27 Eylül 2017 Çarşamba

Şirk, Ve Şirkten Korunma Yolları-1

Şirk, Ve Şirkten Korunma Yolları-1

Sözlükte "bir şeyi ortak yapmak, birden fazla kişiye tahsis etmek, ortak kabul etmek ve ortak saymak" manalarına gelen şirk, ıstılahta, Yüce Allah'ın ilahlığında, sıfat ve fiillerinde ve Rab oluşunda ortağı, benzeri ve eşinin olduğunu kabul etmeyi ifade eder. Yapılan ibadetlerde Allah'tan gayrısını gözetme ve riya gibi kötü hasletler için de şirk kelimesi kullanılmıştır.


  أَلا أُنَبِّئُكمْ بِأكْبَرِ الْكَبائِرِ ؟ »  ثلاثاً قُلنا :   بلَى يا رسولَ اللَّه :   قال : «   الإِشْراكُ بِاللَّهِ،
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" buyurmuş ve bunu üç kere tekrar etmişlerdi. "Evet!" deyince:

"Allah'a şirk koşmak,”[1]

 Şirk ve küfrün Allah tarafından bağışlanmayacağı bildirilmektedir:



اِنَّ اللهَ لاَ يَغْفِرُ اَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَنْ يَشَآءُ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللهِ فَقَدِ افْتَرَى اِثْمًا عَظِيمًا

"Şüphesiz ki Allah, kendisine eş koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başkasını (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, gerçekten pek büyük bir günah işlemiş olur."   [2]

MÜŞRİK

Bir şeyde ortak olmak anlamındaki şirk kökünden türeyen müşrik, sözlükte, ortak koşan, ortak yapan demektir. Istılahta ise; Allah'a, ilâh, rab, ma'bûd oluşunda, sıfat ve fiillerinde eşi ve ortağı bulunduğunu kabul eden kimseye denir. Başka bir deyişle müşrik, ulûhiyet özelliklerinden birini, bir başkasına veren kimsedir. Müşrik kâfirdir, ancak her kâfir müşrik değildir. Örneğin, mecûsîlikte olduğu gibi iki ilâhın varlığını kabul etmek hem şirktir, hem de küfürdür. Halbuki âhiret gününe inanmamak sadece küfürdür, şirk değildir. Nitekim Kur'ân'da da müşriklerle ehl-i kitap, kâfirlerin iki ayrı zümresi olarak açıklanmıştır;
 لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنْفَكِّينَ حَتَّى تَاْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ

 "Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar, ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi."   [3]

Allah'a şirk koşmak en büyük günahlardandır. Hatta şirkin Allah tarafından bağışlanmayacağı[4] ve
 وَاِذْ قَالَ لُقْمَنُ لاِبْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَابُنَىَّ لاَ تُشْرِكْ بِاللهِ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ

 Onun en büyük bir zulüm ve haksızlık olduğu bildirilmiştir .[5]

Şirk altı kısma ayrılır;

A- ŞİRK-İ İSTİKLÂL: birden fazla ilâhın varlığını kabul etmek. Mecûsîlerin ve Müşriklerin şirkleri ile Seneviyye (dualistler) buna örnek gösterilebilir.

B- ŞİRK-İ TEB'İZ: Hristiyanların teslis inancında olduğu gibi, Allah'ın bir olduğunu söylemekle birlikte, O'nun ilâhlardan meydana geldiğine inanmak.

C- ŞİRK-İ TAKRİB: Allah'ı yaratıcı olarak kabul etmekle birlikte, O'na yaklaştırır veya şefaatçı olur ümidiyle başka varlıklara tapmak. Mekke müşriklerinin putlara tapmaları gibi.

D- ŞİRK-İ TAKLİD: Başka birini taklid ederek, Allah'tan başkasına, putlara ibadet etmek ve onları ilâh olarak tanımak.

Bu dört şubenin kesinlikle küfür olduğu hususunda icmâ hâsıl olmuştur. Bunun dışında "küfür" olup-olmadığı hususunda ihtilâf edilen iki şube daha mevcuttur. Bunları da şu şekilde izah etmek mümkündür.

             ŞİRKÛ'L-AĞRAZ : Herhangi bir mü'min Allah (cc)'rn rızası dışında birtakım gayeler gözeterek ibadette bulunursa şirkû'l-ağraz teşekül eder. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan ve tasaddukta bulunan kimse Allah (cc)'a şirk koşmuş olur.'[6] hadis-i şerifi, ,sirkû'1-ağrazı tarif eder. Bu sebeple riya ile ilgili bilgilerin farz-ı ayn olduğu hususunda ittifak hâsıl olmuştur.[7] Tasavvuf büyüklerinden Fudayl b. İyaz (rha)'rn "Halk için ameli terketmek riyâdır. Halk için amel etmek ise şirktir" sözü üzerine iyi düşünmek borcundayız. Bugün "Halk bize ne der?" endişesiyle kıvranan insanlar;şirkû'l-ağraz hastalığına tutulmuşlardır.

ŞİRKÛ' LESBAB: Üzerinde hassasiyetle durulacak bir şirk çeşidi de ,sirkû' lesbab'dır. Bunun mahiyetini Hz. Ebu Bekir Sıddîk (ra)'tan rivayet edilen şu hadis-i şeriften öğrenelim: "Şirk sizin aranızda karmcanın kımıldamasından daha gizlidir." Hz. Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasûlü! Şirk ancak Allah azze ve celle'den başkasına ibadet edilmek değil midir, yahud Allah'la birlikte başkasına tapmak değil midir?" Resûl-i Ekrem (sav): "Allah hayrını versin ey Sıddîk!.. Şirk sizin aranızda karıncanın kımıldamasından daha gizlidir. Sana onun küçüklerini, büyüklerini yahud küçüğünü giderecek bir şey haber vereyim mi?" Hz: Ebû Bekir: "Hay hay yâ RasûlALLAH " dedi. "Her gün üç defa: "Allah'ım bile bile şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerimden de senden af dilerim" dersin. Şirk: "Bana filân ve Allah verdi," demendir. Denktaşlık ise: "Eğer filân olmasa idi, beni filânca öldürücekti" demendir." Buyurdular.[8]

Göıüldüğü gibi "sebeplerin ve maksatların" putlaştırılması, büyük bir zulüm ve şirktir. Şirkû'l-esbab ve ,sirkû'l-ağraz korkunç mesafeler kaydetmiştir. Şirkin her çeşidinden Allahû Teâla (cc)'ya sağınmak ve sırat-ı müstakim dışındaki bütün yollan terketmek vaciptir.[9]
 

    [1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/36-37.


   [2] Nisâ, 4/48


   [3] Beyyine, 98/1


   [4] Nisâ, 4/48


   [5] Lokman, 31/13


   [6] Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatler, İstanbul 1981, sh. 80.


   [7] İbn-i Abidin, Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar, Mısır,1972, c.1, sh. 29.


   [8] İmam-ı Mervezî, Müshed-i Ebû Bekir Sıddîk, İst.1981, sh. 91.


   [9] Yusuf Kerimoğlu / Kelimeler Ve Kavramlar


BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:

http://www.islamdahayat.com/news.php?readmore=175
  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder