20 Şubat 2017 Pazartesi

İ’TİSAM

İ’TİSAM

 

‘İ’tisam’, sözlükte sarılmak, sığınmak, kulp ve bağ takmak, demektir.

 

Terim olarak i’tisam, kulun, sakıncalı, korkulu şeylerden kaçınması, Allah (c.c.)’ın dinine, koruyucu iplere sarılmasıdır.

 

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor: “…Öyle ise namaz kılın, zekât verin, Allah’a sarılın, O sizin mevlanızdır. O ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.” [1]  

 

“Hep beraber Allah’ı ipine sarılın, ayrılmayın.” [2]

 

Dünya ve ahiret mutluluğunun kaynağı, Allah (c.c.) ile ve Allah (c.c.)’ın ipiyle i’tisâm’dır. Bu iki ismete (koruyucuya) yapışmayana kurtuluş yoktur.

 

Allah (c.c.) ile i’tisâm, şüpheli her düşünce ve eylemden sıyrılıp çıkmaktır. Allah (c.c.)’tan başka her şey hayaldir. Hayallerden kurtulmak, Allah (c.c.)’tan başka şeyleri görmekten, Allah (c.c.)’ı görmeye doğru yükselmek demektir. Allah (c.c.)’ın ipiyle i’tisam da buyruğuna yapışıp, yasaklarından kaçıp O’na kulluğa devam etmektir. [3]

 

İslâm toplumu bireylerinin i’tisam üzere olmaları halinde, bütün bir toplum tek bir manevi ipe sarılmış ve bu ipin ekseninde kenetlenmiş olacaktır. Tevhid üzerine gerçekleşen bu kenetlenme, beraberinde o toplumun içerde ve dışarıda gücünü, bireyleri arasındaki dayanışmayı ve dışa karşı birlikteliğini göstereceği gibi insanların ahiret hayatı mutluluğunu da sonuçlandıracaktır.

 

Müslüman bireylerin, i’tisamı bırakıp İslâm nimetinden payını alamamış zavallı kimi insanların uydurdukları ve kurdukları beşeri sistem ve inançların peşinden koşmaları kabul edilemez. En son ve olgun din ve dünya sistemi olarak Allah (c.c.) tarafından gönderilen İslâm’ın, çağların veya coğrafyaların değişmesi nedeniyle hiçbir ekleme ve çıkarmaya yahut değişikliğe ihtiyacı yoktur. Olduğu gibi kabul edilmek durumundadır. Hükümlerinden bir bölümünü inkar etmek tamamını inkar etmek gibidir.

 

İ’tisam ahlâkını kazanmak, itikad, ibadet, muamelat, ukubat ve ahlâk esaslarının tamamının parçalanmaz bir bütün halinde İslâm toplumunda yerleşmesi ve yaşaması ile mümkün olur.



[1] Hac sûresi, 22/78.
[2] Al-i İmran sûresi, 3/103.
[3] Medâricü’s- Sâlikin.


BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=639
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder