24 Haziran 2014 Salı

Ahmed Şahin - Ramazan’da Kur’an ezberleme fırsatını kaçırmayın!

Ahmed Şahin - Ramazan’da Kur’an ezberleme fırsatını kaçırmayın!


AİLE-SAĞLIK Yazarlar Ahmed Şahin

Ramazan’da Kur’an ezberleme fırsatını kaçırmayın!

 
 
Yolda yürürken yerde gördüğünüz bir kâğıdın üzerinde Allah (cc) isminin yazılı olduğunu fark ederseniz kâğıda basıp geçemez, hemen eğilip hürmetle alır, saygı ile korumaya çalışırsınız değil mi?  Çünkü üzerinde Allah ism-i celalini taşımaktadır bu kâğıt ve üzerindeki yazıyla değer kazanmıştır.
 
 
İşte insan kalbi de aynen bunun gibidir. İnsanın kalbinde, ezberlediği herhangi bir ayet yoksa kendini kıymetlendirecek bir değerden de mahrum demektir. Böyle değil de, en azından namazlarda okuyacağı kadar Kur’an’dan  ayetler ezberlemiş, yani kalbine Allah’ın kelamını yazdırmışsa, artık o kimse ayak altına düşecek boş kâğıt değersizliğinden çıkmış, üzerinde  Allah kelamı yazılı bir değer derecesine yükselmiştir. Hem öylesine yükselmiştir ki,  Rabb’imiz de kelamını ezberleyerek kalbine yazdırmış olan bu hafız kulunu, cennetine layık görmekle kalmıyor, ayrıca akrabalarına şefaat etme izni vereceğini de haber veriyor.
 
 
Nitekim öğrencilik devremde aldığım hafızlık diplomama da yazılan bu hadis-i şerif, şefaat etme iznini şu şekilde açıklamaktadır:
 
 
-Kim  Kur’an’ı ezberler, manasıyla da amel ederek yaşarsa, o kimseyi Allah ezberlediği Kur’an hürmetine cennetine almakla kalmaz, ayrıca akrabalarından (cehenneme gitmesi kesinleşen) on kişiye de şefaat etme izni verir.!.
 
 
Evet,  ünlü hadis kitabı İbni Mace’den alınan hadis aynen böyle haber veriyor Kur’an’ı  okumasını öğrenip ezberleyen hafızın Allah yanındaki itibarını.
 
 
Bilhassa Kur’an kursuna giderek, ya da evinde özel gayretle Kur’an öğrenerek bazı sûreleri ezberleyenler, bu müjdeden hissedar olurlar.
 
 
Bu konuda Hazret-i Mevlânâ’nın Kur’an ezberleyen çocuğa ayağa kalkarak saygı gösterme örneği,  her Kur’an kursu devresinde hatırlanmaya layık görülen mesaj yüklü misallerden biri olarak anlatılır.
 
 
   Huzuruna giren bir genci ayağa kalkarak karşılayan Hazret-i Mevlânâ, yakınına davet ettiği gence büyük bir saygı gösterir.
 
 
Çevredekiler koskoca Mevlânâ’nın bir çocuğu ayağa kalkarak karşılamasını gereksiz bir saygı olarak görüp itiraz yollu sorarlar. Büyük veli, çocuğa bu saygısının gerekçesini şöyle açıklar:
 
 
-Bu genç der, Kur’an’ı ezberlemiş bir hafızdır. Kalbinde Kur’an yazılıdır. Siz sokakta üzerinde Allah yazılı bir kâğıdı görünce hemen hürmet göstererek eğilip alıyor, yüksek bir yere koyuyorsunuz. Ben de kalbine Kur’an’ın tamamını yazdırmış bir gence ayağa kalkıyor, hürmet gösteriyorum. Sizin hürmet gösterdiğiniz kâğıt üzerindeki yazıdan daha fazladır bu gencin kalbinde ezberlediği Kur’an yazıları. Büyük veli sözlerini şöyle tamamlar:
 
 
-Sadece ben değil Allah (cc ) da kelamını ezberleyenlere büyük değer veriyor, onu cennetine almakla kalmıyor, akrabalarından cehenneme gidecek on kişiye de şefaat etme izni veriyor! Yeter ki o genç hafız ezberlediği Kur’an’ın içeriğiyle amel etmede bir ihmale düşmesin!.        
 
 
Ne dersiniz? Bir Kur’an ayı olan şu mübarek Ramazan girişindeki bu tatil devresinde, böyle özel ve güzel müjdelerden bizler de, çocuklarımız da hissemizi alsak mı? Biz de kalbimize yazdırmış olacağımız Kur’an’dan sûrelerle kendimizi değerli hale getirsek mi? Yoksa hiçbir şey ezberlemeden boş kâğıt değersizliğinde kalmayı mı tercih etsek?
 
 
 Takdir elbette tercih edenin olacaktır. Ama hiç olmazsa namazda okuyacağımız sûreleri yanlışsız şekilde ezberleyerek kalbimize yazdırmış olma değeri kazanmalıyız şu tatil devresinde.
 
 
Gönül razı olmuyor kendimizin de, çocuklarımızın da boş bir kâğıt parçası gibi değersiz halde kalmasına. Hem de bir Kur’an ayı olan şu mübarek Ramazan’ın girişinde, mukabelelerin de başladığı şu özel ve güzel günlerde.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder