11 Nisan 2014 Cuma

NİHAT HATİPOĞLU - İşte Yüce Rabbin istediği mümin kalbi bu kalptir

NİHAT HATİPOĞLU - İşte Yüce Rabbin istediği mümin kalbi bu kalptir


NİHAT HATİPOĞLU
 
 

İşte Yüce Rabbin istediği mümin kalbi bu kalptir 



Duru, temiz, hesapsız, kirletilmemiş bir kalp. Kirletilmemiş, lekelenmemiş bir vicdan. İşte Yüce Rabbin istediği mümin kalbi bu kalptir.
 
Mahşere kalkanlar, cennet ümidi veya cehennem korkusuyla yürüyecekler. Yüreklerinde günahın korkusu vardır. Dünyada işledikleri her şey akıllarındadır. O gün dünyada yaşadıkları her şey dipdiri akıllarındadır. Hiç olmadıkları kadar iyi hatırlıyorlar. Her ayrıntı akıllarına geliyor. Dengeleri alt üst oluyor.
 
Ter içindeler. Korkuyorlar. Ya kitaplarını sol ellerinden alıp cehenneme yürüseler. Ya ibadetleri yüzlerine çalınsa. Binlerce korku ve endişeyle yürüyorlar.
 
Beri yandan yaptıkları secdeler, tuttukları oruçlar, yaptıkları iyilikler akıllarına geliyor. Rahatlıyorlar. Bir ümit rüzgârı esiyor. Belki de Allah onları affedecektir. Mahşerin çetin gününü anlatan ayetler işte bu hali yaşayan insanı anlatıyor.
 
"O gün ki ne mal fayda verir ne de oğullar. Allah'a selim (arınmış) bir kalp ile gelen başka" (Şuara,88-89).
 
Allah'a şirk koşmamış, başkasına kötülük düşünmeyen, sahtekârlığa meyl etmeyen, sevecen ve temiz bir kalp; makam, mevki, mal, mülk ve evladın bile veremeyeceği bir destekle kulu Allah'a yakınlaştırır. Selim bir vicdan Allah yolunda harcanmış milyarlarca sadakadan etkili olabilir. Çünkü sadaka veya ibadette riya ve gösteriş olabilir ama, selim bir kalpte riya olmaz. Çünkü kalbi duru olmayanın ibadeti kabul edilmez.
 
O zaman kalbinizi yoklayın. Başkasına düşmanlık var mı, kin ve nefret var mı, sahtekârlık var mı, nifak var mı, iki yüzlülük var mı? Bunların biri bile varsa, kalbiniz 'selim' bir kalp değil elbette. Yüze karşı gülümsüyor da arkada hesap kuruyorsanız 'selim' bir kalp yoktur demek. Yüze karşı başka, arkadan başka iseniz 'selim' bir kalp yoktur demektir. İnsanların iyi niyet ve samimiyetini istismar ediyorsanız selim bir kalp yoktur demek ki. Yüz defa hacca gitmişseniz, bütün insanlar sizin adınızla yemin edecek kadar size itimat etmişlerse, selim bir yürek taşımıyorsanız boşa kürek çekmişsiniz demek ki. Kalbinizin selim olup olmadığını ise sadece Yüce Allah ve siz, yani o kalbin sahibi olan siz bilirsiniz. Dışarıdakilerin sözü, sazı bir gram mana ifade etmez. Kalem o kadar keskin. Söz o kadar nettir. Artık herkes ne yaptığına, ne kazandığına baksın. Ve selim bir kalple gelmeyen cennet bulamayacaktır. İsterseniz ayetlerin devamına bakalım:
 
"Cennet Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara Allah'ı bırakıp tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı, denilecek. Artık onlar ve o azgınlar ile iblisin askerleri hepsi birden tepetaklak oraya atılırlar. Orada onlar, taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: Allah'a ant olsun ki! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk. Bizi ancak (önderimiz olan) suçlular saptırdılar. İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok. Candan bir dostumuz da yok" (Şuara: 90-101).
 
Kalbinizi yoklayın. Kalbiniz selim mi, karışık mı. Hasta mı, duru mu? Allah'a mı ait, başkasına mı ait? Kararı aklınız ve vicdanınız versin.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder