27 Ekim 2017 Cuma

Allah katında din İslâmdır-1

Allah katında din İslâmdır-1
 
 اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ اُوتُوا الْكِتَابَ اِلاَّ مِنْ بَعْدِ مَا جَآءَ هُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَنْ يَكْفُرْ
بِاَيَاتِ اللهِ فَاِنَّ اللهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ
 "Allah katında din İslâmdır."
 
Değerli mü'minler, bugünkü sohbetimizde dinden ve dinin fert ve toplum hayatındaki etkilerinden söz edeceğiz.
 
 Din Nedir?
 
Din kelimesi sözlükte âdet, hüküm, ceza ve itaat gibi manalara gelir. Kur'an-ı Kerim'de din kelimesinin sözlük anlamında kullanıldığı âyet-i kerimeler vardır. Bir örnek olmak üzere Fatiha sûresindeki "Mâliki yevmiddin" “-din gününün sahibi-" âyetindeki din kelimesi ceza ve hüküm anlamında kullanılmıştır.
 
İslâm alimleri dini farklı şekillerde tarif etmişlerdir. Bunların içerisinde en çok benimsenen tarif şudur:
 
"Din; akıl sahiplerini kendi hür iradeleri ile en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilâhî bir kurumdur."
Bu tarifte şu hususlar yer almaktadır:
       1. Din, ilâhi bir kurumdur. Yani dinin kurucusu Allah'tır. İslâm dininin kurucusu Allah olduğu gibi, İslâmiyet ten önceki semavî dinlerin kurucusu da Allah'tır. Bu sebeple her hangi semavî bir dinin peygamberine nispet edilmesi uygun değildir. Allah Teâlâ'nın, Peygamberimize, kendisinin bir beşer elçi olduğunu insanlara söylemesini emretmesi, İslâm dininin kurucusunun kendisi değil, Allah olduğunu bildirmek içindir. Nitekim bir âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
قُلْ اِنَّمَا اَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى اِلَىَّ اَنَّمَا اِلَهُكُمْ اِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحًا وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ اَحَدًا
       "De ki: Ben yalnız sizin gibi bir beşerim. Ancak bana, ilahınızın bir ilah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”2
       Bazı Avrupalıların "Müslümanlığı" Muhammedilik, "Müslüman ı" da Muhammedî olarak ifade etmeleri bu açıdan yanlıştır. Bu dinin adı "İslam" onu kabul eden kimseye de "Müslüman" denir. Esasen Hz. Adem'den itibaren son peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v.)'ya gelinceye kadar bütün peygamberlerin getirdikleri dinlerin ortak adı "İslâm"dır. İslâmiyet’te yer alan temel inanç esasları, bütün semavî ve ilâhî dinlerde değişmeyen esaslar olarak yer almıştır. Ne var ki İslâmiyet ten önceki ilâhî dinler zamanla insanlar tarafından değiştirilerek asliyetleri kaybolmuştur. Çünkü bugün Kur'an-ı Kerim'den başka hiçbir semâvî kitap nazil olduğu, Allah tarafından gönderildiği gibi mevcut değildir. Bu kitaplar, kendilerine ilâve edilmek ve çıkartmalarda bulunulmak sûretiye insanlar tarafından değiştirilmiştir.
        2. Din aklı olanlara hitap eder. Aklı olmayanlar din ile dinin hükümleri ile yükümlü değillerdir.
        3. Din ile ilgili hükümler Allah tarafından konmuştur. Allah gönderdiği peygamberlere bu hükümleri bildirmiş, peygamberler de insanlara duyurmuştur. Bu durumda peygamberlerin görevleri, Allah'ın kendilerine bildirdiği emir ve yasakları duyurmaktan ibarettir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de:
يَآاَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَآ اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ
"Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun."3 buyrulmuş ve peygamberin görevi bildirilmiştir.
      4. Tarifte dinin gayesine de yer verilmiştir. İnsanları dünyada da ahirette de mutlu kılmaktır. Dindeki emir ve yasaklar, bu mutluluğu sağlamak içindir. Yoksa Allah Teâlâ'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ve hiç kimse davranışlarıyla O'na zarar veremez.
       5. Dinin tarifinde yer alan önemli hususlardan biri de hiçbir baskı altında kalmadan insanların kendi hür iradeleri ile dini kabul etmeleridir. Bir kimsenin her hangi bir dini kabul etmesi için ona baskı yapmak doğru olmadığı gibi baskı altında kabul edilen din ile insan dindar olmaz. Bunun içindir ki Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur.
لآ اِكْرَاهَ فِى الدِّينِ
       "Dinde zorlama yoktur."4 Hiç kimsenin aşırılığa saplanıp din konusunda başkasına baskı yapması, dinin tasvip etmediği bir davranıştır. Peygamberimizin hayatını inceleyenler, onun bu konudaki titizliğini göreceklerdir.
 
İşte dinin tarifinde ifade edilen hususlar kısaca bunlardır.
 
(Devam edecek)
 
DİPNOTLAR
1 Al-i İmran, 19.
2 Kehf, 110.
3 Maide, 67.
4 Bakara, 256.
 
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
 

--


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder