Allah’ın (c.c.) sevgisini ve merhametini celbeden, günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan olacak davranış…

Cenâb-ı Hak buyurur:

(Rasûlüm!) Onu (Kurʼânʼı) Rûhuʼl-Emîn (Cebrâil) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, Senʼin kalbine indirmiştir.” (eş-Şuarâ, 193-195)

Bu itibarla, Efendimiz’in hayatı, ahlâkı, hâl ve davranışları bilinmeden Kur’ânʼın mânâları hakkıyla idrâk edilemez.

Kur’ân-ı Kerîm, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in 23 senelik nebevî hayatıyla tefsir edilmiştir.

Efendimiz’in Sünnet-i Seniyye’si bilinmeden Kur’ân-ı Kerîm anlaşılamaz, İslâm lâyıkıyla yaşanamaz. Nitekim Cenâb-ı Hak:

“Kim Rasûlʼe itaat ederse Allâhʼa itaat etmiş olur…” (en-Nisâ, 80)

(Rasûlʼüm!) De ki: Eğer Allâhʼı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın…” (Âl-i İmrân, 31) buyurmaktadır.

Dolayısıyla bilhassa bugün Efendimiz’in Sünnet-i Seniyye’sine kasıtlı olarak yapılan îtirazların ucunun, Kur’ân-ı Kerîm’e ve netice itibariyle de İslâm’a ve Cenâb-ı Hakk’a varacağını aslâ hatırımızdan çıkarmamalıyız.

Kaynak: osmannuritopbas.com

http://www.islamveihsan.com/allahin-sevgisini-kazandiran-davranis.html