7 Eylül 2017 Perşembe

Avuçlarımızda Büyütelim Birliğimizi

Avuçlarımızda Büyütelim Birliğimizi


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
(Enfâl, 46)



Rasûlullah (sav) buyurdular:


“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binâlar gibidir.”
(Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65)


İslam, imana dayalı olarak önce inançlı kalplerde kurduğu birlik ve beraberliği, aile ve topluma yayarak hayatın her alanına taşımıştır. Zaten inancı bir, ibadetleri bir, davranışları bir olan toplumlarda, birlik kendiliğinden oluşur. Çünkü din kadar akıl ve mantık da birlik ve beraberlik ister.


Zira birlik ve beraberlik güç demektir, kazanç demektir, barış ve huzur demektir, mutluluk demektir.

Kur’an, kardeş saydığı inananlarını İslam etrafında birlik ve beraberliğe çağırıyor, tefrikadan, ayırımcılıktan, bölücülükten ve ırkçılıktan sakındırıyor.

Rasûlullah (sav) Efendimiz de Kur’an gibi hep birliğe, beraberliğe, cemaata çağırmış, birliğin güç ve rahmet olduğunu söylemiş, ayrılıklara sebep olacak düşünce ve davranışlardan ümmetini sakındırmış, “sürüden ayrılanı kurt kapar” diyerek uyarmıştır. (Ebu Davud, Salat,46.)

Bu gün dünyanın gelişmiş ülkeleri siyasî, iktisadî, askerî, harsî vs. değişik birliklerle güç kazanırken, Müslümanların inançlarına aykırı ideoloji ve sistemler içinde kalbî birliklerini, ırkçı ve bölgeci anlayışlarla da coğrafî birliklerini parçalanmış ve bölünmüş görmek içler acısıdır, ârdır ve ayıptır.

Oysa dinimiz gibi aklımız, ilmimiz, ekonomimiz, siyasî gerçeklerimiz ve tarihi tecrübelerimiz de birlik olmamızı gerektiriyor.

Bu halimizden bir an evvel sıyrılmalı, dün olduğu gibi yine insanlığa bu konuda da bizler örnek olmalıyız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder