevi ise tansiyonu ayarlayıp düzgün çalışmasını sağlamaktır. Eksiklik veya fazlalığında tansiyon rahatsızlıkları baş gösterir. Vücudun herhangi bir yerine elementlerin yığılması ise hormonal bozuklukları meydana getirir. İnsanın vücudunda böyle son derece hassas bir denge hâkim olduğu gibi, diğer hayat sahipleri olan hayvanların ve bitkilerin vücudunda da aynı denge hâkimdir. İşte bu denge El-Adl isminin bir tecellisidir.

Şimdi de suretlerdeki ve azaların yerleştirilmesindeki dengeye ve ölçüye bakalım:

İşte insanın yüzü… Ne kadar da ölçülü ve dengeli… Her aza birbiriyle ne kadar uyum içinde…

Mesela eğer burnumuz biraz uzun olsaydı, ağzımızı kapatırdı. Kaşlarımız uzasaydı, gözlerimizi kapatırdı. Ya dişlerimiz ya da dilimiz uzun olsaydı, bu durumda ağzımızı nasıl kapatırdık? Gözümüz veya kulağımız büyük veya küçük olsa ne kadar dengesiz ve ölçüsüz olurdu. Ve bunlar gibi… Her aza nasıl da dengeli yaratılmış ve diğer azalarla uyumu ne de mükemmel sağlanmış…
Şimdi diğer mahlûkların suretlerindeki ölçüyü, azalarındaki dengeyi ve azalar arasındaki uyumu insana kıyas edin…

İşte suretlerin böyle dengeli bir şekilde icadı, azaların ölçülü bir şekilde yaratılması ve azalar arasındaki uyum El-Adl isminin bir tecellisidir. El-Adl ismi bu manasıyla her an sayısız varlıkta tecelli etmektedir.

4. Her hak sahibine kabiliyeti nispetinde hakkını vermek El-Adl isminin bir tecellisidir.

Her hak sahibine kabiliyeti nispetinde hakkını vermek yani vücudunun bütün ihtiyaçlarını karşılamak ve hayatına devam edebilmesi için gereken bütün cihazları en münasip bir tarzda ona takmak El-Adl isminin bir tecellisidir. Dilerseniz El-Adl isminin bu manadaki tecellisini bir deve üzerinde tefekkür edelim:

Devenin hörgücü depo gibidir. Günlerce bu depodaki rızık ile idare edebilir. Üç hafta su içmeden yaşayabilir.

Ayakları geniştir. Kumda batmadan koşabilir.

Göz kapaklarındaki kirpikler ağ gibidir. En şiddetli kum fırtınalarında bile gözleri kum ile dolmaz.

Burnu öyle bir şekilde yaratılmıştır ki, en korkunç fırtınalarda bile rahatça nefes alabilir.

Üst dudağı yarıktır. Bu da dikenli çöl bitkilerini kolayca yemesini sağlar.

Uzun boynu yerden üç metre yükseklikteki yaprakları bile yemesine imkân tanır.

Dizler bir boynuz kadar sert ve kalın bir zardan oluşan nasırla kaplıdır. Bu nasırlar hayvan kumlara yattığında onu aşırı sıcak olan zeminden ve yaralanmalardan korur.

Kalın kürkü sayesinde yazın (+) 50 dereceye varan sıcağına, kışın ise (-) 50 dereceye kadar ulaşan soğuğuna dayanabilir. Ve daha bunlar gibi birçok özellik…

Mesela devenin bütün özellikleri olmakla birlikte sadece ayakları atın ayakları gibi olsaydı, çölde 1 km bile gidemezdi.

Ya da gözü ağlı olmasaydı, fırtınalarda tek bir adım bile atamazdı.

Veya dudakları yarık olmasaydı, beslenemezdi. O zaman diğer özelliklerinin bir önemi kalır mıydı?

İşte devenin bu şekilde yaratılması yani hayatının muhafazası için ona en uygun vücudun ve azaların verilmesi ve ihtiyacının karşılanması, başka bir ifadeyle hayat hakkının korunması El-Adl isminin bir tecellisidir.

Şimdi filleri, balıkları, kuşları, böcekleri, bitkileri ve diğer mahlukatı deveye kıyas edin. Onların hayat haklarının korunması için onlara verilen vücuda, onlara takılan cihazlara ve ihtiyaçlarının mükemmelen karşılanmasına bakın ve El-Adl isminin bu tecellisi karşısında hayret secdesine varın!

5. İyiliklere güzel neticeler ve kötülüklere fena neticeler verme El-Adl isminin bir tecellisidir.

İyiliklere güzel neticeler ve kötülüklere fena neticeler vermek El-Adl isminin bir tecellisidir. Demek, mümine cenneti vermek ve kafiri cehenneme sokmak El-Adl isminin bir tecellisidir. Gerçi cennet kazanılmaz, belki bir lutf-u İlahidir. Ancak müminlerle kafirlerin arasını ayırarak müminleri cennete, kafirleri cehenneme sokmak bir adalettir ve ism-i Adlin bir tecellisidir. El-Adl isminin bu ciheti ahirette tam manasıyla tecelli edecektir.

Bu isimden hissemiz şu olmalıdır: İlk önce her işimizde doğru ve adaletli davranmalı ve El-Adl ismine bu cihette parlak bir ayna olmalıyız. Yalan ve hile asla bizden sudur etmemelidir. Daha sonra, bu ismin saydığımız manalarını âlem sayfalarında tefekkür etmeli ve her mahlukun üzerinde El-Adl ismini farklı cihetlerle okuyarak marifetullahta yükselmeliyiz.

Cenab-ı Hak bizleri El-Adl ismine tam bir ayna yapsın. Ve mahluklar üzerinde bu ismin tecellisini okuyarak zatına ulaşan kullar zümresine dâhil eylesin! Âmin!
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder