SEVGİLİ EFKAN HOCAM NAÇİZANE FAKİRİNİZ HAKKINDAKİ YAZISINA ŞÖYLE DEVAM ETMİŞ...
http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel-7/Blog/?BlogNo=455643
Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-7
Engelli komşum Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi düşünce ve yorumlarını beğeniyle sizlere sunmaya devam etmek istiyorum:
Dertsiz İnsan Yoktur
Bazı insanlar dünyada herkesi mutlu, sadece kendilerini dertli sanıyorlar. Oysa ki dertsiz insan yok.
Bizler engelimize üzülmemeliyiz. Hudutta dağlarda eksi otuz derecede nöbet tutanlar... Annesiz, babasız, hatta bunlar varken boşanma sebebiyle sevgisiz büyüyen çocuklar... Afrika’da belki hayatında hiç çikolata yememiş çocuklar...
Hani ÖSS sınavın da katsayı var ya. Mesela mezun olduğumuz okula göre katsayımız değişiyor.
Bir matematik sorusunun doğru cevabı üç puandır. Bir düz lise mezununun katsayısı birdir. Üç puan alır.
Bir sağlıklı insan namaz kıldığında diyelim ki on sevap alır. Bir engelli ise samimiyetine göre yüksek katsayı ile belki yedi yüze kadar sevap alabilir.
1 ,2 ,3 ,4 ,5 ...... evet ömrümüzden beş saniye geçti. Zamanı durdurmanın ve geri almanın hiç imkanı yok. Saati durdursak da geçengün ömürdendir.
İşte, ömrümüzden bir yıl daha geçti istesek de istemesek de... Ömürsermayesi tükeniyor. Belki de yarın dünyadaki son günümüz.
Tüm camilerimiz engellilere uygun olmalı
Evimizin yakınına yeni bir mescit yapıldı. Sokaktan girişi düz ve kolay. Babam Allah razı olsun her Cuma sabah kahvaltıdan sonra banyo yaptırıyor ve tekerlekli sandalyeyle o mescite Cuma namazına götürüyor. Camiye girerken de götürdüğümüz nemli bezle tekerleri güzelce temizliyor.
Fakat Cuma namazı için mescite girince bazılarının bana bakışlarından şunu anlıyorum: “Sen engellisin. Canım Cuma namazı sana farz değil ki.” Bunun bende farkındayım ama birde şöyle düşünsek:
Devletimiz camileri tüm vatandaşlarının hizmetine sunmuştur. Engelli de bir vatandaştır. Camiye gitmek onunda hakkıdır.
Ayrıca camide yanımdaki yaşlı amca da sandalyede kılıyor. Benim sandalyem tekerli… Fark bu Keşke tüm camilerimiz engellilere uygun olsa…
Kurban, kelime manası olarak, yaklaşmak yani Allah'a yakınlaşmak demektir. Kurban sadece Allah'ın rızasını umarak kesilir.
Farkındasınız herhalde değil mi? Yüce Allah, bir kurban edilen koç karşılığında Hz. İsmail’in hayatını bağışlamıştır. Kestiğimiz kurbanlar, bize, çocuklarımıza ve yakınlarımıza gelecek bela, kaza ve musibetleri de bir yıl boyunca önler
Hayatımızın en büyük ve asıl gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Yani Allah’ın sevgisini kazanmak... Eğer Allah bizi severse cennetine koyar zaten ve cehennemden korur. Neden bize bir iyilik edene “Allah senden razı olsun” diyoruz ; çünkü asıl amacın bu olduğunu atalarımız dilimize pelesenk etmişler. Çoğu zaman dil alışkanlığıyla söylüyoruz.
Yani hayatımızın asıl gayesi Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hayatımızdaki diğer tüm gayeler, asıl gayemize ulaşmakta basamak olmalıdır.
Efkan Vural
(Devamı, 07/04/2014 Pazartesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder