21 Aralık 2016 Çarşamba

HUŞÛ’

HUŞÛ’
 

‘Huşû’ sözlükte, küçülme, boyun bükme, son derece saygılı olma demektir.

 

Kur’an-ı Kerim’de: “Rahmân’a (saygı için) sesler huşû’ etmiş (kısılmıştır). Fısıltıdan başka bir şey işitmezsin.” [1]

 

Din ve ahlâkta ise huşû’, ibadette, kul ile Allah (c.c.) arasındaki ilişkilerde kulun, Allah (c.c.)’a saygılı bir tevazu (alçak gönüllülük) göstermesidir. Çünkü Allah (c.c.) “Rahmân’ın kullarının yeryüzünde hevn (alçak gönüllülük) ile yürüdüklerini.” [2] bildirmiştir.

 

“Onlar öyle kimselerdir ki, namazlarında huşu’ içindedirler.” [3] ayetinde namazlarında huşu’ edenlerin kurtuluş ve başarıya erecekleri vurgulanmaktadır.

 

“Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirseydik, Allah korkusundan onu, baş eğmiş, titremiş görürdün. Bu örnekleri, düşünsünler diye insanlara veriyoruz.” [4] ayetinde güzel bir benzetme yapılarak, şayet bu Kur’an, bir dağa indirilmiş olsaydı, Allah (c.c.)’a saygıdan ötürü dağın çatlayıp çökeceği ifade edilerek Kur’an’ın ve vahyin büyüklüğü ve ondaki sorumluluğun ağırlığı vurgulanmaktadır.

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), namazda sakalı ile oynayan birini görmüş: “Bunun kalbi huşu’ etseydi, uzuvları da huşû’ ederdi.” [5]buyurmuştur.

 

İbadette huşu’, yalnız Allah (c.c.)’ı düşünmek, O’ndan başka bir şey düşünmemeye çalışmaktır. Bu, gönül huşuudur. Beden huşuu da namazda sağa, sola bakmadan, herhangi bir şey ile meşgul olmadan, edeb ile Allah (c.c.)’ın huzurunda durmaktır.

 

Hasan Basrî’ye göre huşû’,  kalbin sürekli olarak korku içinde olmasıdır.

 

Sehl İbn Abdillah: ‘Kalbi huşû’ içinde olana şeytan yaklaşamaz.’ demiştir.

 

 

 

[1] Tahâ sûresi,  20/108.
[2] Furkan sûresi,  25/63.
[3] Müminun sûresi,  23/2.
[4] Haşr sûresi,  59/21.
[5] Feydu’l-Kadir.


BU YAZI AŞAĞIDAKİ WEB SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=604

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder