14 Ocak 2017 Cumartesi

İNSANA BİR YAŞAM ARKADAŞI GEREKİYORMUŞ; ŞİMDİ ANLADIM!

 İNSANA BİR YAŞAM ARKADAŞI GEREKİYORMUŞ; ŞİMDİ ANLADIM!


İNSANA BİR YAŞAM ARKADAŞI GEREKİYORMUŞ; ŞİMDİ ANLADIM!

Değerli okurlarım, geçenlerde tv’de evlilik programlarıyla ilgili sosyolog-eğitimci Nurdoğan Arkış’ın bir yazısını paylaşmıştım.


Bir Hanımefendi yazılanları okuduktan sonra, kendi hayatıyla ilgili aşağıdaki yazıyı göndermiş. Dürüst, açık seçik düşünen, cesur bir insanın yazısı. Sizinle paylaşmak istiyorum.

Mektubunun sonuna bir de şiir eklemiş. Yazı uzun ama hayatın ta içinden geliyor, o nedenle kısaltmadım.
 

Kendisine sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Umarım hayata bakış tarzınızda size bir zenginlik kazandırır. Selamlar, iyi okumalar.

***
 

Sevgili Dogan Cüceloğlu

Ben 58 yasında iki genç yetiştirmiş, topluma kazandırmış, evlendirmiş bir anneyim. Evlilik programları ile ilgili görüşlerimi önemsediğinizi okuduğum için yazmak istedim.

Anadolu’da varlıklı bir ailede altı çocuktan beşincisiyim 15 yaşımda babamı kaybettiğimde erkek kardeşlerim evden uzakta olduğu için okula gönderilmedim. Ailemin isteğiyle 19 yaşımda görücü usulü evlendirildim. Bir oğlum bir kızım oldu. Problemli yıların ardından 15 sene sonra ailemin haberi olmadan boşandım. Çünkü her defasında boşanma isteğim geri çevrilmişti. Çalışmayan bir bayanım, eş desteği tek kuruş almadan çocuklarımı
özel bir kolejde okuttum. Ben okutulmadığım için tüm hayatımı onların eğitimine adadım. Babamdan kalan gelirlerle kardeşlerim ilgileniyordu ve ben çok zor şartlarda çocuklarımı okuttum; bazen kardeşlerimin eşlerinin temizlikçiye ayırdığı giysileri giyiyordum, hiç gocunmadan.

Zor günleri size anlatmak istemiyorum; eğitime adanmış bir hayat düşünün, tüm arkadaşlarımdan sosyal yasamdan vaz geçmiş bir anne.. Sonuçta kızım dr oldu genel cerrah; oğlum veteriner hekim.

Kızım 8 yıllık evli; 2 torunum var. İlk torunumu 2 yaşına kadar ben baktım . Uzmanlığında da eşiyle ayrı şehirde oldukları için yine ben ilgilendim; ama anne koş dediklerinde öyle alışmışım ki anında koşuyorum. Çocuklarım da, ben de yaşamı böyle kabullenmişiz galiba. Sizin ehil kaptan yazısında yazdıklarınız doğrultusuna yakın bir düşünceyle davranmışım. O dönemlerde Atalay Yörükoğlu’nun kitaplarından fazlasıyla yararlanmıştım.

Onlar hayatın içine öyle bir daldılar ki benim onlara ihtiyacım olabileceğini hiç düşünemiyorlar. Sadece anne koşulsuz koşar.

Artık evimde olmak istiyorum. Kendimi yorgun, ama hedefe bayrağı dikmiş olmanın huzuru içinde hissediyorum. Ancak geçenlerde hastalandım evde. Fazlasıyla kar vardı, doktora gidemedim. İşte o zaman yaşam arkadaşının ne kadar önemli olduğuyla karşılaştım.

Maddi hiç sıkıntım yok; tatile gidiyorum tek başına; tadı olmuyor. Arkadaşlarımın ya eşleri var, ya zaman uyuşmuyor yada herkesle tatile çıkılmıyor.

Bir bayanın yalnız yaşamını dibine kadar yaşadım. Bazen evlendirme programlarına katılmayı düşünüyorum çünkü dışarda nasıl biriyle tanışılır, nasıl güvenilebilir ki. Eş, dost, arkadaş, sizin eş düşüncenizi doğal karşılıyor, ama maalesef teklifleri size ulaştırmıyorlar.

Tv’deki programlarsa bence samimiyetsiz, reyting düşüncesiyle yapılıyor ama toplumda tanıştırma, araştırılıp gerçekten evlilik düşünen insanlar tanıştırılmalı. Eş nerde aranır, nasıl aranır, nasıl cesaret edilir, nasıl güvenilir?

Böyle düşündüğümde galiba gençken yapılan evlilikler en doğrusu.
Gençlerin de çocuklarına gösterdikleri özeni eşler birbirine özen göstererek yaşlılığa hazırlanmak için birbirine saygı ve sevgi yatırımı konusunda da bilinçlendirilmeli, diye düşmüyorum. Bizler gibi kendilerini çocuklarının eğitimine adanmış hayatlar üzerine bir kitap yazdınız mı acaba? Çocuklarımız küçükken sizler gibi hocalarımızdan yayınlarından faydalanırdık, ama şimdi kendimiz için bu dönemimizde yardımcı olabilecek kitabınız yada önerileriniz olabilir mi, tavsiyelerinizi yazmayı düşünü yormuşunuz?

Geliştiren anne babalar kitabınızı da kızıma doğum günü hediyesi olarak vereceğim.

Teşekkürler ..
Saygıyla sevgiyle kalınız.
İzninizle bu şiiri eklemek istedim..
 

Yalnızlığa dayanırım da,
Bir başınalığa asla
Yaşanmak hoş değil, duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla... Korkmam..!
Geçinip gideriz biz mutluluğa,

Ama;
"Günün aydın,
akşamın iyi olsun"
Diyen biri olmalı,
Bir telefon sesi çalmalı,
Ara sıra da olsa kulağımda...
Yoksa, zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta...
Karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.

Ama:
"Çaya kaç şeker atarsın?"
Diye soran bir ses olmalı ya
Ara sıra..!

 
https://www.facebook.com/DoganCuceloglu/posts/10154321625188041



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder