12 Kasım 2014 Çarşamba

Ahmed Şahin - Annesini darıltınca dili tutulan evladı, Efendimiz (sas) nasıl kurtardı?

Ahmed Şahin - Annesini darıltınca dili tutulan evladı, Efendimiz (sas) nasıl kurtardı?


Ahmed Şahin

Annesini darıltınca dili tutulan evladı, Efendimiz (sas) nasıl kurtardı?



Son dakikalarını yaşayan kocasının şehadet getirememesinden telaşe kapılan hanımı Resulullah (sas) Efendimiz’e müracaat etti:

-Kocam son anlarını yaşayan bir hastadır. Bir müddetten beri yanında şehadet kelimesini söylüyorum, dili tutuluyor, şehadet getiremiyor, şehadetsiz ölür diye korkuyorum. Buna bir çare bul ya Resulallah, dilinin tutulması sona ersin de şehadet getirerek gitsin bu dünyadan! Efendimiz, hastanın sağlıklı zamanındaki yaşayışını sordu:

-Kocanın yaşadığı hayat nasıldı? Müslümanlığı sadece iddia halinde miydi, yoksa inandığı İslam’ı fiilen yaşar mıydı? Kadın, kocamın Müslümanlığı öyle iddiadan ibaret Müslümanlık değildi. İnancının gereklerini eksiksiz yaşardı. Dinin haram kıldığı fiillerden kaçınırdı. Kötü bir alışkanlığı da yoktu, dedi. Bu açıklama üzerine Efendimiz kadına: Öyle ise sen git, dili duran kocanın annesini çağır buraya, buyurdu. Bir müddet sonra Efendimiz’in huzuruna giren yaşlı bir kadın,

-Ben Alkame’nin annesiyim, beni çağırmışsınız geldim ya Rasulallah, dedi. Efendimiz (sas) Hazretleri yaşlı kadına şöyle sordu:

-Oğlun Alkame’den memnun musun, yoksa sana karşı itaatsizlikte bulunup, gönlünü kırıyor muydu? Kadın biraz durakladı, halinden belli idi ki, oğluna karşı bir kırgınlığı vardı.

-Ya Resulallah, dedi. Oğlum çok iyiydi. Bana karşı itaat ve saygıda kusur etmezdi. Nedense bu saygısı onu evlendirinceye kadar devam etti. Hele son günlerde ailesinin davranışlarına bakarak bana karşı tavrı iyice değişti. Bu yüzden kalbimde oğlum Alkame’ye karşı bir kırıklık ve incinme oluştu.

Yaşlı annenin titrek sesinden de kırgınlığının derinliğini anlayan Efendimiz (sas) Hazretleri, oradaki insanlara annenin duyacağı şekilde ‘mümkün olsa da odun toplayarak bir ateş yaksanız şuraya’ dedi. Yaşlı anne merakla sordu:

-Ateşi ne için düşünüyorsun ya Resulallah?

Efendimiz düşündüğünü şöyle açıkladı:

-Oğlun Alkame’yi yakmak için.

-Neden yakmak istiyorsun Ya Resulallah?

-Çünkü hanımının etkisiyle anasını darıltıp küstürenleri Cenab-ı Hak cehennemin dehşetli ateşi içinde uzun müddet yakacaktır. Sen hakkını helal etmezsen oğlun Alkame de aynı şiddette yanacaktır. Öyle olunca ben onu burada dünya ateşi ile yaksam da cehennemin şiddetli ateşinde yanmaktan kurtulsa demek istedim.

Bu sözleri ile annenin merhamet ve şefkatini harekete geçirmeyi düşünen Efendimiz nihayet düşündüğünü de gerçekleştirdi. Kırgın ve dargın anneden şu şefkatli sözler duyuldu:

-Ya Resulallah ben hakkımı helal ediyorum oğluma. Ciğerparemin ne dünyada, ne de ahirette yanmasına gönlüm razı değil. Ne kadar hakkım varsa hepsini de helal ediyorum!

Annenin oğluna hakkını böylece helal etmesi üzerine Efendimiz, ashabından Bilal-i Habeşi ve Selman-ı Farisi ile birlikte diğer bazı kişileri Alkame’nin evine gönderdi.

“Gidin bakın bakalım Alkame’nin dilindeki bağ çözüldü mü?” diye buyurdu. Sahabeler heyecanla koşarak evin yakınına geldiklerinde Alkame’nin yüksek sesle: “Eşhedü en lâ ilâhe illallah!..” diyerek şehadet getirdiğini işittiler.

Böylece son sözü şehadet olan Alkame’nin cenazesinde hazır bulunan Resulullah (sas) Hazretleri mezarlıkta Müslümanlara anne-baba hakkı konusunda uyarıda bulunarak buyurdu ki:

-Aile sözü ile ebeveynini darıltan evlatların kelime-i şehadeti getirmekten mahrum kalabileceği tehlikesini unutmayınız, annenizi-babanızı haksız yere kırıp inciterek dili duran itaatsiz evlat durumuna düşmekten korkunuz. Alkame örneği sizlere ders olması için yaşanmış ibretli bir olaydır, bunu da böyle biliniz.

Nesil Yayınları’ndan çıkan 200 sayfalık ‘Peygamberimiz’in İnsani İlişkilerinden Örnekler’ kitabımızda, baştan sona böyle faydalı ve ibretli olaylar sıralanmaktadır.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder