Şevk ve Aşk
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
"İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da ona ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir." (Bakara, 165)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Allah'ım! Sana teslim oldum, ben sana inandım, sana dayandım. Yüzümü gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele ettim." (Müslim, Zikir 67. Buhârî, Teheccüd 1, Tevhîd 7, 8, 24, 35;)
Bir gün Mâlik bin Dinar, Sâbit Benan'la birlikte Rabia Hatun'un yanına giderler. Rabia Hatun, Mâlik bin Dinar'a şöyle der: "-Söyle bana, niçin Allah'a ibâdet edersin? Buna cevap olarak Malik bin Dinar şöyle der: "-Cennete müştâkım." Buna bir cevap vermeden Rabia hemen Sâbit'e dönüp: "-Oğlum, sen kulluk etmekte Allah'tan ne istiyorsun" deyince; Sâbit: "-Cehennemden korkuyorum" diye cevap verir. Bundan sonra Rabia Hatun konuşmaya başlar: "-Malik, sen yalnız bir şeye tamaan çalışan işçiye benziyorsun. Sâbit! Sana gelince; sopa korkusundan iş tutan amele gibisin." Bu sözler Mâlik ve Sâbit üzerinde derin tesir yaptı. Sebebini sordular. "-Ya Rabia! Sen nasıl ibâdet edersin ki?" Rabia Hatun bunlara şu cevabı verdi:
"-Allah sevgisi ve ona karşı bol şevk ve aşk."
(Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri-1, Erkam Yay.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder