1 Haziran 2021 Salı

Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-5

 


Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-5

Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü  paylaştığım yazı dizisini bugün tamamlamak istiyorum.         


                                 Umarım biraz olsun İsa abiyi anlatabilmişiz.

İsa ÇELİK hayatının büyük bir bölümünü engelli oğlu Celal ÇELİK’i mutlu edebilmekle geçirmiştir. Kendini tamamen oğluna adamıştı. Kendi mutluluğunu oğlunun mutluluğunda buluyordu. Oğlu için arabasına rampa yaptırdı, banyoda kaldıraç sistemi yaptı, balkondan dışarıya çıkış köprüsü yaptı,yatağı otomatik sistemle çalışır vaziyete getirdi, bilgisayar ve sınırsız internet tedariki yaptı… İsa ÇELİK oğlu için lazım olacak bir şey için çarşı ve mağazaları dolaşır. Oğlu mutlu olsun diye hasta ve yorgun haliyle de olsa hiç pes etmeden var gücüyle mücadele etmiştir.

İsa ÇELİK büyüğümüzün vatan ve millet sevgisini de zikretmeden geçemem. Beraber olduğumuz sohbet ve konuşmalarımızda devlet büyüklerimize ne kadar çok saygı duyduğunu  her haliyle belli ediyordu. Onların yaptığı başarılı çalışmaları anlatırken heyecanlandığına bir çok kez şahit olmuştum. Milletimize hizmet eden devlet büyüklerine, asker, polis, hakim, savcı, avukat, doktor, öğretmen, mühendis,iş adamı, usta ve sanatkar  gibi çalışanlara minnettar olduğunu ve onlara saygı duyduğunu ifade ederdi.

 Vatanın bütünlüğü ve milletin bölünmezliğini her daim dillendirirdi. Askerimizi ve polisimizi çok sever başarılarını duydukça heyecanlanırdı. Asker ve polislerimizin başarılarını gündeme getiren dizi filmlerini  duygulanarak ve ağlayarak seyrederdi. Arka sokaklar ve Diriliş Ertuğrul dizileri  bunlardan bazılarıydı.


İsa ÇELİK’in dile getirmediğimiz bir önemli özelliği de  hepimize örnek olsun istiyorum. İsa abi kendisi için istediği ve memnun olduğu bir şeyi başkaları içinde istemesi ve hatta bu konuda gayret göstermesi takdire şayandır. Engelli oğlu için banyoda yaptığı vinçi, başka bir engelli aileye önererek, vinci kendisi yaparak bir engelliyi sevindirmiştir. Bir yerden uygun ve güzel bir şey aldığında bunu komşu ve tanıdıklarına da önerirdi. Böylece başkalarının da faydalanmasını canı gönülden isterdi. O herkesin iyi olmasını isterdi. Başkalarının iyiliğini istemesi bir temenni ötesinde, gerçekten birinin iyiliğe ulaşması için kendisi gayret ederdi.

                          Hz.Ali’de Buluşmak Üzere….

İsa ÇELİK abimiz hani demiştik ya oğlu için her şeyi yapar ve bu şekilde mutlu olur, vicdanı huzur bulur. Başta astım rahatsızlığı olmak üzere birçok hastalığına rağmen Celal’i için uğraşan İsa ÇELİK, her Cuma oğlunu hazırlayıp, engelli arabasıyla balkon köprüsünden dışarıya çıkarıp engelli rampayı kurarak kendi arabasına bindirerek mahalledeki Hz Ali mescidine getiriyordu. Orada hep beraber Cuma namazını eda ediyorduk.                                                                

   İsa abi için bu yaptığı bile tek başına büyük bir sevap. İnşallah Allah onu cennetine yerleştirir.                                                                                                                         

    Cuma namazı bittikten sonra mescit önünde komşularla kısa sohbet edilir ve ayrılık vakti gelince, bir hafta sonraki Cuma günü tekrar burada yani Hz.Ali Mescidinde buluşmak üzere der ve ayrılırdık. Ben okula giderdim.                

  Daha sonraları  bu Hz.Ali mescidindeki buluşmayı aynı zamanda ahirette Hz.Ali’de buluşma arzusuna dönüştürmüştük.  Şöyle derdik, Hz. Ali cennette Hz.Muhammed’le beraber olacağından bizde Hz.Ali’de buluşursak aynı zamanda peygamberimizle buluşmuş oluruz. Ogün bugün Celal ÇELİK’le görüşmemizde “Hz.Ali’de Peygamberimizle görüşmek ve komşu olmak dileğiyle hoşça kal… İfadesini kullanırız. İnşallah bu gerçekleşir.(Amin)



Engelli  Celal ÇELİK  babası İsa ÇELİK’i  Anlatıyor:

 Canım babacım İsa Çelik.

Güzel bir hayat yaşadı,

Babam çocukluğundan itibaren 72 yaşında ölene kadar sürekli çalıştı. 

Babam benim için çok iyi bir örnekti.

Çok dürüst doğru haksızlık karşısında dayanamayan cesur bir insandı.

27 yıl devlete işçi olarak hizmet etti.

Atölyesinden şahsı için bir vida dahi kullanmadı.

Bir defasında bir mafya bozuntusu komşuya hakaret ve tehdit ediyordu 

Apartmanda Yüksek ses gelince babam çıkmış adamın üzerine yürümüş sen kimsin be defol buradan diye kovmuş, tutmasalar dövecekmiş.

Babam çok mütevazı ve iyiliksever biriydi. 

Bir bayram günü sokakta komşuya gelen misafir babama arabasından gelen sesten bahsedince üzerinde bayramlıklâ hemen arabanın altına yattı tamir etti, gömleği yağ olmuştu.

Babam çok yufka yürekli idi.

Bazı Kemal Sunal filmlerine bile ağlardı.

Ben engelli olup ilerde yatalak olacak dendiğinde Allah'a söz verdi 

Sonuna kadar bakacağım engelli evlada.

16 yıl işe götürdü getirdi emekli etti Allah'ın izniyle 

Tuvalet banyo diş yemek giydirmek..

Sanrm98de işyerinde karnım ağrıdı.

 Babamı çağırdım. 

İşyerinde tuvalete götürdü hemen beni. 

İshal olmuş hem üstüm hem tuvalet batmıştı. 

Astımı olan babam çok uğraştı terledi. 

Babam ailesine çok düşkündür .

Yetmislerde duyuyor ki Hatay Dörtyol'da olan kız kardeşi sıkılıyor eniştesi de çarşıya

 yürümekten yorulmuş.

Bir radyo ve motosiklet göndermiş. 

Hocam çok yoruldum

Yavaş yavaş ara ara bir haftada 3 saatte yazdım 


Sevgilerimle...
Celâl ÇELİK

 

Sevgili Celal Çelik kardeşimiz babası saygı değer büyüğümüz İsa abiyi çok güzel bir biçimde

 özetleyerek anlattı. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Değerli okurlar İsa ÇELİK abimizi acizane olarak sizlere tanıtmaya çalıştık. Esasen birçok şeyi

 atlayarak yazımızı tamamlamaya çalıştık…

İsa ÇELİK gibi bir değerimizi anlatabilmek beni çokça bahtiyar etmiştir.

İnşallah böyle bize güzel örnek olan büyüklerimizden bir şeyler alır ve bunları hayatımızda

 önemseriz. Ve çocuklarımıza da bir miras olarak bırakmış oluruz.

İnşallah İsa abinin 5 torunu dedelerini tanıyarak onu örnek almak suretiyle vatana ve millete

 yararlı birer kişi olurlar. Buna, az da olsa katkı verebildiysem  kendimi mutlu hissederim.

Dürüst, çalışkan, yardım sever, iyi yürekli, herkesi düşünen, empati yapan, mütavazi birçok

 özelliğe sahip değerli büyüğümüz İsa ÇELİK’e hürmet eder saygılarımı sunarım.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.(Amin)

 (Son)

Efkan VURAL

KAYNAK:http://efkanvural.blogspot.com/2021/06/guzel-insan-isa-celik-5.html





Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-4

 

Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-4


Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.



İsa ÇELİK abimizin anlatılacak bir çok yönü var elbette. Onun  bence en önemli özelliklerinden biri de her konuda bilgi ve tecrübe sahibi olmasıydı. Kendisi iyi bir usta ve iyi bir şoför olmasından dolayı bu sahada kendisine güveni tam olup, başarılı bir geçmişe sahipti. Yani bu konularda tam anlamıyla söz sahibi idi.

Bunların dışında da hemen hemen her konuda bilgi sahibi olup, her mesleğin genel özelliklerini bilirdi. Bu biraz merak ve biraz da kabiliyete bağlıdır. Her ikisi de İsa abide mevcuttu.

Başka mesleklerinde püf noktalarını bilirdi. Buna bir örnek vererek İsa abinin ne derece bilgi ve anlayışa sahip olduğunu görmeye çalışacağız.

Tanıdığımız stajyer bir öğretmen, dersini dinlemeyen haylaz bir öğrenciyi sınıftan kovar. Öğretmen öğrenciye der ki, dışarı çık ve dersin sonuna kadar orada bekle. Öğrenci dışarda beklemez, doğruca çarşı merkezine gider. Orada bir bakkaldan yiyecek canı çeker ve gizlice bir şeyleri alıp kaçmak isterken yakalanır ve polislere teslim edilir. İlçe çok küçük bir yerleşim yeri olduğundan konu kaymakam bey’e yansır. Kaymakam hemen okulu arar ve karşısına çıkan nöbetçi öğretmen:Buyurun efendim der… Okul müdürü o anda okulda olmadığı için nöbetçi öğretmen telefona bakar. Telefonun uçunda Kaymakam bey var. Kaymakam olayı anlatır ve kızar tabi… Nöbetçi öğretmen aynı zamanda öğrenciyi dersten dışarı çıkaran kişidir. Tesadüf öğretmen ile Kaymakam önceden tanışıyordu. Öğretmen Kaymakam’a şöyle der: Kaymakam bey özür dilerim öğrenciyi dışarda beklemesi için çıkarmıştım. Oda bu yanlış davranışa yöneldi… Kaymakam bey’de öğretmeni tanımıştı. Hocam dedi bir daha böyle bir şey olmasın… Bu olay, stajyer öğretmen için hayatında büyük bir ders olmuştu.                                                    Bu olayı bir öğretmen olarak İsa abi ile konuşurken, İsa abinin söylediği şu söz onun ne kadar bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu gösteriyordu:” Yaramazlık yapan öğrenciyi tahtaya kaldırıp, dersin sonuna kadar tek ayak üstünde bekletseydi ya” İşte bu tüm öğretmenlere iyi bir önek olsun.

İsa abinin bize anlattığı bir çok öykü  vardı. Hepimize ders verici özellikte olan anlatımlarını videoya çekmeye başlamıştık. Maalesef bu çekimleri tamamlayamadık. İsa abinin anlattığı ilgi çekici ve eğlendirici olanlarından bir iki örnek vermek istiyorum.    

                    Ön Tarafı ve Sürücü Yeri Olmayan Kamyon

Eskiden  kamyonla yolcu taşınmaktaydı. O zamanlar  yolcu arabası yaygın değildi. Kamyonlarla yolcu taşınmaktaydı. Sürücü yeri ve ön tarafı olmayan ve terk edilmiş bir kamyon kasası varmış. İki kişi  kamyon kasasının arka kapısını açıyorlar ve oradaki yolculara sesleniyorlar. Birazdan kamyon şu yere  hareket edecek. Hadi vatandaş gel birkaç yolcu aldıktan sonra kalkacak diyerek, kamyonu yolcu ile dolduruyorlar. Yolcular binerken yol paralarını da veriyorlardı. Son yolcu bindikten sonra kamyonun kapısını kapatıyorlar. Ve yüksek sesle şoföre bağırıyorlar. Hareket edebilirsin iyi yolculuklar… Aradan az bir süre geçmişti. Kamyon hareket etmeyince yolcular mırıldanmaya başlıyor. Niye kalkmıyor bu araba? Ne var acaba? İçlerinden biri aşağıya iniyor şoförü uyarmak için bir de ne görsün, kamyonun önü yok, şoför yok… Tüm yolcular aldatılmıştı… Böyle bir aldatma nasıl yapılır diye hayretler içinde gülüşüyorduk, İsa abinin anlatımlarıyla… 

                                Ailenin Mutluluk Sırrı:Karpuz

Mutlu ve huzurlu bir aile reisi arkadaşlarını evine davet eder. Evde ziyafet verilir. Arkadaşları evde gördükleri huzur ve mutluluğun sebebi nedir, diye sorarlar.

Adam  eşine derki , Bir karpuz getir de ikram edelim. Hanım bir karpuz getirir, eşine verir. Adam karpuza eliyle birkaç kez vurur. Hanımına der ki,  bu karpuz iyi değil git başka getir. Hanım karpuzu alır gider ve arkasından yeni bir karpuz getirir. Adam karpuzu inceler eliyle vurur karpuzu yine beğenmez. Hanımına karpuzu verir git diğer karpuzlardan getir, der. Hanım hiç bozuntuya vermez gider yeniden bir karpuz daha getirir. Adam karpuza dokunur şimdi iyi bir karpuz getirdin der, hanımına. Karpuz kesilir ve afiyetçe yenir. Arkadaşları adama sorar. Hani bize mutluluğun sırrını demedin.  Nedir sizi mutlu eden şey?

Ben size bunu gösterdim. Ama siz fark edemediniz. Mutluluğumuzu sağlayan şey karpuzdu. Önce anlayamamışlardı mutluluğun sebebini…. Adam sırrı açıklayınca herkes anlamıştı sırrı. Meğer evde tek karpuz vardı. Evin hanımı her sefer gider aynı karpuzu alır getirir. Başka karpuz yok diyerekten Kocasını rezil  etmez. Eşlerin birbirine her zaman değer vermesidir mutluluk kaynağı.




Rahmetli İsa abi eşi Nuriye hanıma bakarak şöyle demişti: Hocam bizim hanımda böyledir…Bizim huzurumuz Nuriye hanımdır. Ben dışarda gurbetlerde çalışırken. Nuriye hanım evi döndürdü. Çocuklarımı yetiştirdi. Onların okumalarına sebep oldu. Allah razı olsun ondan, dedi.

Gerçekten çok uyumlu eşlerdi. Allah her ikisinden razı olsun. Tüm aile Cennette buluşur İnşallah.

Efkan VURAL

KAYNAK:

http://efkanvural.blogspot.com/2021/05/guzel-insan-isa-celik-4.html



30 Mayıs 2021 Pazar

Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-3

 

Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-3


Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.

Bugün de sizlere saygıdeğer İsa ÇELİK büyüğümüzün çeşitli yönlerinden söz etmek istiyorum. Kendisinden gördüklerimi  ve duyduklarımı, komşu ve arkadaşlarının anlattıklarını ifadeye dökmek istiyorum.  

                                  İsa ÇELİK Çok Dürüst Bir Kişiydi                                                                                                               Su kuyusu açmak üzere sondaj yapılırken  yere vurulan boruların kırılmaması için çok titiz davrandığını, kırılıp zayi olan borular için çok üzülürdü. Devlet malının hiçbir şekilde zayi olmasını istemezdi. Kullandıkları fabrika arabasının bakımını titizlikle yapardı. Tamir ve bakımlarında en uygun olabilecek şekilde tamirini ucuz bir şekilde yapmaya çalıştığını anlatırdı bize.                                                  

       Daha ucuza halledilecek bir durum varsa onu uygulardı. Parça ucuza tamir edilecek gibi olursa tamir ettirir. Yeni bir parça alarak masrafı artırmak istemezdi. Değişecek diyerekten bir rapor hazırlasa birçok parça değiştirilip yenisini alma yetkisi vardı. Bu yetkiyi mecbur kalmadıkça en uygun fiyata yaptırırdı. Bu ve buna benzer birçok konu duymuştum kendisinden. İsa ÇELİK, oğlunu işe getirip götürüyordu, kendisi de işine gidiyordu. Amirleri oğlunu getirip götürmek için biraz geç gelmesi ve işten erken çıkabileceğini söylediler. İşinde yapacağı bu aksamayı bir hak olarak gören ve bu durumdan rahatsızlık duyduğu için emekliye ayrılarak dürüstlüğüne halel getirmemiş oldu. Böyle bir inceliği çoğumuz yapmayız diye düşünüyorum.

                                   İyilik ve Yardım Severdi 

Kim olursa olsun ayrım yapmadan herkese yardım yapmak isterdi. Yardıma ihtiyacı olanların yardım istemesini beklemeden, onlara yardım etmeyi severdi. Hemen işe koyulup gereğini yapmaya çalışırdı. İyilik ve yardımseverliğine birçok örnek verebiliriz.                                                                            

             Arabası olmayan komşulardan biri terminale gidecekse, hastaneye gidecekse  veya herhangi bir iş hususunda hemen ben sizi istediğiniz yere bırakayım derdi. Bunları yaptığına şahit olduğumuz olmuştur. Bir gün dayımın vefatı haberi üzerine bana hocam sizi terminale bırakayım demişti. Akşam gideceğimi söyleyerek çok zamanım olduğunu ifade ederek kendisine teşekkür etmiştim. İsa abinin beni ne kadar samimi olarak terminale getirmek istediğini biliyordum. Kendisinden Allah razı olsun.                                                                      

  Birçok komşumuzun bozuk musluklarını düzeltmiş. Evlerdeki onarımları yapmıştı.                                                        Kışın arabaların üzerindeki karları sıradan temizlerdi. Lastikleri patlayan komşuların arabalarının lastiklerini değiştirmeye yardım eder. Çalışmayan arabalara kendi arabasıyla akü takviyesi yapardı.                                  

   Sokaktaki çocukların bisikletlerinin lastiklerini şişirirdi. Sürekli çocuklar ziline basar yardım isterlerdi. İsa abi bıkmadan herkesin yardımına koşardı. İyilik meleği gibiydi.

Bir anımı da müsaadenizle anlatmak isterim. Bir gün Gazi Mahallesinde Hastanede bir komşumuzu ziyarete gitmiştik. Sokakta zor da olsa arabayı park ettik. Hasta ziyaretini yaptıktan sonra geri geldik arabanın yakınında bulunan bir otomobilin dört lastiğinin havasının inmiş olduğunu gördük. Otomobilin lastiklerini yakından görmek için yaklaştığımda karşıdan gelen biri, utanmadan lastiklerin havasını niye indirdin diyerek söylenmeye başladı. Biz de kendisine bu otomobil senin mi? Yazık lastiklerini indirmişler. O hala söylenmeye devam ederken bir kişi daha geldi. Ve arabayı benim garajımın önüne niye park ettiniz. Diyerek sitem ediyordu. Bakın buraya garaj girişi park yapılmaz yazısını görmediniz mi? Otomobilin sahibi özür diliyordu hem bizden ve hem de garaj sahibinden. Otomobilin sahibi bildiğiniz bir lastikçi var mı acaba dedi. Biz de buraların yabancısıyız dedik. İnternetten lastikçi bulabilirsin, dedim. İyilik sever astım ve kalp hastası İsa abimiz adama yardım edelim lastiklerini şişirelim diyordu…

             Komşu ve Dostları İçin Kapısı Devamlı Açıktı

Komşularımızdan birinin cenazesi olduğu vakit evini gelenlere açar,misafir eder ve ikramlarda bulunurdu.                                                                            

         Kış gecelerinde bir çok kez bir araya gelerek “Arap aşısı” çorbasını içerdik. Yapılan bu ikramda İsa abinin mutluluğunu görmeliydiniz. Memleketleri Ereğli’de kış gecelerindeki “Arap aşısı buluşmalarını ve oradaki anıları heyecanlı bir şekilde anlatırdı. Sanki o anları yaşıyor gibiydi.                                                                                                      Oğlu Celal’in arkadaşlarına hürmet eder ve onlara ikramlarda bulunurdu. Tabi bunları yaparken eşi Nuriye hanımın katkısını da unutmamak gerekir.                                                Binaya giren ve çıkanlara dikkat eder yabancı ve art niyetli kişileri takip ederdi.        

       Pazarlama niyetiyle binaya giren bir kişiyi izleyerek o kişinin komşularımızdan yaşlı ve yalnız olan birine zorla bir şeyler satmak istemesiyle yukarı çıkar ve pazarlamacı ayağıyla kapının kapanmasını engellediğini gördü ve onu binadan kovdu.                        

   Kızıma küçükken bir bayram gününde Celal ve İsa abinin kim olduğunu sorduğumuz da; “en iyi komşumuz” diyerek verdiği cevap İsa abiyi en güzel biçimde anlatmaktadır.                                                                            

         Yine kızıma dedim ki, İsa amcayı bir yazı ile tanıtmak istiyorum. İsa amca ile ilgili bir anı hatırlıyor musun dediğimde şunu anlattı: Baba sana defalarca bisikletimin yan tekerlerini çıkar dedim. Sen hiç benimle ilgilenmedin. İsa amcaya bir kere söyledim. Oda hemen söylediğimi yaptı ve ben o zaman çok mutlu olmuştum. ..

Başkalarının Başarılı Olmasından  Mutlu Olurdu

Mahallemizdeki çocukların okul başarısını sorar ve onların başarılı olmalarından çok mutlu olurdu. Komşu çocuklarının okuldaki şiir dinletisi, tiyatro ve mezuniyet programlarına katılır heyecanla ve sevinçle onları izlerdi. Yakınlarından biri bir başarı gösterdiğinde neşesini paylaşarak mutluluğunu etrafına yansıtırdı. Yeğeni tıp fakültesini kazandığında ve doktor olarak atandığındaki mutluluğu yüzünden okunuyordu. Komşuların çocuklarının üniversiteye girdiklerini  uyduğunda, kendi çocuklarının başarısı gibi sevinir  ve onların anne ve babalarını tebrik ederdi.                                        

   Oğlumun okulunu bitirip te işe girdiğini duyduğundaki sevinci ve yüreğindeki mutluluğu hissedebiliyordum. Karşılaştığımız her zaman çocuklarım durumunu sorar ve oğlumun işe girmesi üzerine de bana “oğlunuz kendi mesleği üzerine işe girmesi ne güzel oldu ” diyerek gözlerindeki ve yüreğindeki mutluluğunu her halükarda belli ederdi. İyi yürekli biriydi. Başkalarının iyi ve başarılı olmasını çok isterdi.

İsa ÇELİK ‘in çeşitli yönleri

İsa abi iş yerindeki amirlerine karşı çok saygılıydı. Bizlere sohbetlerinde lafı iş arkadaşlarına, amirlerine ve mühendislere getirirdi. Amirlerinden söz ederken saygısını esirgemezdi. Amirleri ve iş arkadaşlarıyla her zaman görüşür, telefon eder geçmiş olsun ziyaretine gider, baş sağlığını hiç ihmal etmezdi.

Komşulardan eş dost ve akrabalardan her daim haberdar olur. Hasta olanları ziyaret eder, cenazelere katılır ve taziyeleri ihmal etmezdi. Geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak ve taziyeyi yerine getirmek için acele eder ve şöyle derdi: “Hocam ölüye baş ucunda ağlanır” bu akşam taziyemizi yerine getirelim. Birlikte hasta ziyaretlerine ve taziyelere giderek komşu ve tanıdıklarımıza karşı vazifemizi yerine getiriyorduk.                                     

   Sevgili İsa abimiz, buna benzer birçok konuda  bize örnek olmuştu...

(Devam edecek)

 Efkan VURAL

KAYNAK:

https://efkanvural.blogspot.com/2021/05/guzel-insan-isa-celik-3.html



Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-2


Efkan VURAL - Güzel İnsan İsa ÇELİK-2 


Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.   İsa Çelik’in hayatıyla ilgili ve kendisine özgü birçok özellikten söz edeceğim sizlere.      İlk önce İsa ÇELİK’İ en fazla öne çıkaran özelliğiyle başlamak istiyorum.  

     İsa abinin üç evladından biri engelli olup, onun normal bir kişi gibi hayata bağlanması için uğraşmıştır. Engelli oğlunun yaşamını ikame etmek üzere yılmadan bıkmadan seferber olmuştur.


                                   Oğlum Celal Bana Allah’ın Emanetidir.

Yüce Allah İsa abiye 3 evlat vermiştir. Evlatlarının en büyüğü sevgili “Celal ÇELİK” 20 yaşlarında “Freidreich Ataksisi” rahatsızlığı sonucu engelli bir kişi olarak hayatını sürdürmeye çalışacaktır.                                               

1993 yılında böyle bir engellilik karşısında çaresiz baba İsa ÇELİK, oğlunu bağrına basıyor.                                                                                                                       

     İsa ÇELİK, oğlunun Allah’ın bir emaneti ve imtihanı olarak görüyor ve perişan bir halde olan eşine şöyle diyor: “Oğlumuz Celal bize Allah’ın bir emanetidir, Yaşadığım sürece oğlumuza hizmet etmek için; Allah’a söz veriyorum.” Bundan sonra İsa ÇELİK oğlu için hayata tutunuyor ve mücadelesi hastalığı ağırlaşana kadar sürüyor.                                                                                                   

     İsa abi oğluna engelli olduğunu hissettirmeden onu yaşama bağlamaya gayret göstermiştir. Kendi yaşam alanını kısıtlayıp tamamen oğluna göre hareket eden baba İsa ÇELİK, oğlu için henüz emeklilik süresinin sonunu beklemeden işinden ayrılıp emekli olmuştur. Sırf engelli oğluna daha iyi bakabilmesi için emekliye ayrılmıştır.

İsa ÇELİK’in oğlu Celal’e yaptıkları saymakla bitmez. Celal Çelik’in çocukluk ve gençlik yılları normal bir şekilde devam etmekteyken, üniversitede okurken yürüme bozukluğu ve dengesizlikle ortaya çıkan rahatsızlığı ciddi bir boyut kazanır. İki yıllık okulunu bu rahatsızlığıyla birlikte tamamlar.

Okulu bitirdikten sonra rahatsızlığı daha da artmıştı. Sonunda çare aramak üzere Ankara Dışkapı Hastanesinde 1 ay tedavi görür.                                                    

  Tedavi sonrasında doktorların bu hastalığın ömür boyu süreceğini ve gün geçtikçe zamanla daha fazla ilerleme kaydedeceğini ve sonunda yatalak olarak hayatını sürdürmek mecburiyetine kalacaklarını söyler.                                     

  Üstelik doktor pervasızca hiçbir işte çalışamaz diyordu.                            

    Hastanede baba İsa ÇELİK ile doktorlar arasında uzun bir görüşme ve sert  konuşmalar olmuştur.                                                                                                        Bu bölüme girmeden devam edeceğim. Ancak şunu belirteyim ki, doktor önceki açıklamasının hatalı olduğunu kabullenerek, Celal’in  iyileşebileceği şeklindeki açıklamalarıyla ve ikna yoluyla bir müddet sonra  taburcu oldular.

İsa ÇELİK engelli oğluyla eve geliyor. Eşi Nuriye hanımla birlikte üzgün ve bitkin bir şekilde birbirlerine kakıyorlar. Anne Nuriye hanım hünkür hünkür ağlıyordu.

Ümitlerin tükendiği ve morallerin sıfırlandığı o anda İsa ÇELİK, eşi ve oğluna şöyle diyor: “Allah bize bu evlatları verdi. Celal yavruma da bu rahatsızlığı verdi. Ben Allah’a söz veriyorum, yaşadığım sürece oğlum Celal’e bakacağım. O bana Allah’ın bir emanetidir, artık.

O günden itibaren İsa ÇELİK, oğlunun bir dediğini iki yapmamıştır.                 

  İsa ÇELİK engelli oğlunun işe yerleşebilmesi için büyük bir mücadele vermişti.

Allah Çelal ÇELİK’e  Karel firmasında işe girmesini nasip eyledi. Celal firmada başarılı bir tekniker ve kart tasarımcısı olarak görevini başarıyla sürdürür. Elektronik kartları düzenleyerek şirkette önemli bir konuma gelmişti. Patronu Celali çok sever ve takdir ederdi.

İşte bu başarıya ulaşması için baba İsa ÇELİK her sabah oğlunu işe bırakır ve akşamleyin işten alırdı. Yıllarca bıkmadan usanmadan oğluna özel servislik yapmıştır.

Celalin bir ihtiyacı karşısında günün hangi saatinde olursa olsun hemen yanına koşar imdadına yetişirdi.

Karel firmasının patronları ve yöneticileri, engelli oğluna titizlikle bu denli ilgilenen baba İsa ÇELİK’i takdir ederler ve hürmet gösterirlerdi.

İsa ÇELİK, işini ihmal etmeden her gün erkenden Celal’i işe bırakır ve kendi işine giderdi. İşten çıkınca gider Celali alır eve götürürdü.

Evde oğlunu lavaboya taşır tıraş eder ve temizliğini yapardı. Oğlunun tüm ihtiyaçlarını yerine getirdikten sonra kendine ve eşine zaman ayırırdı.

Oğlu Celal’le daha çok ilgilenmek için erkenden emekli olan İsa ÇELİK’in tüm gayreti oğlu için olmuştu.

Zaman zaman İsa abinin bana söylediği şu sözler kulağımda çınlar:

Hocam, ben kendimi Celal’e adadım. O ne derse onu yaparım. Ben Allah’a söz verdim, Celalim’e hizmet edeceğim. İnşallah.

Evlatlar babaya hizmet eder diye düşünürüz. Ama burada tam tersi görülmüştür. Baba oğluna hizmet ediyordu.

İsa ÇELİK, yaşına, astım ve şeker hastalığına rağmen oğluna hiçbir zaman engelli olduğunu hissettirmeden hizmet etmiştir.

İsa ÇELİK, kalp, şeker ve astım rahatsızlıklarıyla ilgili sürekli ilaç alarak ömrünü idame etmiştir.

Yıllarca  hem oğluna ve hem de kendisine bir hemşire edasıyla her gün saat 22:00’da şeker iğnesi yapardı.

Bir gün hocam dedi, Celal’e iğne yapardım, hiç aklıma gelmezdi, aynı iğneyi kendime de yapacağımı.

Bende kendisine iğneleri nasıl oluyor da karıştırmıyorsun. Derdim.

İsa ÇELİK, iğneler için alarm kurardı. Buzdolabından iğneyi çıkarırdı.20 dakika sonra iğneyi yapardı. Yıllarca bu işi hiç şaşmadan yapmıştı.

2010 yılında oğlu Celal, emekli oldu.

İsa ÇELİK, memleketi Konya Ereğli’den bir ev alarak yazları Ereğli’de geçiriyordu.

Orada da oğlunu memnun etmek için uğraşıyordu. Çarşıda dolaştırıyor, Ulu Camiye Cuma namazına götürüyor. Ayrancı’ya köyleri Kavuklara, İvriz’e parka ve pikniğe getiriyordu. Bütün bunları üşenmeden oğlunun mutlu olması için yapıyordu.

Oğlu Celal, şeker komasına girerek hastanede yoğun bakım ve serviste bir ay kaldığı sürece İsa ÇELİK her gün hastaneye gider oğlu için dua eder ve çok tedirgin olur.

Bundan sonra oğlunun hizmeti daha da zorlaşır.

Her şeye rağmen İsa ÇELİK oğluna hizmette hiçbir eksiklik yapmaz.

Uzun zaman oğlunu yalnız bırakmaz yanı başından ayrılmazdı.

İsa ÇELİK kendi sosyal yaşamını daha da kısıtlayarak, oğlu için yaşamak istiyor ve ona her daim yardım ediyordu.                                                                    

      Bıkmadan usanmadan….

Efkan VURAL

KAYNAK:

https://efkanvural.blogspot.com/2021/05/guzel-insan-isa-celik-2.html