25 Ocak 2017 Çarşamba

İNTİZAM

İNTİZAM
 
‘İntizam’, her yerde ve her zaman derli, toplu ve düzenli olmak demektir.
 
İntizam, ilk önce toplumun düzenli kalmasını sağlayan dine ve din kurallarına bağlı kalmak, ikinci olarak da bir hata işlendiği zaman derhal o hatadan dönmek veya döndürülmek demektir.
 
Toplumun düzenini normal bir ölçüde tutmak, Allah (c.c.)’ın insanların selameti için ortaya koyduğu emir ve yasaklara, kanunlara ve yöneticilere aittir. Bunun üzerine çıkıp Allah (c.c.)’ı, kanunları ve toplumun mutluluğu için çalışanları dinlemeyenler derhal insanların gözünde değer kaybederler. Ahlâk ilmine göre intizam, işleri layık olduğu şekilde takdir ve tasvip ile toplum yararına uygun olarak tertip ve düzene sokmaktan ibarettir.
 
Dünya işleri nizam ve intizam içinde olan müslümanın ahiret işleri de nizamında olur. Bugünkü işini yarına bırakmaz, vaktinde ve usulünde yapar. Dünya ve ahiret işleri nizam ve intizamda olmayan kimseler ise yararlı işler göremedikleri için zararlı olurlar. Onun için İslâm dini güzel bir nizam ve intizam üzere gelmiş, bütün Müslümanların da bu nizama uyarak toplum hayatında saadet ve selametle, birlik ve dirlik içerisinde hayat sürmelerini emretmiştir. [1]
 
Evrene, dünyaya ve kendimize ibretle bakacak olursak, Cenab-ı Hakk’ın her şeyi ne kadar büyük bir nizam ve intizam içinde yarattığını ve onları devam ettirdiğini görürüz. Kur’an-ı Kerim’de buyurulur: “Birbirinin üzerine yedi kat olan gökleri yaratan O’dur. O Rahman’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik bulamazsın. Gözünü bir çevir bak, onda bir çatlaklık görebilir misin? Sonra gözünü semaya tekrar çevir. Fakat göz sonunda umduğunu bulamadığı için zelil ve hakir olarak sana döner.” [2]
 
İş bilen insanların düzenli oluşları ev idare tarzından belli olur. Ev yönetimi düzenli olmayan kişilerden düzenli iş beklemek, çorak topraktan ürün beklemeye benzer. Söz ile dünyaya düzen vermeye kalkan kimi insanların evlerindeki düzeni bile sağlayamadıklarını şair,
‘Laf ile verirler dünyaya nizamat,
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde’
mısralarıyla çok güzel dile getirmektedir. [3]
      
 
 

 
[1] İslâm ahlâkı ve Seleften Örnekler, O. Karabulut.
[2] Mülk sûresi,  67/3-4.
[3] Tasvir-i Ahlâk, A. Rıfat.


BU YAZI AŞAĞIDAKİ WEB SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=622

--
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder