Her derde deva ibadet Hacet Namazı
Cemil Tokpınar - [İslami Hayat]
c.tokpinar@meydangazetesi.com.tr
31 Temmuz 2015
c.tokpinar@meydangazetesi.com.tr
31 Temmuz 2015
Ülkemiz ve İslam âlemi açısından zor ve acılı günler yaşıyoruz. Başta ülkemiz ve İslam dünyasının maruz kaldığı acılar, ıstıraplar, saldırılar, tuzaklar, savaşlar ve terör olayları olmak üzere maddî manevî, küçük büyük, dünyevî uhrevî bütün dertlerimiz veya arzularımız için kılacağınız muhteşem bir namaz var: Hacet namazı.
Bugünkü yazımızda bu muhteşem hazineyi işleyeceğiz.
Elbette bir kul olarak sebeplere sarılacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen olur ki, sebepler tükenir ya da etkisiz kalır, bütün yollar denenir, çareler biter, ne yapacağını bilememenin ıstırabıyla yapayalnız kalırsınız. Artık kalbiniz kederli, gözünüz yaşlı, hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahile çıkaracak bir can simididir.
İşte bu muhteşem fırsatı değerlendirenlerden birisi olan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç alır.
Bu haber üzerine Hz. Enes, Resulullah’ın (a.s.m.) “Herhangi bir ihtiyacı olan kimse iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah’a dua etsin” şeklindeki “hacet namazı” tavsiyesini hatırladı.
Su isteyerek abdest aldı ve namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına:
– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun, diye sordu. Bahçıvan:
– Göremiyorum, dedi. Hz Enes, tekrar içeri girip namaz kılmaya devam etti.
Birkaç kez bahçıvana:
– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun, diye sorunca adam:
– Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi.
Bunun üzerine Enes (r.a.) namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hz. Enes’in yanına girdi ve “Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı” dedi. Bunun üzerine Hz. Enes:
– Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak, dedi.
Bahçıvan etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hz. Enes’in büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, c.7: 21-22)
Hacet namazı kılarak bir derdinden kurtulan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. Elbette bu örneklerin hepsi, yukarıdaki gibi harikulade olmayabilir. Çünkü hacet namazından alacağımız verimin derecesi, ihlas, huşû, ıztırar hali, yakînimiz ile Allah’ın takdir ve hikmetine göre değişir.
HACET NAMAZI NASIL KILINIR?
Hacet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât olarak kılınır. Yatsı namazından sonra müsait olmayan başka vakitlerde, bilhassa teheccüd vaktinde kılabilir. Hz. Peygamber’den gelen bir rivayete göre hacet namazının ilk rekâtında Fâtiha’dan sonra üç defa Âyete’l-Kürsî, diğer rekâtlarda Fâtiha’dan sonra sırasıyla birer defa İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri okunur.
Hacet namazı bitince Allah’a hamd ve sena, Rasûlullaha salât ve selâmdan sonra bir hacet duası okunması sünnettir. Peygamber Efendimizden (s.a.v.) rivayet edilen çeşitli hacet duaları vardır. Bunlardan birisi şudur:
“Allahümme innî es’elüke tevfîka ehli’l-hüdâ ve a’mele ehli’l-yakîni ve münâsahete ehli’t-tevbeti ve azme ehli’s-sabri ve cidde ehli’l-haşyeti ve talebe ehli’r-rağbeti ve teabbüde ehli’l-vera’i ve irfâne ehli’l-ilmi hattâ ehâfek. Allahümme innî es’elüke mehâfeten tahcizünî an ma’siyetike hatta a’mele bi-tâatike amelen estehikku bihî rızâke ve hattâ ünâsıhake bi’t-tevbeti havfen minke ve hattâ uhlisa leke’n-nasîhate hubben leke ve hattâ etevekkele aleyke fi’l-umûri husni zannin bike. Subhâne hâlikı’n-nûr.”
Bu duanın anlamı şu şekildedir:
“Allah’ım, senden hidayet ehlinin başarısını, yakîn ehlinin amellerini, tövbe ehlinin öğütleşmesini, sabır ehlinin azmini, haşyet ehlinin ciddiyetini, rağbet ehlinin talebini, verâ ehlinin ibadetini, ilim ehlinin irfanını isterim ki, senden gereği gibi korkayım. Allah’ım, senden öyle bir korku isterim ki, o beni sana isyandan menetsin. Ta ki, Sana itaat ile öyle amel edeyim ki, onunla Senin rızana ereyim. senden korkarak tövbeyle Sana döneyim. Sırf senin sevgini kazanmak için hâlis nasihat edeyim. Her işte sana güvenip sana dayanayım. Sana güzel zan besleyeyim. Nûrun yaratıcısı Allah’ı tesbih ederim.”
Hacet duasını okuduktan sonra Allah’tan ihtiyacımızın giderilmesi yolunda dilekte bulunmalıyız. Duaları okurken, çektiğimiz acının tesiriyle tamamen Allah’a yönelmeli, çok samimi bir şekilde yalvarmalı, hâlimizi düşünerek gözyaşı dökmeliyiz.
Hacet namazının ne zaman, nasıl kılınacağı ve ne okunacağı hususunda kendi hâlet-i rûhiyenize göre davranabilirsiniz. Bazı sıkıntılar ve istekler anlıktır. Mesela, bir haksızlığa uğradınız, bir eşyanız kayboldu, merak ettiğiniz bir kimseden haber alamadınız, acil yatırmanız gereken bir borcunuz var... Bu durumlarda hemen abdest alıp hacet namazı kılıp dua edebilirsiniz.
Eğer geniş zamana yayılan bir derdiniz veya arzunuz varsa, mesela üniversite sınavını kazanmak, çocuğunuzun veya eşinizin ıslahını istemek, iyi bir iş bulmak, çok ağır borçlardan kurtulmak, uzun süren bir hastalık için şifa istemek ve benzeri durumlarda yatsı veya teheccüd namazından sonra kılabilirsiniz.
Bilhassa ülkemizin ve İslam âleminin maruz kaldığı mağlubiyet ve sıkıntılardan kurtulması, hak ve hakikatin dünyaya hâkim olması için kılınacak hacet namazlarının kırk gün veya daha fazla bir süreye yayılması gerekir.
Hacet namazında etkili olan en mühim unsur kişinin halet-i ruhiyesi, namazının ve duasının kalitesidir. Size acı veren derdiniz yüreğinizi dağlarken, ulaşmak istediğiniz arzunuz her an aklınızdayken, çaresizliğinizi ve kimsesizliğinizi hissettiğiniz anda hacet namazıyla Allah’ın rahmet kapısını çalın. Çünkü O her şeyin sahibi, yaratıcısıdır. Bütün düğümler O’nun iradesiyle çözülür. Bütün dertlerin dermanı Ondadır, bütün işlerin dizgini O’nun kudretindedir. O merhametlilerin en merhametlisidir.
Hacet namazında ve tüm nafile namazlarda, rükûda, rükûdan kalkınca, secdede, iki secde arasında, oturuşlarda tespih ve tahiyyatı okuduktan sonra Kur’an’daki dua ayetlerini okuyabilirsiniz. Özellikle Kur’an’da geçen peygamber duaları çok önemlidir. Mesela, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Eyyûb, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Yakub, Hz. Yusuf (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin dualarını okurken, onların hallerini hatırlayarak, duaların manalarını düşünerek Rabbimizin şefkat ve merhametine sığınırsak duamız kabul olabilir.
Yine Kur’an’da “Âmenerresûlü”de geçtiği gibi, “Rabbenâ” veya “Rabbî” ile başlayan ayetler dua ayetleri olduğu için bunların manasını düşünerek okuyabiliriz.
Çünkü Rabbimiz, “De ki: Duanız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” (Furkan suresi, 25:77) buyuruyor. Yine “Dua edin, cevap vereyim” (Mümin sûresi, 40:60) diyor. Ayrıca şu ayet duanın namazla desteklenmesini ve birlikte yapılmasını emrediyor: “Ey iman edenler! Allah’tan sabırla ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara suresi, 2:153)
Demek ki, en başta beş vakit namaz kılarak dua etmek gerektiği gibi, özel durumlar ve olağanüstü sıkıntılarda da o duruma uygun namazlar kılmalıyız. Nitekim hacet, tespih, yağmur, istihare namazları; dua ile namazı birleştiren muhteşem ibadetlerdir.
Biz müminler hacet namazı gibi benzersiz bir hazinemiz olmasına rağmen bu namazdan hakkıyla istifade edemiyoruz. Maalesef kıymetinin de tam olarak bilincinde değiliz. Beş vakit namaz kılan birçok kimse hacet namazını ya hiç kılmamış ya da çok az kılmakta. Oysa hacet namazında çektiğimiz acıdan ve taşıdığımız arzudan kaynaklanan bir “acz, fakr ve yakîn” hali vardır. İnsan bu durumlarda kendisini çok aciz, çok muhtaç, çaresiz ve kimsesiz hisseder. Tam bir huşû, dikkat ve iştiyakla Rabbine yönelir.
http://www.meydangazetesi.com.tr/her-derde-deva-ibadet-hacet-namazi-makale,1009.html