28 Ekim 2014 Salı

Ölüm acısına nasıl dayanılır?

Ölüm acısına nasıl dayanılır?
 

 
 
Ölüm Şadıman Teyze’yi etkiledi…
 
(Şadıman Teyze yaşlanmış bir emekli öğretmendir. Doktora gider, sırası gelince içeriye girer, doktorla selamlaşırlar.)
 
-Doktor: Hayrolsun Şadıman teyze çok üzgünsün bugün.
 
-Şadıman Teyze: Sorma kızım. Hem de çok… Hayatımdaki en çok sevdiğim, hayattaki tek dostum diyebileceğim kişiyi kaybettim. Çok ağır geldi bana. Yapayalnız hissettim. Dertleşeceğim tek arkadaşım kalmadı.
 
-Doktor. Allah rahmet eylesin. Demek çok seviyordunuz!
 
(Ertesi ay Şadıman teyze tekrar doktoruna gelir, bu kez yaşadığı şoku atlatmış gibidir, daha sakindir. )
 
-Şadıman Teyze: Ben Kuran’a başladım kızım. Bu yaşta Kuran öğrenmek ve okumak nasip oldu. Çok rahatladım. Başka türlü atlatamadım. Çok ağır geldi bana bu ölüm.
 
-Doktor: Allah imanlı ölüm nasip etsin Şadıman Teyze. Ölenle ölünmez, ne yapalım… Hayatımız devam ediyor.
 
-Şadıman Teyze: Öyle kızım ama insana çok ağır geliyor. Arkadaşım öldü ya, her bir şeyini yok ettiler. O güzelim, dokunmaya kıyamadığı vitrini vardı, avizeleri vardı, çok sevdiği özel eşyalarını bilirim. Her birisini dağıttılar. Mücevherlerini satmışlar. Geride hiçbir şeyciğini bırakmadılar kızım. Demek böyleymiş. Sen gidince arkandan izin de silinip gidiyormuş.
 
Muhammed Bozdağ
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder