Kur’an-ı Kerim’den mesaj var – 14
İnsan farklı özelliklere sahiptir. İnsan mükemmel bir varlıktır. Aklı sayesinde güzel ve faydalı işler yapar.
İnsan çok mükemmel olmasına rağmen,bir bakıyorsunuz çok basit biri de olabiliyor.
İnsanın yaptığı güzel ve faydalı işler yanında,kötü ve çirkin işler de yapmaktadır. İnsanın sevap işlediği gibi günaha da girmektedir.
İnsanoğlu iyiliğede kötülüğe de meyillidir. Helalı gözettiği kadar, harama da düşebilmektedir.
İnsanı kötülüğe sürükleyen şey, yaratılıştan kendisine verilen nefsidir.
Bu bakımdan nefsi terbiye etmek mühüm bir meseledir.
Nefis sayesinde insanoğlu,arzu ve isteklerine esir düşmektedir. Böylece, insan yaptığı yanlış davranışları yüzünden günaha kolayca girmektedir.
İnsan bir yönüyle iyilikleri yapar ,bir yönüyle de kötü davranışlarda bulunur.
Kötü davranışları yapan kişiler günaha sürüklenir. Günah işleyen kimseler kendilerinin kötü olduklarını düşünürler. Günahtan kurtulamayacaklarını düşünen bu kişiler bir türlü yanlış hareketlerini düzeltmezler. Halbuki Allah günahları bağışlayandır,affedendir. Yeter ki, bizler yaptıklarımıza pişman olalım,tevbe edelim.
İnsanı en iyi tanıyan elbette onu yaratan Yüce Allah’tır. Allah insanın günaha kolayca girdiğini bildiği için, insanı günahlardan kurtarmak ve iyi şeylere yöneltmek için tevbe kapısını her zaman açık tutmaktadır.
Allah’ın en önemli özelliklerinden biri affetmek ve bağışlamaktır. Bu yüzden Allah’tan işlediğimiz günalardan tevbe ederek-pişman olarak- af ve bağışlama dilemeliyiz.
Kurban bayramının arefe gününde,Arafatta af dileyen binlerce müslüman gibi biz de bugün, şimdiye kadar yaptığımız tüm kötü davranışlardan dolayı pişman olalım ve Yüce Allah’tan bağışlanmayı dileyelim.
Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki, mesajı şöyledir:
“Kim, (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir” (Maide Suresi,39.ayet)
Ne mutlu tevbesi kabul olup,bağışlananlara...
Efkan VURAL
Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:
Milliyet blog:
Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:
Milliyet blog: