El-Hakem: Hükmeden, hak ile batılın, yanlış ile doğrunun, güzel ile
çirkinin ve iyi ile kötünün arasını ayıran demektir.
Bu
manalarla Cenab-ı Hak Hakem’dir. Her şeyin hükmünü O verir ve hükmünü
eksiksiz icra eder. O’nun hükmü olmadan hiçbir şey, hiçbir hâdise meydana
gelemediği gibi, O’nun hükmünü bozacak, geri bıraktıracak, infazına mâni olacak
hiçbir kuvvet de yoktur.
Allah-u
Teâlâ Hakem’dir. Hak ile hükmeder. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, güzeli
çirkinden ve iyiyi kötüden ayırır. Eğer Cenab-ı Hakk’ın bu isminin tecellisi
olmasaydı, bizler bu zıtlar arasında bir ayırım yapamayacak, neyin hak, neyin
batıl; neyin güzel, neyin çirkin ve neyin iyi, neyin kötü olduğunu hiçbir zaman
bilemeyecektik.
Şimdi, Hakem isminin bazı tecellilerini görelim:
Peygamber
Efendimiz (s.a.v) Hakem ismine en geniş manada mazhar olmuş ve bu ismin
mazhariyetiyle hakkı batıldan, güzeli çirkinden, hayrı şerden ayırmış ve
insanlar arasında hak ile hükmetmiştir. Sünnet-i Seniyyenin bütün meseleleri ve
bütün hükümleri El-Hakem isminin tecellisi ile meydana gelmiştir.
Yine
Kur’an-ı Kerim, ism-i Hakem’e geniş bir aynadır. İçindeki hak hükümler, iyi ile
kötünün, güzel ve çirkinin arasını ayıran beyanlarıyla El-Hakem isminin
tecellisine mazhardır.
Yine
İslam’ın şeriatı ve şeriatın her bir hükmü, El-Hakem ismine mazhardır. Zaten bu
mazhariyeti sebebiyle 14 asır boyunca insanları adaletle idare etmiş ve her
haklıya hakkını teslim ederek adaleti tesis etmiştir.
Dünyada
insanlar arasında hak ile hükmeden bütün hâkimler yine Hakem ismine aynadırlar
ve bu ismin tecellisi sayesinde hükümlerinde isabet etmektedirler.
Hâkimler
gibi gerçek âlimler de Hakem ismine güzel bir aynadırlar. Onlar da bu ismin
kendilerindeki tecellisi sayesinde yanlış ile doğrunun, hak ile batılın, hayır
ile şerrin arasını ayırmışlar ve bizlere göstermişlerdir. Hatta bu isim o kadar
geniş bir alanda tecelli eder ki Hz. Ali efendimizin ism-i azam olarak gördüğü
altı isimden birisi ve yine İmam-ı Azam efendimizin İsm-i azam olarak gördüğü
iki isimden birisi de Allah’ın Hakem ismidir.
Hakem
ismi kâinattaki her hadisede ve her olayda tecelli etmektedir. Zira her hadise
ancak Allah-u Teâlâ’nın hüküm vermesi ile meydana gelmektedir. Bu manasıyla,
bir yaprağın düşüşünden tutun, yumurtadan çıkan bir civcive; aldığımız nefesten
tutun, yeni doğan bir bebeğe; denizlerin dalgasından tutun, gökyüzündeki
gezegenlere kadar her hadisede Hakem ismi tecelli etmekte, ya da başka bir
ifadeyle, Hakem isminin tecellisiyle bu hadiseler meydana gelmektedir.
Allah’ı
inkâr eden ve O’na isyan eden kâfirin vücudunda dahi Allah’ın hükümranlığı
geçerlidir ve Hakem ismi tecelli etmektedir. Onun kalbini çalıştıran, kanını
dolaştıran, her hücresine gıda veren, saçının her teline renk veren ve sözün
özü, vücudundaki her tasarrufa hükmeden ve bu hükmü icra eden Allah-u
Teâlâ’dır.
El-Hakem
ismi dünyada böyle tecelli ettiği gibi ahirette de tecelli edecektir. Bütün
insanları mahşer meydanında toplayacak olan Cenab-ı Hak, El-Hakem isminin
tecellisiyle insanlar arasında hak ile hükmedecek, boynuzsuz koyunun hakkını
boynuzlu koyundan alacak ve bu ismin tecellisiyle müminlerle kâfirlerin arasını
ayırarak müminleri cennete, kâfirleri de cehenneme sokacaktır. Ahiretteki
muhasebe El-Hakem isminin tecellisiyle yapılacak ve kimseye zerre miskal
zulmedilmeyecektir.
Bu isimden hissemiz şu olmalıdır: Yanlış teraziyle tartan, dünyanın en adil insanı da
olsa yanlış tartar. İlk önce teraziyi düzeltmek gerekir. Aynen bunun gibi,
Allah-u Teâlâ’nın El-Hakem ismine iman eden bizler, O’nun koyduğu, Resulünün
uyguladığı kurallara uyarak, beşerin yanlış terazilerini bırakmalı ve her
meseleyi Kur’an’a ve Sünnete göre tartmalıyız. Sorunlarımıza El-Hakem isminin
en geniş aynası olan Kur’an ve Sünnet ışığında çözüm bulmalı ve şu ayet-i
kerimenin tehdidinden her zaman titremeliyiz:
“Hayır! Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni
hakem yapmadıkça, sonra senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı
bulmadıkça ve tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş
olamazlar.” (Nisa 65)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder