Hz. Adem yaratılmadan sen oradaydın!
Hz. Adem cennetten çıkarıldığı için buruk şekilde yalvardığında sen ordaydın.
Hz. Nuh tufana yakalanıp gemiyle yola çıktığında, sonra dev dalgalar Hz. Nuh ile gemiye binmeyen oğlunu birbirinden ayırdığında sen ordaydın.
Eyüp Peygamber hastalıktan iyice bunalıp 'Ya Rabbi bana zarar ilişti. Sen merhametlilerin en merhametlisisin' diye yalvardığında sen oradaydın.
Hz. İbrahim mancınığa konulup Nemrut'un ateşine atıldığında ve narın, nura ve serinliğe dönüştüğü anda sen oradaydın.
Hz. Yunus, 'Ninova halkını izinsiz terk ettiği için koca bir balinanın karnına mahpus edildiğinde ve denizin en derinlerinde 'La ilahe illa ente sübhanek inni küntü mine'z -zalimin' - Senden başka ilah yoktur Rabbim. Sadece sen varsın. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum' diye zikre ve tevbeye başladığında sen oradaydın.
Hz. Yusuf'un kardeşleri tarafından kuyuya terk edildiği Yusuf'un karanlıkta sessizce ağladığı o çaresiz denizde sen oradaydın.
Ve nihayet çilesi biten Hz. Yakub'un oğlu Yusuf'un kokusunu binlerce kilometreden hissettiği ve 'siz bana bunamış demeyecek olursanız ben Yusuf'un kokusunu duydum (diyeceğim)' dediği anda sen oradaydın.
Hz. Musa annesi tarafından suya salındığı; sonra annesinin kucağına teslim edildiğinde sen oradaydın.
Ve denizin bir asa darbesiyle 12 parçaya ayrıldığı ve binlerce insanoğullarının geçtiği ve kurtuluşa erdiği ve ama aynı suda Firavun ve bütün ordusunun helak olduğu anda sen oradaydın.
Kavminin 'bir put yap ona tapalım' diye teklif getirdiği Hz. Musa'nın kavminin üzerine yürüdüğü o celalli anında sen oradaydın.
Hz. İsa'nın, 'yarın sabah horoz ötmeden önce biriniz beni jurnalleyecek' dediği ve 12 havarisiyle son yemeğini yediği anda sen oradaydın.
Hz. İsa'nın; ben gitmesem hidayete erdirici, davetçi paraktik (Muhammed (s.a.v.) gelmeyecek, ben gitmeliyim ki o gelsin dediği anda oradaydın.
Hz. Adem ruh ile ceset arasında iken sen oradaydın.
Miraç'ta perde ilk ve son kez aralandığında sen oradaydın.
Ve Cebrail vahiy meleği olarak ilk ve son kez indiğinde sen oradaydın.
Ve ölüm meleği bize gelip çattığında inşaallah sen orada olacaksın.
***
Sadaka deyip geçmeyin
Gönülden koparak fakire, muhtaca ve çıkmazda olana ayrılan para veya iyiliğe sadaka denir. Sadaka para türünden olabildiği gibi muhtaca yardım, darda olanı rahatlatma gibi hizmet türünden de olabilir.
Sadakanın dünyevi ve uhrevi faydaları vardır.
Dünyadaki faydaları:
1- Malı temizler.
2- Bilmeden karışmış haram malı durular.
3- Kaza ve belaya engel olur.
4- Hastalıklardan korur.
5- Kişinin gayesine ermesini sağlar.
6- Muhtacın, fakirin duasını almaya sebep olur.
7- Malın bereketini çoğaltır.
8- Rızkın helalden gelmesinin yolunu açar.
9- Dualarının kabulünü sağlar.
10- Haset, kin, nefret gibi düşmanca bakışları azaltır.
Ahiretteki faydaları:
1- Son andaki ölüm acısını hafifletir.
2- Son anda imanla ölmeye fayda sağlar.
3- Kabir suallerini cevaplamaya yarar sağlar.
4- Kabrin sıkıştırılmasını hafifletir.
5- Kabir azabına engel olur.
6- Kıyametin dehşetini hafifletir.
7- Şefaati almaya sebep olur.
8- Cehennem azabını uzaklaştırır.
9- Kul haklarından kurtulmak için Yüce Allah'a gidecek yüzü olur.
10- Cennetteki dereceyi yükseltir.
11- Sırat köprüsünden kolay geçisi sağlar.
12- Malın ve kazancın hesabını vermeyi kolaylaştırır.
13- Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şefaatine ulaştırır.
14- Sadaka verilen kişi Allah katında iyi insan ise; onun ahirette yardımını sağlar.
***
Peygamberimizin bir uyarısı:
"Müslüman kardeşinle gereksiz tartışmaya girme. Onunla kırıcı bir şekilde şakalaşma ve yerine getiremeyeceğin bir konuda ona söz verme" (Ebu Nuaym, Hilye, 3/344)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder