Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-3
Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.
Bugün de sizlere saygıdeğer İsa ÇELİK büyüğümüzün çeşitli yönlerinden söz etmek istiyorum. Kendisinden gördüklerimi ve duyduklarımı, komşu ve arkadaşlarının anlattıklarını ifadeye dökmek istiyorum.
İsa ÇELİK Çok Dürüst Bir Kişiydi Su kuyusu açmak üzere sondaj yapılırken yere vurulan boruların kırılmaması için çok titiz davrandığını, kırılıp zayi olan borular için çok üzülürdü. Devlet malının hiçbir şekilde zayi olmasını istemezdi. Kullandıkları fabrika arabasının bakımını titizlikle yapardı. Tamir ve bakımlarında en uygun olabilecek şekilde tamirini ucuz bir şekilde yapmaya çalıştığını anlatırdı bize.
Daha ucuza halledilecek bir durum varsa onu uygulardı. Parça ucuza tamir edilecek gibi olursa tamir ettirir. Yeni bir parça alarak masrafı artırmak istemezdi. Değişecek diyerekten bir rapor hazırlasa birçok parça değiştirilip yenisini alma yetkisi vardı. Bu yetkiyi mecbur kalmadıkça en uygun fiyata yaptırırdı. Bu ve buna benzer birçok konu duymuştum kendisinden. İsa ÇELİK, oğlunu işe getirip götürüyordu, kendisi de işine gidiyordu. Amirleri oğlunu getirip götürmek için biraz geç gelmesi ve işten erken çıkabileceğini söylediler. İşinde yapacağı bu aksamayı bir hak olarak gören ve bu durumdan rahatsızlık duyduğu için emekliye ayrılarak dürüstlüğüne halel getirmemiş oldu. Böyle bir inceliği çoğumuz yapmayız diye düşünüyorum.
Kim olursa olsun ayrım yapmadan herkese yardım yapmak isterdi. Yardıma ihtiyacı olanların yardım istemesini beklemeden, onlara yardım etmeyi severdi. Hemen işe koyulup gereğini yapmaya çalışırdı. İyilik ve yardımseverliğine birçok örnek verebiliriz.
Arabası olmayan komşulardan biri terminale gidecekse, hastaneye gidecekse veya herhangi bir iş hususunda hemen ben sizi istediğiniz yere bırakayım derdi. Bunları yaptığına şahit olduğumuz olmuştur. Bir gün dayımın vefatı haberi üzerine bana hocam sizi terminale bırakayım demişti. Akşam gideceğimi söyleyerek çok zamanım olduğunu ifade ederek kendisine teşekkür etmiştim. İsa abinin beni ne kadar samimi olarak terminale getirmek istediğini biliyordum. Kendisinden Allah razı olsun.
Birçok komşumuzun bozuk musluklarını düzeltmiş. Evlerdeki onarımları yapmıştı. Kışın arabaların üzerindeki karları sıradan temizlerdi. Lastikleri patlayan komşuların arabalarının lastiklerini değiştirmeye yardım eder. Çalışmayan arabalara kendi arabasıyla akü takviyesi yapardı.
Sokaktaki çocukların bisikletlerinin lastiklerini şişirirdi. Sürekli çocuklar ziline basar yardım isterlerdi. İsa abi bıkmadan herkesin yardımına koşardı. İyilik meleği gibiydi.
Bir anımı da müsaadenizle anlatmak isterim. Bir gün Gazi Mahallesinde Hastanede bir komşumuzu ziyarete gitmiştik. Sokakta zor da olsa arabayı park ettik. Hasta ziyaretini yaptıktan sonra geri geldik arabanın yakınında bulunan bir otomobilin dört lastiğinin havasının inmiş olduğunu gördük. Otomobilin lastiklerini yakından görmek için yaklaştığımda karşıdan gelen biri, utanmadan lastiklerin havasını niye indirdin diyerek söylenmeye başladı. Biz de kendisine bu otomobil senin mi? Yazık lastiklerini indirmişler. O hala söylenmeye devam ederken bir kişi daha geldi. Ve arabayı benim garajımın önüne niye park ettiniz. Diyerek sitem ediyordu. Bakın buraya garaj girişi park yapılmaz yazısını görmediniz mi? Otomobilin sahibi özür diliyordu hem bizden ve hem de garaj sahibinden. Otomobilin sahibi bildiğiniz bir lastikçi var mı acaba dedi. Biz de buraların yabancısıyız dedik. İnternetten lastikçi bulabilirsin, dedim. İyilik sever astım ve kalp hastası İsa abimiz adama yardım edelim lastiklerini şişirelim diyordu…
Komşu ve Dostları İçin Kapısı Devamlı Açıktı
Komşularımızdan birinin cenazesi olduğu vakit evini gelenlere açar,misafir eder ve ikramlarda bulunurdu.
Kış gecelerinde bir çok kez bir araya gelerek “Arap aşısı” çorbasını içerdik. Yapılan bu ikramda İsa abinin mutluluğunu görmeliydiniz. Memleketleri Ereğli’de kış gecelerindeki “Arap aşısı buluşmalarını ve oradaki anıları heyecanlı bir şekilde anlatırdı. Sanki o anları yaşıyor gibiydi. Oğlu Celal’in arkadaşlarına hürmet eder ve onlara ikramlarda bulunurdu. Tabi bunları yaparken eşi Nuriye hanımın katkısını da unutmamak gerekir. Binaya giren ve çıkanlara dikkat eder yabancı ve art niyetli kişileri takip ederdi.
Pazarlama niyetiyle binaya giren bir kişiyi izleyerek o kişinin komşularımızdan yaşlı ve yalnız olan birine zorla bir şeyler satmak istemesiyle yukarı çıkar ve pazarlamacı ayağıyla kapının kapanmasını engellediğini gördü ve onu binadan kovdu.
Kızıma küçükken bir bayram gününde Celal ve İsa abinin kim olduğunu sorduğumuz da; “en iyi komşumuz” diyerek verdiği cevap İsa abiyi en güzel biçimde anlatmaktadır.
Yine kızıma dedim ki, İsa amcayı bir yazı ile tanıtmak istiyorum. İsa amca ile ilgili bir anı hatırlıyor musun dediğimde şunu anlattı: Baba sana defalarca bisikletimin yan tekerlerini çıkar dedim. Sen hiç benimle ilgilenmedin. İsa amcaya bir kere söyledim. Oda hemen söylediğimi yaptı ve ben o zaman çok mutlu olmuştum. ..
Başkalarının Başarılı Olmasından Mutlu Olurdu
Mahallemizdeki çocukların okul başarısını sorar ve onların başarılı olmalarından çok mutlu olurdu. Komşu çocuklarının okuldaki şiir dinletisi, tiyatro ve mezuniyet programlarına katılır heyecanla ve sevinçle onları izlerdi. Yakınlarından biri bir başarı gösterdiğinde neşesini paylaşarak mutluluğunu etrafına yansıtırdı. Yeğeni tıp fakültesini kazandığında ve doktor olarak atandığındaki mutluluğu yüzünden okunuyordu. Komşuların çocuklarının üniversiteye girdiklerini uyduğunda, kendi çocuklarının başarısı gibi sevinir ve onların anne ve babalarını tebrik ederdi.
Oğlumun okulunu bitirip te işe girdiğini duyduğundaki sevinci ve yüreğindeki mutluluğu hissedebiliyordum. Karşılaştığımız her zaman çocuklarım durumunu sorar ve oğlumun işe girmesi üzerine de bana “oğlunuz kendi mesleği üzerine işe girmesi ne güzel oldu ” diyerek gözlerindeki ve yüreğindeki mutluluğunu her halükarda belli ederdi. İyi yürekli biriydi. Başkalarının iyi ve başarılı olmasını çok isterdi.
İsa ÇELİK ‘in çeşitli yönleri
İsa abi iş yerindeki amirlerine karşı çok saygılıydı. Bizlere sohbetlerinde lafı iş arkadaşlarına, amirlerine ve mühendislere getirirdi. Amirlerinden söz ederken saygısını esirgemezdi. Amirleri ve iş arkadaşlarıyla her zaman görüşür, telefon eder geçmiş olsun ziyaretine gider, baş sağlığını hiç ihmal etmezdi.
Komşulardan eş dost ve akrabalardan her daim haberdar olur. Hasta olanları ziyaret eder, cenazelere katılır ve taziyeleri ihmal etmezdi. Geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak ve taziyeyi yerine getirmek için acele eder ve şöyle derdi: “Hocam ölüye baş ucunda ağlanır” bu akşam taziyemizi yerine getirelim. Birlikte hasta ziyaretlerine ve taziyelere giderek komşu ve tanıdıklarımıza karşı vazifemizi yerine getiriyorduk.
Sevgili İsa abimiz, buna benzer birçok konuda bize örnek olmuştu...
(Devam edecek)
Efkan VURAL
KAYNAK:
https://efkanvural.blogspot.