Günün Menkıbesi: Az benimle gelir misin? |
Abdurrahman bin Avf hazretleri “radıyallahü anh”, eshab-ı kiramın büyüklerindendir.
Uzun boylu, beyaz, yakışıklı bir zattı. Akıllı ve kadirşinastı. Hazret-i Ömer’in de yakın arkadaşıydı. Bir gece yarısı, Medine’ye küffâr diyarından bir kervan gelip, şehir dışında konakladı. Çok kıymetli mallarla yüklüydü kervan. Halife Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”, koştu bu arkadaşına. - Ya Abdurrahman! - Buyur ya Ömer! - Az benimle gelir misin? - Baş üstüne! Birlikte yürüyüp şehir dışına çıktılar. Arkadaşı sordu: - Nereye gidiyoruz ya Ömer? - Şu ilerde yabancı bir ticaret kervanı konaklamış. Onu bekleyeceğiz. Merak etti: - Neden bekliyoruz ki? - Eşkıyadan bir zarar görmesinler diye. - Ama yabancı diyorsun. - Evet, yabancı kervan. - Kâfirleri mi bekleyeceğiz yani? - Evet. Bize sığınmışlar. Malları ve canları bize emanettir. Bir zarar görürlerse, ahirette bizden sorulur. - Anladım, haklısın, dedi. Ve o gece, sabaha kadar nöbet tuttular. Haberin var mı? Lakin kâfirlerden biri fark edip, koştu kervanbaşına: - Haberin var mı? - Neden? - Bizi beklediklerinden. - Kim bekledi bizi? - Halife Ömer ve bir arkadaşı. - Sen neler diyorsun? - Evet, gözümle gördüm. - Peki, niye beklemişler bizi? - Eşkıyadan zarar görmeyelim diye. - Olamaz! Koskoca bir Halife bize nasıl bekçilik eder? - Etti işte. - Ama dinleri bizden ayrı. - Evet, ama hakikat ortada. Kervanbaşı hayretler içindeydi: - Aman tanrım! Bu ne ince düşünce, ne güzel ahlak! - Evet, gerçekten öyle. - Demek ki bunların dinleri hak din, yoksa böyle yapılamaz. - Evet. Sonra beklenen oldu. Hepsi birden Müslüman oldular. |
16 Mart 2015 Pazartesi
Günün Menkıbesi: Az benimle gelir misin?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder