AİLE-SAĞLIK
Peygamberimiz’den insan kazanma örnekleri!
Medine’de İslam’a yeni iltihak edenlerin bazıları önceden sahip oldukları birtakım hoşa gitmeyen halleriyle birlikte giriyorlardı İslam’a. Bunlara karşı sabır göstererek incitmeden eğitip yetiştirmek gerekiyordu.
Nitekim İslam’a yeni iltihak etmiş ‘Zülhuveysır’ da bu kaba-saba söz ve davranış sahiplerinden biriydi. Bu zat bir gün Resulullah (sav) Efendimiz’e:
- “Allah (cc) cennetine sadece ikimizi koysun, başkalarını almasın” diyecek kadar dar bir anlayışa sahip olduğunu ifade etmiş, Resul-i Ekrem Efendimiz de bu teklife karşı ayıplama ve azarlamaya yönelmeden:
- Allah’ın sınırsız ikramını çok dar bir sınır içine hapsettin, demekle yetinmişti.
Yersiz söz ve davranışlar bu kadarla kalsa yine iyi idi. Bakın daha neler oldu.
Bir gün mescitte bir gürültü koptu. Ashabın bir kısmı itiraz seslerini yükseltiyor, olmaz böyle şey diye söyleniyorlardı.
Resulullah (sas) Hazretleri bu gürültüyü duyunca hane-i saadetinden çıkıp mescide girdiğinde ashabı ayakta buldu. Olmaz böyle şey diye söylenmeye devam ediyorlardı.
Olayın aslı şuydu: “Allah cennetine sadece ikimizi koysun” diyecek kadar dar ufuklu olan ‘Zülhuveysır’ bu defa da mescidin bir köşesine bevl ederek idrarıyla zemini kirletmişti. Bu yaptığına itiraz edenlere de, güneşin bunu hemen kurutacağını ileri sürerek ayıplanacak bir şey yapmadığını söylemek istiyordu. Ashabın ayaklanmasının sebebi buydu. Sahabe haklı olarak:
- “Ya Resulallah, mescidimizi kirletti, secde yerlerimizi ıslattı! Ne yapmalıyız bu anlayışsız adama?” diye şikâyette bulunuyorlardı.
Davasına adam yetiştirme ve kazanma örneği veren Allah Resulü Efendimiz ise bunlara karşı bakın ne cevap veriyordu:
- “Yaptığı şeyin mahzurunu bilmiyor, bilgiye muhtaç olduğunu bu haliyle ifade etmiş oluyor. Siz bilgi vererek adam kazanın, öfkelenip ayıplayarak adam kaybetmeyin!”
Evet, mescidin bir köşesine idrarını yapacak kadar görgü, bilgi eksikliğinde olan adamı böyle bir anlayışla karşılayan Allah Resulü Efendimiz, hemen bir testi dolusu su getirterek kaba saba adamın ıslattığı yere döktürüp orasını iyice yıkattı, hata sahibini ayıplamadı, azarlamadı, utandırmayı da tercih etmedi.
Böyle bir sabır ve hoşgörüyle eğitim ve öğretime alınan adam ise sonra öylesine olgunlaştı ki, ashabın içinde en saygılı ve nezaketli hassas insan haline geldi. Ancak siyerde ve hadis kitaplarında ‘Mescide bevl eden sahabi’ diye tarif edilmekten de kurtulamadı. Böylece Efendimiz’in insan yetiştirmede nasıl bir sabır ve tahammül örneği verdiğini bu haliyle tüm insanlığa gösterme hizmeti de vermiş oldu.
Bir örnek daha ilave edelim buraya isterseniz. Çölden gelen bir adam Peygamberimiz’den yardım istedi. Efendimiz (sas) Hazretleri adama bir şeyler verdi, sonra da: “Memnun oldun mu, diye sordu?” Adamın pek memnun olmadığı anlaşılıyordu halinden.
Efendimiz, bir miktar daha yardımda bulundu. Adamda yine bir memnuniyet eseri görülmedi. Hatta ‘Bu muydu bana yapacağın yardım?’ manasına gelen sözler de söyledi. Bu saygısızlık ve anlayışsızlığı görenler adamı ayıplayıp azarlamak istedilerse de Efendimiz (sas) Hazretleri, onları teskin ederek gidip bir şeyler daha getirerek verdikten sonra tekrar:
- Şimdi memnun oldun mu? diye sorunca adam bu defa başını sallayarak memnuniyetini ifade etti. “Öyle ise şimdi git, kardeşlerine de bu memnuniyetini anlat.” diyen Efendimiz (sas) Hazretleri, çevresindekilere dönerek şöyle açıklamada bulundu:
- “Sizinle benim halim, devesini kaybeden adamın hali gibidir. Ben devemin huyunu bilir, onu nihayet memnun ederek yakalarım, ama siz devenin huyunu bilmediğinizden etrafını çevirir, ürküterek kaçırırsınız! Halbuki bizim görevimiz adam kaçırmak değil, adam kazanmaktır!”
‘Nesil Yayınları’ arasında çıkan ‘Peygamberimiz’in İnsani İlişkilerinden Örnekler’ kitabımızdan naklettiğim bu insan yetiştirme örneğine yarın, annesini darıltınca dili tutulup da şehadet getiremeyen evladı Peygamberimiz nasıl bir tedbirle kurtarma örneği verdiğini de arz edeceğim inşallah. Maksadımız bu gibi insan yetiştirme ve kazanma örneklerini hatırlayarak bizim de benzeri sabır ve tahammülle insan yetiştirme sabır ve kabiliyetimizi geliştirmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder