AHLÂK İLMİNİN ÖNEMİ
Ahlâk, insanın kötü işlerden korunması, iyi ve güzel davranışlar kazanması için gereken yolları göstererek ruhu temizler, kötülükleri iyiliklere çevirir.
İslâm ahlâka büyük önem vermiş, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i şerifler birey ve toplumun gelişmesinde en önemli yere sahip olan bu konuya dikkatlerimizi çekmiştir. Gerek Kur’an-ı Kerim ve gerekse Peygamberimiz (s.a.v.) itikât, ibâdet ve ahlâk konuları üzerinde önemle durmuştur. İslâm bilginleri de bu konular üzerinde sayısız eserler vererek gelecek nesillere ışık tutmuşlardır. İslâm, insanı, yalnız Allah’a (c.c.) karşı sorumlu tutmamakta, hayatta insanı ilgilendirecek maddî ve manevî bütün hadiselere karşı sorumluluk taşımasını gerekli kılmaktadır.
Sağlıklı bir vücut, sahibini nasıl dinamik yapıyorsa, sağlıklı aileler de toplumu güçlü ve dinamik hale getirirler. Toplumu oluşturan bireylerin güzel ahlâklı olması bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Toplumsal ahlâk, bireyin ahlâklı olmasıyla mümkün hale gelir. Bireylerin eğitilmesi ise küçük yaştan başlar ve olgunlaşıncaya kadar sürer. Çocuğun yetişmesinde ve karakter sahibi olmasında yetiştiği çevrenin ve eğitimin etkisi olmakla birlikte, en önemli kişilik ailesi tarafından kazandırılır. Bu nedenle bireyin iyi ahlâk sahibi olması için çocukluktan başlayıp gençlik çağıyla devam eden ve insanın hayatının sonuna kadar süren bir disiplin ve eğitim görmesi gereklidir.
İslâm ahlâkının güzel olarak gördüğü her eylem, Kur’an’ın insanlardan yapmalarını istediği eylemlerdir. Yine İslâm ahlâkının kötü gördüğü her eylem, Kur’an’ın insanlardan kaçınmasını istediği eylemlerdir. İslâm’ın insanlara yüklediği görevlerin başında gelen ‘iyilikleri sunmak ve teşvik etmek, kötülüklerden sakındırmak’ prensibi, İslâm’ın ahlâka verdiği önemi gözler önüne sermektedir.
“İçinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği buyurup kötülükten sakındıran bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (1)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah’a inanırsınız.” (2)
Ayet-i kerimelerin de belirttiği gibi ‘iyilikleri sunmak, kötülüklerden sakındırmak’ müslümanların temel görevleri arasındadır. Kur’an-ı Kerim iyilik yapmaya çok önem vermektedir.
İslâm dini ahlâka neden bu kadar önem vermiştir, niçin ahlâkı dinin ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür? Bu sorunun cevabını tam olarak verebilmek için İslâm’ın temel kaynakları olan Kur’an ve sünnet’i dikkatlice incelemek gerekmektedir. Ahlâk, insanın Allah (c.c.) ile olan bağlarının düzenlenmesinde önemli bir etken olduğu gibi, insanın toplumla olan ilişkilerinde de belirleyici bir özelliğe sahiptir. Çünkü İslâm’daki bütün ahlakî emirler dini temellidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde de ahlâk’ın ne kadar önemli bir yer tuttuğunu görmekteyiz:
“Güzel ahlâk, Allah’ın yüce ahlâkıdır.” (3)
"Sizin en hayırlınız, ahlâkça en güzel olanınızdır.” (4)
“İman bakımından mü’minlerin en olgunu, ahlâkı en güzel olup, ailesine karşı en yumuşak, en cömert davranandır.” (5)
“Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (6)
Yukarıda sıraladığımız âyet-i kerimeler ile hadisi şeriflerden de çok iyi anlaşılmaktadır ki, İslâm dini ahlâka büyük önem vermiştir. Ahlâk ile din iç içedir. İslam’ın ahlâka verdiği önemi hiçbir düşünce sistemi vermemiştir. Ne Hristiyan düşüncesi, ne materyalizm, ne de liberalizm vs. Ahlâkı din’den bağımsız bir kurum olarak ele alan bu ve benzeri düşünce sistemleri fert ve toplum hayatlarında sorunlardan kurtulamamışlardır. Özellikle modern çağda batı dünyası büyük bir ahlâkî çöküntü yaşamaktadır. Bunun sebebi din’in ve dolayısıyla ahlâkın belirleyici özelliğini terk etmeleridir.
------------------------------ ---------
(1) Âl-i İmrân sûresi, 3/104.
(2) Âl-i İmrân sûresi, 3/110.
(3) Müslim
(4) Müslim,Tirmizi.
(5) Tirmizi.
(6) Müsned.
--
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder