30 Aralık 2014 Salı

Tesbihat ve duayı hiç ihmal etmeyin

Tesbihat ve duayı hiç ihmal etmeyin 
                               
                                
Sen bir yerde ücretli olarak çalışsan, akşama kadar birçok işi görüp yorulduktan sonra, işveren ücretini vereceği zaman almadan gider misin?         
                         
     Bazı kimseler, namaz kıldıktan sonra tesbih ve duâyı terk ederek, Allah´ın huzurundan ayrılıyor. Oysa tesbihat ve dua, özellikle sabah namazından sonra çok daha önemli ve faziletlidir. Hem tesbihattaki kelimeler, namazın özü ve çekirdekleridir.  

     Tanıdığım bir gencin namazdan sonra duâ etmeden sohbete daldığını görünce dedim ki: 

     — Sen bir yerde ücretli olarak çalışsan, akşama kadar birçok işi görüp yorulduktan sonra, işveren ücretini vereceği zaman almadan gider misin?  

     Böyle bir şeyi kesinlikle yapmayacağını söyledi. 

     — Ama, sen namazını kıldın. Vazifeni yerine getirdin. Resûlullah, namazdan sonra tesbihat yapanın bütün günahlarının affolacağını söylüyor. (Tirmizi, Dua: 3695) Allah da her zaman ve her an af ve mağfiret, lütuf ve ihsan kapısını açmış, adetâ ‘Dile Benden ne dilersen’ diyor. Sen de davranışınla, ‘Hayır, ben hiçbir şey istemiyorum’ diyorsun. Bu doğru mu?” dedim, hak verdi. 

     Evet, namazını kılıp hazır Allah´ın huzurundayken bir şey istemeden çekilip gidenleri, ücretini almayan işçiye benzetiyorum. Aslında tesbih ve duâ karşılığında Allah´ın bizlere verdiği ücret değil.

Çünkü biz ücretimizi peşin olarak almışız. Dünyaya gelişimiz, insan ve Müslüman oluşumuz, nâil olduğumuz vücut, sağlık nimetleri hiçbir ibadetle karşılığı verilemeyecek kadar büyük ücretler.

Tesbih ve duâmız karşısında nâil olacağımız nimetler ise, tamamen bir ikram, bir ihsan, bir lütuftur.  

     Tesbih ve duayı terk ederek, bu ikram ve ihsan denizinden mahrum olmamak gerekir.                           
                                

KAYNAK : Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? - Cemil Tokpınar                                


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder