31 Ocak 2017 Salı

VERİR ALIR, ALIR VERİR

VERİR ALIR, ALIR VERİR

Ahmed Mürşidî Efendi bir gün talebeleri ile sohbet ederken, bir talebesinin nasîhat istemesi üzerine, ona şöyle buyurdu:

-Aslâ dünyâ malına meyletme! Ancak kimseye el açmayacak kadar malın olsun yeter. Bilmez misin her işin hayırlısı ortasıdır.


Dünyâ âhiretin tarlasıdır. Sen bu âleme para ve mal toplamak için gelmedin! İyi ameller yapmak için geldin.

Kimseye el açmayacak ve yetecek kadar mal kazandıktan sonra, vaktini Hak teâlâya ibâdet ederek geçir. Ondan sonra yat ve istirâhat et.

Unutma!


Nefsinin de sende hakkı vardır. Topladığın o mal ve mülk senin değil, mîrasçılarınındır. Senin rızkın ancak, âlemlerin rızk vericisi olan, Allahü teâlâ tarafından, sana yemen içmen için verilenden ibârettir.

Malım mülküm yok deme! Olmadı diye gam çekme! Bu benim mülkümdür diyene, bir gün ecel gelir. Bu sûretle, o malın sâhibi olduğuna dâir iddâsı yalan olur. Bu yalan dünyâ, dâimâ insanlara gaflet gömleği giydirir.

Bu fânî mülkü elimizden alır. Kendini ona sâhip sanacak bir yalancı müşteri bulur. O da ölür, yerine başkası çıkar. Dünyânın âdeti böyledir. Verir alır, alır verir.

Evliyâlar Ansiklopedisi





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder