18 Mart 2015 Çarşamba

Çanakkale kahramanlarının torunları anlatıyor - 4

Çanakkale kahramanlarının torunları anlatıyor - 4

Zaman gazetesindeki bu güzel yazıyı inşallah bölümler halinde yayınlayacağız...

Çanakkale kahramanlarının torunları anlatıyor [Çok özel röportajlar - ZamanTV]


HABERLER PAZAR
15 Mart 2015, Pazar
 
Dile kolay bir asır geçti üzerinden... Anadolu’nun dört bir yanından yarım adaya koşup, geri dönme gayesi taşımadan şehit düşenlerin arkada bıraktıklarıyla görüştük. Gördük ki her ilden yüzlerce kayıt defteri tutulmuş. Bize ise o kahramanlık hikâyeleriyle dolu defterlerin yapraklarını aralamak düştü.


Dile kolay bir asır geçti üzerinden. Ancak büyüklerinden o kahramanlıkları dinlemiş, hâlâ anlatacak bir şeyleri olan nesillere ulaşmak mümkündü. Anadolu’nun dört bir yanından yarımadaya koşup geri dönme gayesi taşımadan şehit düşenlerin geride kalanlara emanet ettikleri kıymetlilerinden savaşı dinledik. Çanakkale’den yola çıkıp İzmir, Bursa, Karabük, Ankara ve İstanbul’a döndüğümüzde gördük ki her ilden yüzlerce kayıt defteri tutulmuş. Bize ise sadece o defterlerin yapraklarını aralamak düştü.



Bahadır Gürer

Eşinin tanıyamadığı asker

Takvimler 8 Ağustos 1915 Pazar gününü gösterdiğinde İstanbul’dan Çanakkale’ye gitmekte olan Barbaros Hayrettin Zırhlısı, İngiliz denizaltısı tarafından Gelibolu ile Bolayır arasında torpille vurularak batırılır. Gemide bulunan 71’i subay, bin 200’e yakın personel can mücadelesi vermeye başlar.

Orta bölümünden torpillenen gemi, su alarak yan yatar. Gemide çalışan mürettebat güverteye çıkar ama bir kısmı tutunamayarak denize yuvarlanır. Denize düşenler ne yazık ki geminin alabora olmasıyla çalışmakta olan uskurlara takılıp şehit olur. Tecrübeli subaylar tehlikeyi fark eder ve atlayarak kurtulur. Bu şekilde hayatta kalanlardan biri de Minkaliyeli Mahmut Bey...

Minkaliyeli Mahmut Bey’in torunu Avukat Bahadır Gürer, Barbaros zırhlısından sağ kurtulan dedesinin yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Dedem yüzerek hayatını kurtarmış. Sandallarla gelen askerler, denize atlayıp sağ kalanları, şehit olanları toplamaya başlamış. Pantolon ve atletlerle denize atlayan askerler soğuktan titriyormuş. Askerlere hemen battaniye verilmiş.

Bu yolculuk yaklaşık 2-3 gün sürmüş. Dedem ve kurtulan arkadaşları Eminönü’nde bırakılmış ama hepsi bitkin ve pejmürde haldeymiş. Sandalla Kasımpaşa’ya geçmiş. Dik yokuşu tırmanarak evinin yolunu tutmuş. Hasret kaldığı eşini görecek olmanın heyecanı içinde adımlamış yolları. Kapının önüne geldiğinde hava iyice kararmış.

Kapıyı çalmış, eşi kapıyı açmış ve karşısında saçı sakalı birbirine karışmış birini görünce, ‘Allah versin’ diyerek kapıyı yüzüne kapatmış. Sonra tekrar açmış ve eşler birbirine kavuşmanın heyecanıyla sarılıp, ağlamışlar.”

 

http://www.zaman.com.tr/pazar_canakkale-kahramanlarinin-torunlari-anlatiyor-cok-ozel-roportajlar-zamantv_2283311.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder