6 Eylül 2017 Çarşamba

Hülya Keleş - Atın o madalyaları

Hülya Keleş - Atın o madalyaları

Murat Bardakci'nin 1 Eylul tarihli Budizm yazısını okumanızı tavsiye ediyorum. Yazının sonunda şöyle diyor ;
"Değil böceğe, ota bile saygı duydukları söylenen Budistler şakır şakır kan döküyorlar ama İslâm Dünyası’nda bizim dışımızda kimsenin çıtı çıkmıyor ve 1989’da Nobel Barış Ödülü’nü alan Dalay Lama’dan da, Hindistan’ın kuzeyindeki Daramsala’daki manastırının sözcülerinden de tık yok!
Budizm’in “sevgi yolu” olduğuna inanan ve ot yakıp ot yiyen Budist tanıdıklarıma muhabbetlerimi gönderiyorum! " diyor Bardakçı yazısının son bölümünde ...

Daha iyi insan olabilmek bir yol seçiyoruz. budist oluyoruz, meditasyon yapıyoruz, yoga yapıyoruz.


Ya da müslümanız diyoruz. Oruç tutuyoruz namaz kılıyoruz . Amaç Yaradana yakın olup, nefsi terbiye edebilmek. Yemiyoruz içmiyoruz. Böceğe çiçeğe tüm yaratılmışa saygı gösteriyoruz, diyoruz.

Fakat nedense her kesimde, bunlar sözde kalırken, tüm dünya da kan akmaya devam ediyor. O zaman tüm bunları doğru anladığımızı ve sağlıklı bir yol izlediğimizi nasıl söyleyebiliriz?

Eğer yaşamına uygulayamıyorsan, bu bilgi ve uygulamalarin dünya barışına hizmet edemiyorsa, insanları hatta çocukları bu bizden değil deyip ötekileştiriyorsan, günahsız çocukları öldürebiliyorsan.


Nobel barış ödülünü almış olup, bu katliamlara da seyirci kalabiliyorsan. Barış kavramı sadece bir madalya, bir teşekkür yazısı olarak kalıyorsa, atın o madalyaları , yakın o teşekkür yazılarını...

Bize kalan manzaraya yukardan bir bakin;
 

Amacına ulaşmamış bir ödüller, anlaşılamamış dinler, boşa geçirilmiş yaşamlar...

Hülya Keleş



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder