Haftanın Esma'ül Hüsna'sı: Latif
Latif isminin 2 manası vardır:
1- Çok lütufkâr ve lütfu bol olan manasına gelir.
2- Bütün gizli işlere vâkıf olan ve ilmiyle her şeyi kuşatan manasına gelir.
Allah-u Teâla bu iki manayla Latif’tir.
Kullarına karşı lütuf sahibidir. Kullarını bilmedikleri ve ummadıkları yerlerden rızıklandırır ve bilmedikleri sebeplerle ihsanlarda bulunur.
Hem ilmi her şeye nüfuz etmiştir. Hiçbir şey ondan gizlenemez ve saklanamaz. O, gizli ve açık bütün hâllere vâkıftır. Alenen yaptıklarımızı ve gizlediklerimizi bilir. Her hâlimiz onun nazarında ve şuhudundadır…
Şimdi Latif isminin bu iki manasını âlem sayfasında tefekkür edelim:
1- Allah-u Teâlâ çok lütufkâr ve lütfu bol olandır.
“Allah kullarına lütufkârdır (latif), dilediğini rızıklandırır. O güçlüdür, galiptir.” (Şûrâ, 42/19)
Allah-u Teâlâ Latif’tir. Lütfu bol ve ihsanı çok geniştir. Her mahlûk bu ismin tecellisiyle ummadığı yerden rızıklanır, bilmediği yerden ihtiyacı karşılanır, beklemediği yerden iyiliklere ve hayırlara mazhar olur.
Latif ismi bu manasıyla şu âlemi ihata etmiştir. Mesela:
Biz yoktuk, var olduk. Rabbimiz bize varlık ile lütufta bulundu…
Var olduk; taş gibi, dağ gibi bir cansız olabilirdik. Rabbimiz bize hayat vermekle lütufta bulundu…
Hayat sahibi olduk; ağaç gibi, çiçek gibi ruhsuz olabilirdik. Rabbimiz bize ruh vermekle lütufta bulundu…
Ruh sahibi olduk; ancak bir böcek, bir kelebek, bir sinek gibi hayvan olabilirdik. Rabbimiz bizi insan yapmakla lütufta bulundu…
İnsan olduk; ateşe tapan bir Mecusi, ineğe tapan bir Hindu, puta tapan bir putperest ya da bir beşere ilah diyen bir Yahudi veya Hıristiyan olabilirdik. Rabbimiz bizi Müslüman yapmakla ve Hz. Muhammed (s.a.v.) kuluna ümmet yapmakla lütufta bulundu…
İşte bütün bu ihsanlar ve iyilikler Rabbimizin Latif isminin birer tecellisidir.
Bizlere takılan göz gibi, dil gibi, kulak gibi her türlü maddi cihazat; akıl gibi, muhabbet gibi ve ilim gibi her türlü manevi cihazat Latif isminin bir tecellisidir.
Bu ismin tecellisi ile kuşa kanat, balığa yüzgeç takılır. Yine bu ismin tecellisiyledir; şu koca güneş bizlere bir lamba ve soba, şu ay bizlere bir gece lambası ve takvimci ve şu yıldızlar dünya evimizin birer kandili olmuştur.
Yine bu ismin tecellisi ile günahlar bağışlanır, kusurlar örtülür, kabahatler silinir ve bütün günahlar bir anda sevaba dönüştürülür. Bütün bu ihsanlar lütfu bol ve ihsanı sınırsız olan Rabbimizin lütfudur ve Latif isminin bir tecellisidir.
Bu ismin tecellisi ile yeryüzü bir sofra ve bahar mevsimi bu sofranın bir gül destesi olur. Bu ismin tecellisi ile o kuru ağaçlar hayat bulur ve ellerini bizlere uzatarak Rabb-i Latif’in şirin nimetlerini bizlere sunar.
Bu isimdir toprağı kazan gibi kaynatan ve her türlü bitkiyi bu kazanda pişiren… Bu isimdir zehirli bir böceğin eliyle bize balı yediren ve elsiz bir böceğin eliyle bize ipek gibi yumuşak elbiseyi giydiren…
Bu isimdir; koyun, deve, keçi gibi hayvanları bizlere birer süt çeşmesi yapan ve develerden gemilere, atlardan fillere ve güneşlerden bulutlara kadar her şeyi bize itaatkâr kılan ve her şeyi bizim emrimize veren…
Bu ismin tecellisiyledir şu sema bize bir bina ve şu yeryüzü bizlere bir döşek olmuştur. Dağlar birer direk ve bulutlar su ambarı olmuştur. Gece bir dinlenme vakti ve gündüz bir gezinti yeri olmuştur…
Bu ismin tecellisiyle hastalar şifa, borçlular eda bulur. Her muhtaç ihtiyacına, her dertli dermanına bu ismin tecellisiyle kavuşur.
Bu ismin tecellisidir şu âciz ve fakir insanı âlemlerin Rabbi olan Allah’a muhatap ve sevgili yapan. Dünyada O’na misafir ve cennette O’na dost kılan.
Şu âlemdeki bütün güzellikler Latif isminin bir tecellisidir. Mahlûkatın bu kadar güzel olması, nakış nakış dokunması, rengârenk boyanması ve hikmetle tanzimleri Latif olan Rabbimizin güzelliği istemesinden ve lütfetmesinden kaynaklanmaktadır.
Latif isminin “lütfu bol ve ihsanı çok olan” manasını anlatmaya ciltler dolusu kitap yazılsa yine azdır. Zira aldığımız her nefes bile bu ismin bir tecellisidir. Böyle devamlı lütufta bulunan Rabbimizin hangi nimetlerini sayarak bu ismin tecellisini bitirebiliriz? Rabbimizin nimetleri saymakla biter mi? İşte Latif ismi bu âlemde bu kadar geniş bir şekilde tecelli etmektedir. Kelebeklerden meleklere, çiçeklerden kuşlara kadara her mahlûk bu ismin tecellisi ile hayat bulmuş, varlık âlemine çıkmış ve sayısız lütuflara mazhar olmuştur. Onlarda görülen her ihsan ve her lütuf Latif isminin bir tecellisidir. Koca cennet bu ismin zayıf bir gölgesidir.
Ey bize Latif ismiyle tecelli eden ve bizi nimetleriyle besleyen sultanımız! Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, membalarını göster. Ve bizi saltanatının merkezi olan cennete celbet. Bizi bu dünya çöllerinde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada da yedir. Bize yokluk ile ve lütfundan uzaklaştırma ile azap etme. Sana müştak ve müteşekkir şu itaatkâr kullarını başıboş bırakıp idam etme. Âmin!
2- Allah-u Teâlâ bütün gizli işlere vâkıf olan ve ilmiyle her şeyi kuşatandır.
Latif isminin ikinci manası, Allah-u Teâlâ’nın bütün gizli işlere vâkıf olması ve ilmiyle her şeyi kuşatmasıdır. Allah-u Teâla bu manayla da Latif’tir. İlmi her şeye nüfuz etmiştir. Hiçbir şey ondan gizlenemez. O bütün gizli işlere vâkıftır. Alenen yaptıklarımızı ve gizlediklerimizin tamamını bilir.
Perdesiz güneşe karşı zemin yüzündeki eşyanın gizlenmesi mümkün olmadığı gibi, o Latif-i zü’l-Celal’in nur-u ilmine karşı eşyanın gizlenmesi de mümkün değildir. Çünkü her şey şuhud dairesindedir, her şeye nüfuzu vardır.
Mahlûkatın icadı, intizamlı ve sanatlı vücutları, rızıkların yaratılması ve ihtiyaç sahiplerine vakt-i münasipte yetiştirilmesi ve şu âlemdeki intizam ve denge Cenab-ı Hakk’ın Latif olduğuna şehadet ettikleri gibi; varlıkların nakış nakış dokunması, birbirleriyle hikmetli münasebetleri, yaratılışlarındaki kolaylık ve suretlerinin farklılığı gibi daha birçok cihetler yine Cenab-ı Hakk’ın Latif olduğuna şehadet etmektedir.
Dilerseniz şimdi Kur’an’a kulak verelim ve bu mana ile Latif ism-i şerifinin anlatıldığı bazı ayetlere dikkat kesilelim:
“(Lokman oğluna): Yavrum, (yaptığın iyilik veya kötülük) hardal tanesi ağırlığınca olsa, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa, Allah mutlaka onu getirir. Çünkü o latiftir, habirdir.” (Lokman, 31/16)
“Sözünüzü ister gizleyin ister onu açığa vurun (fark etmez). Çünkü O, göğüslerin özünü bilir. O, yarattığını bilmez mi? O, latiftir, habirdir.” (Mülk, 13-14)
Ey nefsim, işte senin böyle Latif bir Rabbin var ki, seni görür ve her gizli işini bilir. Değil fiillerin, hatıra ve hayallerin bile ondan gizlenemez ve saklanamaz. Her hâline muttalidir. Her an üzerinde galip ve her hâline şahittir. O hâlde nasıl olur da Rabbinden utanmaz ve türlü türlü günahlarla kendini ona arz edersin? Bir düşün… Her günahı işlerken Rabbin yanında. Seni görüyor ve seni biliyor. Bundan nasıl sıkılmaz ve o günaha devam edersin?
Ya Rab! Sen Latif’sin. Her hâlimizi bilir ve her şeyimizi görürsün. Hiçbir hâlimiz ve işimiz hatta düşünce ve duygularımız dahi senden gizlenemez. Sen bizlerde gördüğün kusurları affet. Latif isminin tecellisiyle bizlerde gördüğün kusurları yine Latif isminin tecellisiyle yok et ve günahlarımızı silmekle bizlere lütfet. Bizler senin Latif isminin tecellisine çok muhtaç olan âciz, fakir, asi ve günahkâr kullarız. Biz kullarına hem dünyada hem de ahirette lütfunla tecelli et. Âmin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder