30 Aralık 2014 Salı

MUSA EFENDİ’NİN GAYR-İ MÜSLİM KOMŞUSU

MUSA EFENDİ’NİN GAYR-İ MÜSLİM KOMŞUSU



 Ticaret­te helâlin­den kazan­maya dik­kat edip, ona haram karış­tır­mamanın ehem­miyet ve bereketini, mer­hum pederim Mûsâ Efen­di -kud­dise sir­ruh- şu hâdise ile an­latır­dı:


“Gayr-i müs­lim bir kom­şumuz var­dı. Son­radan müs­lüman ol­muş­tu. Bir­gün ken­disine hidâyete eriş sebebini sor­duğum­da şun­ları söy­ledi:

«– Acıbadem’de tar­la kom­şum Rebî Mol­la’nın ticaret­teki güzel ah­lâkı vesilesiy­le müs­lüman ol­dum. Mol­la Rebî, süt satarak geçimini temin eden bir zât­tı. Bir ak­şam vak­ti bize gel­di ve:

“– Buyurun, bu süt sizin!” dedi.

Şaşır­dım:

“– Nasıl olur? Ben siz­den süt is­temedim ki!” dedim.

O has­sas ve zarif in­san:

“– Ben far­kın­da ol­madan hay­van­larım­dan birinin sizin bah­çeye girip ot­ladığını gör­düm. Onun için bu süt sizin­dir. Ay­rıca o hay­vanın tahav­vülât dev­resi (yediği ot­ların vücudun­dan tamamen izâlesi) bitin­ceye kadar sütünü size getireceğim…” dedi.

Ben:

“– Lâfı mı olur kom­şu? Yediği ot değil mi? Helâl ol­sun!..” dediy­sem de Mol­la Rebî:

“– Yok yok, öy­le ol­maz! Onun sütü sizin hak­kınız!..” deyip hay­vanın tahav­vülât dev­resi bitene kadar sütünü bize getir­di.

İş­te o mübârek in­sanın bu dav­ranışı beni ziyâdesiy­le et­kiledi. Neticede gözüm­deki gaf­let per­delerini kal­dır­dı ve hidâyet güneşi içime doğ­du. Ken­di ken­dime:

“– Böy­le yüce ah­lâk­lı bir in­sanın dîni, muhak­kak ki en yüce bir dîn­dir. Böy­lesine zarîf, hak-şinâs, mükem­mel ve ter­temiz in­san­lar yetiş­tiren dînin doğ­ruluğun­dan şüp­he edilemez!” dedim ve kelime-i şehâdet getirip müs­lüman ol­dum.»”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder