24 Ekim 2017 Salı

Kullar Arasında Hesabın Görülmesi-1

Kullar Arasında Hesabın Görülmesi-1

Yaratılmışlar arasında hesabın görülmesi ve yargının so­nuçlanmasına Allah’ın izin vermesiyle, bu konuda ilk hesaba çağrılacak olanlar peygamberlerdir. Peygamberlere, aldıkları görevin gereğini yapıp yapmadıkları, vazifelerini yerine getirip getirmedikleri sorulacaktır. Nitekim yüce Allah şöyle buyuru­yor:
 
Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de sorguya çekeceğiz.” (Araf, 7/6)
 
Peygamberler, biz, Rabbimizden aldığımız mesajları kendi kavimlerimize ilettik, ancak onlar bizi yalanladırlar –ki Allah zaten bu gerçeği bilmektedir- diye haber verdiklerinde, hemen ümmetler hesaba çekilmek üzere çağrılır. Bu konuda davet olunacak ilk ümmet de Peygamberimizin (as) ümmeti olacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
 
Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıkla­rından dolayı sorguya çekeceğiz.” (Hicr, 15/92–93)
 
Mümin olan kişi inancını açıklayacak, inkârcı kâfir de in­kârını, münafıkların da ikiyüzlülüğünü ortaya koyacaktır. İşte diğer ümmetler de bu şekilde hesaba çekileceklerdir. Allah katında Genel anlamdaki bu hesap görme ve arz olayından sonra bu defa insanların işledikleri ameller konusunda yapıp ettiklerinin tartışılması ve hesapların görülmesi için birer birer hesaba çekileceklerdir. Nitekim yüce Rabbimiz şöyle buyu­ruyor:
 
Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra on­ların sorguya çekilmesi de bize aittir.” (Ğaşiye, 88/25–26)
 
Ebu Hureyre’den (ra) Tirmizi rivayet ediyor, Ebu Hureyre demiş ki, Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
 
Kıyamet gününde insanlar hesap görmek üzere üç defa huzura, mahkemeye çıkarılırlar. Bunlardan iki tanesi karşılıkla tartışma ve mazeretler ileri sürme gibi baha­nelerle geçecektir. İşte bu sırada amel defterleri ellerde dağıtılır, kimisi defterini sağ tarafından alırken, kimisi de sol tarafından alacaklardır.[1][1]
 
İşte ümmetler hesapları görülmek üzere böylece Allah’ın huzuruna arz olunurlar. İnsanların hesapları amelleri doğ­rultusunda oldukça farklı farklı olacaktır. Bunlardan kiminin hesabı gayet kolay geçecek, kiminin hesabı oldukça zor ge­çecek, kimisinin hesabı gizli olarak görülecek ve kimisinin de hesabı açıktan görülecektir. Kimisi Allah’ın dilemesiyle mağ­firet olunacak, kimisi ise, Allah’ın dilemesiyle azap görecek­tir. Çünkü Allah her şeye kadirdir, her şeye gücü yetendir.
Kıyamet gününde ilk defa hesabı görülecek olan varlık­lar hayvanlar arasında görülecektir. Onların hesaplarının bitiminden sonra, kendilerine “Toprak oluverin” denilecek ve onlar da hemen toprak olacaklardır. Kâfirler hayvanların bu durumunu gördüklerinde hayıflanarak: “Keşke biz de toprak oluverseydik” diyeceklerdir. Yani keşke bizler de insan değil de hayvanlar olsaydık, mutlaka biz de toprak olup kur­tulurduk, anlamında söyleyecekler. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
 
gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: ‘Keşke toprak olsaydım!’ diyecektir.” (Nebe, 78/40)
 
Ebu Hureyre’den Müslim ve Tirmizi rivayet ediyor. Ebu Hureyre diyor ki; Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
 
Kıyamet gününde mutlaka haklar hak sahiplerine öde­necektir. Öyle ki boynuzlu olan koyundan boynuzsuz koyunun hakkı, öcü alınacaktır.[2][2]
 
Hayvanların kıyamet gününde diriltilmesi, mahşer yerine getirilmesindeki hikmet ve incelik bazı kimselere azap olsun içidir. Çünkü senin de bilip öğrendiğin gibi sahipleri onlar­dan gereken zekâtı vermemiştir. O hayvanları sahibinden haksız bir şekilde almıştır. Böylece bu hayvanları onların sır­tına yükleyerek ve onlara taşıtarak mahşer yerine getirecek­tir. Yine de en iyisini yüce Allah bilir.
 
Kullar arasında ilk sorgulaması yapılacak olanlar, kan davasıdır. Buhari, Müslim ve başkaları İbn Mesud’dan (ra) rivayet ediyorlar. İbn Mesud demiş ki Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
 
Kıyamet gününde insanlar arasında ilk başta bakı­lacak olan dava, kan davasıdır.[3][3]
 
Öyle ki öldürülen kimse, kendisini öldürmüş olan kim­senin yakasına yapışarak der ki: “Rabbim! Beni öldüren bu adamdan hakkımı al.”
 
Kulun hesaba çekileceği amellerin ilki ve en başta geleni namazdır. Eğer namazını istenilen manada kılmış ve kabul edilmiş ise, gerçekten kurtulur ve felaha ulaşır. Eğer namaz­dan geçer not almaz ise, namazı da kabul edilmemişse, eli boş döner ve hüsrana uğrar.
 
Tirmizi ve Nesai Ebu Hureyre’den (ra) rivayet ediyorlar. Ebu Hureyre diyor ki Allah Resulünden (as) şöyle buyururken işittim:
 
Kıyamet gününde kulun ameli bakımından hesaba çekileceği ilk ameli nanmazıdır. Eğer namazını tüm esaslarına göre kılıp eda etmişse, felah bulur ve kurtu­luşa erer. Eğer namazını gereği gibi yerine getirmemişse, kılmamışsa, geçer not almamışsa, boşa çıkar ve hüsrana uğrar. Eğer farz namazlarından bir eksikliği varsa, rah­met ve bereketi bol olan yüce Allah buyurur ki: ‘Hele bir araştırın bakalım, bu kulumun hiç nafile namazı yok mu­dur? Böylece bulunan nafile namazı ile eksiği tamamla­nır. Daha sonra diğer amellere gelir. Şüphesiz Allah ku­lunu hesaba çeker ve ona dört şeyden hesap sorar; Öm­ründen, ilminden, malından ve bedeninden dolayı he­saba çeker.[4][4]
 
Tirmizi Ebu Berze’den (ra) rivayet ediyor. Ebu Berze di­yor ki:
“Allah Resulü (as) şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde kul, dört şeyden hesaba çekilmedikçe hesap yerinden ayrılamaz. Ömrünü nerelerde çürüttü, diye ömründen, ne gibi bir işledi, diye amelinden, nereden kazandı ve ne­reye harcadı diye malından ve bedeninin nerelerde çü­rüttü, diye bedeninden sorguya çekilecektir.[5][5]
 
Allah her kuluna bu dört şeyi soracak ve onları bundan dolayı yargılayacaktır.
 
Ey kardeşim! Bir düşün hele. Kıyamet gününde bekleme yerinde Allah’ın huzurunda hesap vermektesin. Rabbin sana ömründen, hayatından soru sormaktadır. Şu anda her ge­çen dakika ve saniyeler senin aleyhinde geçip gitmektedir ve sen bu ömürden ötürü sorgulanacaksın. Bunu bir düşün! Sen bu ömrünü Allah’a itaat yolunda mı geçirdin, yoksa ona isyan ile mi?
 
Allah’ın san öğrettiği ilimden ve bilgiden ötürü de he­saba çekileceksin, kısaca dinin ve dünyan ile alakalı olarak her ne öğrendiysen bütün bunlardan hesaba çekileceksin. Çünkü tüm bu öğrendiklerin ilim adı altında değerlendirile­cektir. Acaba sen öğrendiklerinin gereğini olumlu manada yerine getirdin mi, yoksa olumsuz manada mı uyguladın, ilminle amel ettin mi, etmedin mi?
 
Toplayıp biriktirdiğin ve sonra da harcadığın malından da hesaba çekileceksin. Sen bu malı nereden kazandın, helal olarak mı kazandın, yoksa haramdan mı elde ettin? Bunu nerelere harcadın, Allah yolunda mı, yoksa Allah’a isyan yo­lunda mı? Kısaca kazandığın her bir kuruş ve her bir paranın hesabını vereceksin, bunlardan ötürü sorgulanacaksın. Bu kazancının kaynağı ne idi ve nelere harcandın, diye sorula­caktır.
 
Sonra bedeninden, Allah’ın sana bahşeylediği göz, ku­lak, konuşma ve akıl gibi duyu organlarından ve benzeri şeylerden sorgulanacaktır. Yani bu şeyleri Allah’ın rızasını kazanma yolunda mı, yoksa Allah’a masiyet uğrunda mı çürüttü, diye sorulacaktır.
 
O halde sorulara cevap hazırla! Çünkü seni hesaba çe­ken zat, her şeyi biliyor, görüp gözetliyor. Hesaba çekecek olan o yüce zat, her şeyden haberdardır. Ona hiçbir gizli şey asla gizli kalmaz. Allah gözlerin haince bakışını da bilir, sine­lerde saklı ve gizli olarak tutulanı da bilir.
 
[1][1] Tirmizi, Sıfatul Kıyame, h:2425
[2][2]           Müslim, Birr ve Sıla, h:2582
[3][3]           Buhari, Rikak, 8/138
[4][4]           Nesai, Salât, 466; Tirmizi, Salât, 413. Tirmizi bu hadis Hasen gariptir, de­miştir.
[5][5]           Tirmizi, Kıyamet, h: 217. Tirmizi, bu hadis Hasen, sahihtir, demiştir.
 
 
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
 

--


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder