19 Kasım 2014 Çarşamba

Ahmed Şahin -Aile hayatında kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır

Ahmed Şahin -Aile hayatında kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır


Ahmed Şahin
AİLE-SAĞLIK

Aile hayatında kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır


Aile içindeki sıkıntıları çevreye dağıtmaya gerek yoktur bence. Aileyi mutlu veya mutsuz kılan iki insan vardır. Biri bey, diğeri de hanımefendidir. Bu iki ortak ailenin hem temeli, hem ayakta tutan direğidir. Aslında aile demek, en başta hanımla-bey demektir.

Hatta aile yuvasının bir cennet bahçesi haline gelmesi, yahut da cehennem çukuru durumuna düşmesi de bu iki insandaki inanç, eğitim ve düşünce genişliğiyle yakından ilgilidir.

Hanımla beyin bu özelliğinden dolayıdır ki, Efendimiz (sas) Hazretleri, hem bey hem de hanıma, ailenize hayırlı üye olun, hayırsız ortak durumuna düşmeyin, manasına gelebilecek uyarılarda bulunmuştur. Nitekim irşad eserlerindeki şu ‘hayırlı bey’ tarifi de bizi böyle yoruma yöneltmektedir.

- Hayırlı bey, eve gelince hanımın yüzü asılmaz, çoluk çocuk da köşe bucak kaçışmaz!..

Evet, kendi kısa manası şümullü bir tariftir bu. Bu tarifin aksi manası da şudur:

- Hayırsız bey de eve gelince hanımın yüzü asılır, çoluk çocuk da köşe bucak kaçışır!..

Öyle ise bu ikazı beyler iyi düşünmeli, hayırlı mı, hayırsız mı davrandıklarına kendileri karar vermeliler.

Aileyi sadece beylerin tarifiyle bırakırsak haksızlık etmiş oluruz. Öyle ise hayırlı hanıma ait tarife de bakmalıyız.

- Hayırlı hanım da odur ki, bey eve gelip de yüzüne bakınca huzur duyar, mutluluk hisseder. Bunun aksi manası da malumdur:

- Hayırsız hanım da odur ki, bey eve gelip de ona bakınca huzuru kaçar, mutsuzluk hisseder. Evde beyine rahat, huzur sağlamaz.

Öyle ise hanımefendi de kendisini kontrol etmeli, beyine huzur mu veriyor, yoksa huzursuzluk mu telkin ediyor, evdeki tutumuyla kendisi karar vermelidir.

Hadislerden özetleyerek arz ettiğimiz bu tarif ve tasniflerin iki tarafa da verdiği mesajı tekrar edecek olursak şöyle diyebiliriz:

- Beyefendi, eve gelince güler yüzlü, tatlı dilli ol. Hanımın yüzü gerilmesin, çocukların da köşe bucak kaçışmasın.

- Hanımefendi, sen de sabırlı ve anlayışlı ol. Bey eve gelince hemen sıkıntıları sıralayıp olumsuzlukları ortaya yığma. Bey senin yanında huzur duysun, mutluluk hissetsin.

Bütün bunlardan sonra yine de her iki tarafa da denebilir ki:

- Aile içinde kaçınılması mümkün olmayan farklı görüş ve davranışları olağan olaylar olarak görüp sabrederek geçiştirmek gerekir. Kaçınılması mümkün olmayan farklı tutum ve tavırları büyütüp de içinden çıkılmayacak anlaşmazlıklar gibi görme abartısına da düşülmemelidir.

Düşünmeli ki, nice büyük sıkıntı ve üzüntüler var bu imtihan dünyasında. Öylesine büyük imtihanlarla karşılaşılıyor ki, çaresi olmayan dertler, yeri doldurulmayan kayıplar karartabiliyor aile hayatını. O zaman büyüttüğünüz bu gibi basit anlaşmazlıklar şeker bal gibi görünüyor insanlara. Ama iş işten geçmiş, büyük sıkıntı ve çaresizlikler kapıyı çalmıştır.

Öyle ise büyütmeyin fıtri farklılıklarınızı. Geçiştirin sabırla, tahammülle, anlayışla... Çok sıkılırsanız meşhur cümleyle: Bu da geçer yahu! diyerek rahatlayın. Küçük meselenizi üstesinden gelinemeyecek büyük bir mesele gibi balonlaştırmayın. Göreceksiniz ki büyüttüğünüz sıkıntı küçülmüş, zahmeti gidip rahmeti kalmış. Zamanla da unutulup gitmiş, yine sabreden sizler kazançlı çıkmışsınız...

Bununla beraber yine hepimiz biliyoruz ki aile içinde ideal olan, birinin ötekini sabra zorlamamasıdır. Çünkü kim sabra zorlarsa zalim, kim de sabrederse mazlum olur. Allah ise zalimin karşısında, mazlumun da yanında olur ahirette. Sabreden bey olursa onu cennet gençlerinin ağabeyi makamına yükseltir, hanım olursa onu da cennet hanımlarının ablası makamına yüceltir.

Demek burada sabreden orada kazanacak, sabra zorlayan ise orada kaybedecek, yani kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır.

- Fatebiru ya ülil ebsar! Düşünün ey basiret sahipleri! a.sahin@za­man.com.tr


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder